Bir
haber:
“Uluslararası
Uzay İstasyonu'na (UUİ) malzeme taşıyan SpaceX firmasının Falcon 9 insansız
roketi, havada infilak etti.”
+
“An
unmanned SpaceX rocket carrying supplies and the first-of-its-kind docking port
to the International Space Station broke apart Sunday shortly after liftoff. It
was a severe blow to NASA, still reeling from previous failed shipments.”
Yani:
İlk
fırlatılışta düşmüş.
NASA, önceki
düşüşlerle birlikte bu da gelince, ambale olmuş.
Bu, daha
önceleri de olmuş (aşağıdaki 2014’teki):
“NASA’ya
ait fırlatma üssünden yörüngedeki Uluslararası Uzay İstasyonu’na kargo taşıyan
bir roket, fırlatımdan altı saniye sonra düşerek infilak etti. Olayda can kaybı
olmadı.”
Vurgulu
yorumlar:
ABD, tarihte
hiçbir idiotun yapmadığı bir biçimde, yok yıldız savaşları, yok askersiz savaş,
derken, uzaycılıkta rakiplerinden 20 yıl geriye düştü. Üstüne, NASA’yı da
neredeyse tasfiye etti. O NASA da yapa yapa bunu yapıyor.
Çökmüş
SSCB’nin roketleri, şu an ABD’nin kargolarını Uluslararası Uzay İstasyonu’na
taşıyor.
Bu
roket, yeni kuşak roket hesapça.
Neden
böyle oldu?:
ABD’liler,
ister Cumhuriyetçi Parti’li olsunlar, ister Demokrat Parti’li olsunlar,
teknolojide tek başlarına kaldıklarına o denli emin oldular ki, 2 kere uzay
mekiği düşürdüler, hala duruma ayamadılar. Üstelik, ikisi de 2 farklı ve
makro-makro hesap hataları yüzündendi.
Çin,
uzaycılıkta ABD’yi geçti. Şimdi yavaş yavaş askeri teknolojide geçecek gibi.
Tüm
bunlar, hesapça ABD’nin SSCB’yi tuş ettiği 2002-2012 yılları arasında oldu. Şu
anda Putin 2024’e kadar var (3 başkan değişimi), Rusya hala makro ekonomik güç.
1992, ne
işe yaradı o zaman?
Osmanlı,
önce yeni olan ama sonra eskiyen top teknolojisi nedeniyle, 1600’den 1700’e
inişe geçti.
ABD de,
2001’den beridir inişe geçti. Ancak şu var:
ABD,
1950 Kore Savaşı dahil, 2. Dünya Savaşı sonrasında giriştiği hiçbir savaşı askeri açıdan kazanmış değil.
Hepsi
var:
Büyük
güç takıntısı.
Körgözlülük
ve körbakışlılık.
Astarı
yüzünü geçen maliyet.
Dünya’nın
yarısını kendine düşman etmek.
Halkının
yarısını açlığa sürüklemek.
Konfederasyon
bayrağını yasaklayıp, fiili 3. Dünyalı fiili kölelikleri engellememek veya
görmezden gelmek.
2001’den
beridir aynı savdayız:
ABD
bitti ama yeni ABD yok ortada.
Ya da:
1991,
tekkuttuplu bir Dünya oldu.
2001,
kutupsuz (veya 0 kutuplu) bir Dünya oldu.
2011,
tüm eşkiyaların, başıbozukların, ayaktakımının ‘devlet başa’ olduğu nokta oldu.
2021, 4
makro-makro beladan (gıda, su, enerji, nüfus)en az 1’inin duvarı ve travması olacak.
2031,
1929 ardılı gibi olacak: Travmalar lunaparkı gibi bir şey.
Travmatik
bir döneme ve gerçeğin çölüne hoşgeldiniz.
Ömer
Şerif’in tek başına 30 Yıl Savaşı’ndan bir tek köyü koruma savaşının öyküsünü
anlatan filmi muhakkak izleyin. Ders
alabiliyorsanız, alın. Almazsanız, vah vah sizlere...
Cehennem
geldi.
İlk ve tek neyi kurtaracaksınız?
İyi
düşünün...
Tarih,
muhtemelen size o soruyu da sormayacak.
Nükleer
mezbahaya hoşgeldiniz.
İslam
engizisyonuna hoşgeldiniz.
Vikingler’den
(800) ve Cengiz Han’dan (1250) sonra, yeniden 50-100 kent daha Yeryüzü’nden
silinecek. Elde var Kabil, Trablus, Şam (ki Dünya’nın en uzun süreli yaşayan
kenti idi)...
Dipnot 1:
Hitler, yalnızca Varşova’yı silebildi Yeryüzü’nden. Paris, Berlin, Londra
yerinde kaldı, hasar gördü ama silinmedi.
Dipnot
2: Bugün sorulan bir soru üzerine, Paris civarındaki bir nükleler reaktörün
yıkımının AB’nin en az üçte biri olacağını açımladım. İnsanlar anladılar ve
dehşete düştüler. Yeni Haçlı Savaşı, cihada bu hakkı verdi.
Dipnot
3: ‘There is always another bomb’ (Unthinkable) ya da kimsenin aklına, o
bombanın ‘gökten 3 elma’ olarak düşeceği gelmiyor henüz. Metalsiz ve bildiğiniz
balonlu bir bombayı hiçbir detektör bulamaz, o ünlü casus uyduları da dahil.
Çünkü, o konuyu çalışmadılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder