Salı, Haziran 23, 2015

Cüneyt Arcayürek İçin

Vefat etti.
Onunla birlikte, bu yıl vefat eden Erken Cumhuriyet münevverleri, siyasetçileri, şusu busu, birer birer yok olup gidiyorlar.
Ara şerh 1: ‘Erken Cumhuriyet’ diyoruz ama aslında artık ‘Erken Birinci Cumhuriyet’ oldu çıktı şimdiden bu tanım.
Evren gitti, Bedii Faik gitti, Demirel gitti.
Arcayürek ve Çetin Altan yolda idi. Biri vardı mezara. Sanırım, Altan da gidici.
Arcayürek, benim için tek bir anlam taşır:
Bilgi Yayınevi’nden çıkmış, 1946-1980 arasını kapsayan, çokpartili tarihçemizin ilk yarısını anlattığı, 10 ciltlik, benim deyimimle ‘Cüneyt Bey Tarihi’ eseri...
Dile kolay ceman 3 bin 500 sayfa...
Ara şerh 2: 1980-2000 arasını kapsayan, ikinci 10 cildi de yazdı ama onlar çok zayıf içerikli oldu. Çünkü Arcayürek, o dönem cumhurbaşkanı danışmanı oldu, hem de Demirel’inki. Zor koşulların alaturka yazarları daha çok yazar kıldığı da, böylelikle bir kez daha kanıtlanmış oldu. Artı Arcayürek, bu dönemde yaşlı idi artık.
Dönelim ‘Cüneyt Bey Tarihi’ne:
Bizcesi, önümüzdeki 50 yıl boyunca, yakın tarih ile ilgilenen sağlı sollu herkesin okuması gereken bir eser o. Mümkünse, 30 yaşından önce okunmasını öneririz.
Neden mi?
Daha kısa olabilirdi ama bu kadar hacimle bile, bu denli ayrıntılı ve düzenli bilgi yığınını başka yerde bulamazsınız. Çünkü bu bilgiler içeridendir, eski deyimiyle bir Ankara muhabirinin notlarıdır.
Çokpartililiğin  bu ülkede neden kıvırılamadığını o sayede öğrendim ben. 1986’da okumuştum onları. Son 30 yılda olup bitenler de, hala kıvıralamadığını imlemeye devam etmekte.
Ara şerh 3: Bu metin, TBMM’nin 25. döneminin ilk celsesinin yapıldığı gün yazıldı. Yaşamımda ilk kez bir naklen TBMM açılışı izledim. Berbattı.
O dönem genel olarak, 1946-1960 arasında CHP-DP, 1960-1980 arasında CHP-AP ikiliğini anlatır bizlere. 1970-1980 arasındaki 4 ana (2 büyük + 2 küçük) parti düzeneğinin, şu anda da benzerinin oluşunu (AKP + CHP / MHP + HDP) modelini de çizer bizlere.
Siyatsetçilerin nasıl hiçbir ders almadığını ve öğrenmediğini kanıtlar.
Fazladan ama eksik olarak, 3 askeri darbenin portresini çizer.
Bu kadar yeter...
Ama:
Tüsiad’ı panoralamaz. Arcayürek hiç ekonomi bilmezdi.
TİP’i ve devamını panoralamaz. Arcayürek Kürtler’i hiç bilmezdi.
Darbeleri de eksik ve yanlış anlamış ve anlatmıştır.
Yani.
Arcayürek, ağaca bakıp, ormanı görememiştir.
Bunun bir politik gazetecinin sorumluluğu olmadığını önesürenler mevcut ama ben buna katılmıyorum.
Zaten bir insan olarak bile, içinde yaşadığın denizi bilmekle yükümlü bir balıksın.
Genellikle bir insan bilmediği bir şeyi anlatamaz. Sanatçılar anlatabilirler ama acaip yollardan.
Yani:
Arcayürek bu defolu haliyle, tam bir Erken Cumhuriyet münevveri idi.

Güle güle...

Hiç yorum yok: