Cuma, Şubat 15, 2019

Global Kültürel Antropoloji Tezleri: 2. Sanayileşme ve Homo Posterus


Önkoyut: 1. Sanayileşme dönemine ait olan 1900-2000 arasındaki geçmişbilimsel / tarihsel kültürel antropoloji kavramsal çerçevelerini, 2. Sanayileşme dönemine ait olan 2000-2250 arasına ekstrapolasyonluyoruz.
1650-1945 Aydınlanma Çağı, AB ülkeleri eliyle başlatıldı ve bitirildi.
1945-2000 arası, ABD’nin yükselişi ve düşüşü olarak, (çıkış döneminden çöküş dönemine doğru) bir tür ara-geçiş dönemi oldu.
2000-2100 arasında, premature (erken doğmuş) ve postmature (geç doğmuş) rönesansçıklar ve engizisyoncuklar sözkonusu. ‘–çık’ ve ‘–cuk’ sonekleri, kısa dönemli ve asıl rönesanslardan ve asıl engizisyonlardan daha küçük genlikli oluşumlar demek.
Örnekse: İlk uzay devleti olan Asgardia, 2. Sanayileşme’nin öncü altkültürlerinden olan uzaycılık üzerinden, 2015 sonunda yalnızca 3 ayda premature rönesanstan postmature engizisyona geçebildi: Tek adamın hegemonyası oylamayla kabul edildi ve yıllık 100 dolar aidat vermeyen vatandaşlıktan çıkarıldı: Sorun bunları kabul edenlerin sayısında: 100 bin ilk üye içindeki en az 40 bin kişi.
2. Sanayileşme’nin öncü altkültürleri, premature kültürel olgular olarak, 1945-2015 arasında, genel (ekonomik, politik, askeri) geçmişbilim-gelecekbilim vektörlemeleri dışındaki yönelimlerde gelişti: Bu da, premature olarak mikro-başlangıç olmak demek. Bunu sağlayan şey, her altkültürün hem zamanlar, hem de mekanlar içinde, birbirinden bağımsız gelişmesi oldu.
Bu sürede Homo Posterus olgusu, global kültürel geçerlilik olarak % 0’dan milyonda 1’e evrildi. Ekonomik globalizmin bazı alanlarda % 50 olabilmişliği gibi, akıllı telefon kullanımı da, yapay zeka, siberuzay ve bilgisayar alanında % 50 olabildi. Yani, daha başlamadan önce ve başladıktan 70 yıl sonra, 2250 ertesine sarkacak gibi göründü.
Konunun gelecekbilimi açısından bakarsak:
Bir:
2020-2295 arasının, 1945-2020 arası gibi bir tempoda yaşanması mümkündür. Bu da, 21. Yüzyıl’ın bu konulara ayrılmışlığı demek.
İki:
Nüfus, enerji, su, gıda, iklim, salgın makro-makro krizlerinin / sorunlarının geliş sırası henüz belirsiz ve birbirinden bağımsız. O nedenle de, 400-1500 Orta Çağ’ının 4 makro sorunu / krizi (3’ü nüfus / istila, 1’i salgın) etkileşimlerinin, bu yeni dönem için henüz uygulanabilir değildir.
En tehlikeli kriz; ısınma değil, soğuma ve yeni bir buz çağı olarak, iklim olacaktır. 50 yıl gibi kısa bir sürede gelecek bir global soğuma, G-7’yi bitirir.
Kültürü en çok dejenere ve fermente edecek olan olgu ise, global göçtür: Bu olgunun süreçleri, 1960-2020 arasında Aydınlanma AB’sini ümmiliğe ve irrasyonalizme taşıdı bile çoktan örneğin.
Salgın; yeni bilgiler nedeniyle, AB 1350’deki üçte birlik ölüm oranını yakalayamayacaktır, en yüksek oran global % 5 olarak tahmin ediliyor: Globalizm nedeniyle, bu salgın yerel olarak kalamayacaktır.
Su ve gıda sorunu, en çok Doğu-Orta Afrika’da geçerli olacak, oldu bile çoktan. Bu da, 1 milyarlık Afrika nüfusunun100 milyon azalması demek olabilir ama bunun makro etkileri olmayabilir.
Enerji, 1960’ta en kesin gelecek kriz gözüyle bakılırken, teknolojinin GDO üzerinden tarımsal üretimi inanılmaz verimli duruma getimesiyle, başta G-7 ülkeleri olmak üzere, bazı ülkeler için enerji sorununu yoksadı.
Bu makro sorunların ve krizlerin, hangi rönesansları ve engizisyonları yaratacağı tam kesin değildir. Ancak göç şimdiden, klasik sağ-sol politik ayrımını silmiş, 100 yılda kazanılmış ekonomik-politik hakların silinmesine yol aldırmış ve 20. Yüzyıl’daki 50 yıllık zorunlu eğitimin global okuryazarlığını yeniden global ümmiliğe geri çekmiş durumda. Bu global ümmilikeğilimi, global bilim-sanat-düşün çöküşünün en önemli aracı olmuş durumdadır.
Ekonomik-politik-askeri olarak bakılınca görülen ABD 1945-2000 hegemonyası ve 2000-2020 Çin global hegemonluk adaylığı konuları; ABD’nin kendini zirvedeyken batırması, Çin’in ise asla ve kata olamadığı global hegemonluk için, hiçbir hazırlığının ve tezinin / pratiğinin olmadığının görülmesi olarak yaşandı. Bu da, 2000-2100 arası için yokkutuplu Dünya demek: 2000-2020 arasında bunun kaos demek olacağı yaşandı. Bu 2 durum, bu 2 ülkede rönesans veya engizisyon yaratamadı ama işgal ettikleri ülkelerde neo-faşizm ve şeriatçılık olarak yarattı. Bu da, göç ve göçmen işçilerin kendi ülkelerine para transferi üzerinden geri dönüp, bu 2 global hegemona zarar verdi.
ABD, hiçbir zaman özgün bilim, sanat ve düşün yaratamadı. Çin ise, 2.200 yıllık geleneklerini Dünya’ya sunamadı ve empoze edemedi. Dolayısıyla, bilimde, sanatta, düşünde, bu 2 ülke eliyle rönesans veya engizisyon pek beklenmiyor.
Şerh: ‘3 Cisim Problemi’ üçlemesi, Çin’den de bilimkurgu çıkabileceğini kanıtladı. Ancak, bu romanların (İngilizce bilmiyor görünen) yazarının Çince blogundan yapılan İngilizce çevirilerde görüldüğü üzere, global konsensusu etkilemesi zor görünüyor ki roman dizisinin ikincisi ve üçüncüsü global etki ve yaygın okunma yaratamadı.
Sonuç:
Global kültürel antropolojiye etkide bulunabilme alanı, 2000’den beridir bomboş durumda bekliyor. Artık keskin-sivri zekalı bilimci çıkmıyor. Çok fazla sahte marjinal sanatçı olduğu için, gerçek marjinal sanatçılar algılanmıyor bile. Düşün, kendini global kültürün dışına çekti veya itilmesine izin verdi.
Buradan çıkarılabilecek birincil tasarım, asıl 4 rönesans ve 4 engizisyon yerine, yeni 44 rönesansçık ve 44 engizisyoncuk oluşacak, olmakta. Bu da, 21. Yüzyıl boyunca yeni aydınlanma çağları için global aktivasyon enerjisinin altında süregitmek demek.
(14-15 Şubat 2019)

Hiç yorum yok: