Gelecekbilimi, geleceği boş bırakan, henüz doğmamış olanların özgürlüğünü kısıtlamayan bir açıdan ele alıyorum.
Cuma, Nisan 04, 2014
Faşizm Olarak Koleksiyonopati
1987'den beridir koleksiyon malzemeleri satıcısıyım, dolayısıyla buradaki söylem doğrudan gözlemden gelir.
1983'ten beridir 1. Cumhuriyet tasfiye ediliyor.
Bu durumda koleksiyonculuk, hem kültürel, hem de zihinsel olarak koleksiyonopati olmakta.
Diğer bir deyişle, ölen bir kültürün herhangi bir öğesinin ötenaziye inat, kanserperver biçimde, inkıtadan öteye yaşatma çabası koleksiyonopati olmakta ki Benjamin bu işin piri sayılır.
Aynı zamanda, bu koleksiyonerler olmasaydı, en yakın döneme bile ait şimdikinin % 1'i kadar kalıntı olmayacaktı.
Aynı zamanda, Benjamin olmasaydı, onu değilleyerek, ölen bir kültürün son aşamalarını anlayamayacaktık.
Burada faşizm kültürün, delilik zihnin, ölüm bedenin bitişini simgeler ve koleksiyonopati bir faşizm göstergesi olur, bitmişin bitmemişliğini övme ve ululama olarak...
Koleksiyonopat koleksiyoner, kitabı okumak için değil, yalnızca ona sahip olmak ve hatta mümkünse o kitabın tek sahibi olmak için satın alır ve aldıktan sonra da onu kapalı yerlere kilitler, kimseye göstermez ama onu böbürlene böbürlene anlatır.
Benjamin, koleksiyonerliğin burjuvazinin sıkıcı yaşamınndan bir kaçış yolu olduğunu yazar ama ilk koleksiyonerler burjuva değildi, her standart biyografi ve kültürel mod sıkıcıdır ve burjuvazinin çıkış yolu koleksiyonerlik değildir.
Bu durumda koleksiyonerlik, yalnızca kısırdöngünü ve kültürel negatif sembiyözün devamını sağlar ve öyle de oluyor zaten...
(3 Nisan 2014)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder