Pazartesi, Haziran 29, 2015

ABD Uzaycılıkta Hala Kaput

Bir haber:
“Uluslararası Uzay İstasyonu'na (UUİ) malzeme taşıyan SpaceX firmasının Falcon 9 insansız roketi, havada infilak etti.”
+
“An unmanned SpaceX rocket carrying supplies and the first-of-its-kind docking port to the International Space Station broke apart Sunday shortly after liftoff. It was a severe blow to NASA, still reeling from previous failed shipments.”
Yani:
İlk fırlatılışta düşmüş.
NASA, önceki düşüşlerle birlikte bu da gelince, ambale olmuş.
Bu, daha önceleri de olmuş (aşağıdaki 2014’teki):
“NASA’ya ait fırlatma üssünden yörüngedeki Uluslararası Uzay İstasyonu’na kargo taşıyan bir roket, fırlatımdan altı saniye sonra düşerek infilak etti. Olayda can kaybı olmadı.”
Vurgulu yorumlar:
ABD, tarihte hiçbir idiotun yapmadığı bir biçimde, yok yıldız savaşları, yok askersiz savaş, derken, uzaycılıkta rakiplerinden 20 yıl geriye düştü. Üstüne, NASA’yı da neredeyse tasfiye etti. O NASA da yapa yapa bunu yapıyor.
Çökmüş SSCB’nin roketleri, şu an ABD’nin kargolarını Uluslararası Uzay İstasyonu’na taşıyor.
Bu roket, yeni kuşak roket hesapça.
Neden böyle oldu?:
ABD’liler, ister Cumhuriyetçi Parti’li olsunlar, ister Demokrat Parti’li olsunlar, teknolojide tek başlarına kaldıklarına o denli emin oldular ki, 2 kere uzay mekiği düşürdüler, hala duruma ayamadılar. Üstelik, ikisi de 2 farklı ve makro-makro hesap hataları yüzündendi.
Çin, uzaycılıkta ABD’yi geçti. Şimdi yavaş yavaş askeri teknolojide geçecek gibi.
Tüm bunlar, hesapça ABD’nin SSCB’yi tuş ettiği 2002-2012 yılları arasında oldu. Şu anda Putin 2024’e kadar var (3 başkan değişimi), Rusya hala makro ekonomik güç.
1992, ne işe yaradı o zaman?
Osmanlı, önce yeni olan ama sonra eskiyen top teknolojisi nedeniyle, 1600’den 1700’e inişe geçti.
ABD de, 2001’den beridir inişe geçti. Ancak şu var:
ABD, 1950 Kore Savaşı dahil, 2. Dünya Savaşı sonrasında giriştiği hiçbir savaşı askeri açıdan kazanmış değil.
Hepsi var:
Büyük güç takıntısı.
Körgözlülük ve körbakışlılık.
Astarı yüzünü geçen maliyet.
Dünya’nın yarısını kendine düşman etmek.
Halkının yarısını açlığa sürüklemek.
Konfederasyon bayrağını yasaklayıp, fiili 3. Dünyalı fiili kölelikleri engellememek veya görmezden gelmek.
2001’den beridir aynı savdayız:
ABD bitti ama yeni ABD yok ortada.
Ya da:
1991, tekkuttuplu bir Dünya oldu.
2001, kutupsuz (veya 0 kutuplu) bir Dünya oldu.
2011, tüm eşkiyaların, başıbozukların, ayaktakımının ‘devlet başa’ olduğu nokta oldu.
2021, 4 makro-makro beladan (gıda, su, enerji, nüfus)en az 1’inin duvarı ve travması olacak.
2031, 1929 ardılı gibi olacak: Travmalar lunaparkı gibi bir şey.
Travmatik bir döneme ve gerçeğin çölüne hoşgeldiniz.
Ömer Şerif’in tek başına 30 Yıl Savaşı’ndan bir tek köyü koruma savaşının öyküsünü anlatan filmi  muhakkak izleyin. Ders alabiliyorsanız, alın. Almazsanız, vah vah sizlere...
Cehennem geldi.
İlk ve tek neyi kurtaracaksınız?
İyi düşünün...
Tarih, muhtemelen size o soruyu da sormayacak.
Nükleer mezbahaya hoşgeldiniz.
İslam engizisyonuna hoşgeldiniz.
Vikingler’den (800) ve Cengiz Han’dan (1250) sonra, yeniden 50-100 kent daha Yeryüzü’nden silinecek. Elde var Kabil, Trablus, Şam (ki Dünya’nın en uzun süreli yaşayan kenti idi)...
Dipnot 1: Hitler, yalnızca Varşova’yı silebildi Yeryüzü’nden. Paris, Berlin, Londra yerinde kaldı, hasar gördü ama silinmedi.
Dipnot 2: Bugün sorulan bir soru üzerine, Paris civarındaki bir nükleler reaktörün yıkımının AB’nin en az üçte biri olacağını açımladım. İnsanlar anladılar ve dehşete düştüler. Yeni Haçlı Savaşı, cihada bu hakkı verdi.

Dipnot 3: ‘There is always another bomb’ (Unthinkable) ya da kimsenin aklına, o bombanın ‘gökten 3 elma’ olarak düşeceği gelmiyor henüz. Metalsiz ve bildiğiniz balonlu bir bombayı hiçbir detektör bulamaz, o ünlü casus uyduları da dahil. Çünkü, o konuyu çalışmadılar.

Hiç yorum yok: