Pazartesi, Haziran 22, 2015

Cengiz Çandar ile Aynı Düşünmek



Açıkçası, ruhumu rencide etti.
Ancak, gerçek bu imiş, onu gördüm:
“Bir AKP-MHP koalisyonu, ömrü Türkiye’ye tamiri çok zor hasarlar vererek, bir yılı geçemeyecek şekilde çöker.”
Çok şükür ki aynılık bu kadar. Gerye kalan 99 saptamada farklıymışız.
Burada süre önemli değil. Zaten, kimse de 1, 2, 4 yıl falan sürsün istemiyor. Yalnızca hiçbir parti, 2 yıldan önce erken seçim istemiyor, çünkü kıyak emekli olacaklar. Ayrıca bu TBMM, 2 yıl sürecek tek bir koalisyon çıkarabilecek gibi de görünmüyor.
Neden 1 yıl bile süremeyebilir bu koalisyon?
Çünkü, öyle bir niyet yok ortada.
Çünkü, ikisinin kanları aynı gruptan değil.
Çünkü Bahçeli, Erdoğan’ı göndermek istiyor ama buna gücü yetmez.
Benim ikinci şıkkım, AKP-HDP ama önce o, sonra bu idi.
Bundan sonra o olursa, epeyi gülerim, kendime de, onlara da.
Geçelim Çandar’ın öbür düşüncelerine:
“2019’a kalmayacak bir ‘erken seçim’de Erdoğan-Davutoğlu ikilisi mi, yoksa Bahçeli ve MHP’si mi silinir; yoksa hep birlikte mi silinirler; bunu yaşayarak görürüz.”
Olsun, partiler gider, insanlar kalır.
Çiçek ANAP’tan, Aksu DYP’den kalma. Biri 30 yıllık, biri 20 yıllık. Baykal desen, 45 yıllık.
Eh, bu MHP’nin o MHP olmadığı da kesin. Oğul Türkeş’lere karşın.
AKP desen, çakmanın çakması bir parti. Bi tane daha kurarlar, nolcek yani?
Ancak, Çandar’ın sözünü anmadığı biçimde, Türkiye’den yeni / farklı / küçük / marjinal parti çıkmama olasılığı baki.
“Bir AKP-MHP koalisyonu kurulacaksa, bunun ‘Kürt karşıtı’ özelliğinin yanı sıra, Rojava’dan ötürü kaçınılmaz bir ‘anti-Amerikan’ ve ‘anti-Batı’ boyutu da olmak zorunda.”
Son biçimiyle AKP’nin anti-ABD olduğunu biliyoruz ama MHP, ABD’yi algılayabilen bir boyuta hiç geçmedi, kapasitesi müsait değil.
MHP’nin anti-batı’cılığı da, ancak ve ancak dağa küsmüş fare biçiminde olabilir.
AKP-Erdoğan ise, taa 2002’de bile, neo-Türk-İslam momentiyle, hiçbir biçimde AB’ci olmadı. Bunu hep yazdık. Şimdi aydılar ancak.
AKP-MHP batacaksa, savaş ve ekonomi stratejileri olmadığı için batacaktır.
Ekonomik kriz içindeyiz, savaşın eli kulağında.
İkisi de felaket yönetimi ve ciddi oyun kuramı ister ama her 2 parti de, felaket önleyici değil, felaket yaratıcı parti durumunda.
“Türkiye’de ‘AKP çevresi’nin – ‘asker’in adını kullanarak – ‘PYD’yi (Kürtleri) kendisinden daha tehlikeli’ gördüğü vahşi-Selefi örgütün son bir yıl içinde ulaştığı nokta bu.”
İşte bu nokta, Çandar’ın neden Ortadoğu uzmanı olamadığını kanıtlıyor:
Sorun, ne El Kaide, ne Suudi Arabistan, ne ABD...
Onun yerine, yeni momentler mevcut:
Suriye’de, ‘PKK x IŞİD’ ve / + ‘IŞİD = PKK’ gibi, çok mavra bir denklem momentine geldik. Kim kimi ayakçı olarak kullanıyor belli değil.
IŞİD kalktı; Hizbullah, Talabani ve El Kaide ile savaş girdi. Onlar da dörtledi.
İran PKK’ye saldırdı.
Kürtler’in 4 ülke (İran, Irak, Suriye, Türkiye) ayağı birbirine karşı. Suriye’deki askeri ve sivil kanat birbirine karşı.
Suriyeli Kürt Salih, Arap-Kürt savaşının başlamasının istendiğini önesürmüş ama o savaş yüzyıllardır zaten var.
Komik olan şey, en azından Irak’ta Şii-Sünni savaşının olmayışı. Çünkü, ikisi de Kürtler’e karşı.
Yani, Çandar ne diyor, olan ne?
Arada hangi ilinti var?
AKP-MHP koalisyonu kurulsa da, kurulmasa da, çökse de, çökmese de, bu denklem orada TC’yi bekliyor kalacak, 4-5 yıl daha...
Dipnot:
Ekonomik kriz ise, TC’yi çoktan yarı-mafya-ülke yaptı bile.
Unutmayın bu, 4. kriz (1994, 2001, 2008, 2015) son 21 yılda.
O günden beridir yediğimiz hurmalar, yarı-kara para, yarı-beyaz-kara para hurma hep... Çekirdekleri de sivri mi sivri... Yalamadan yuttuğumuz için, çıkarırken bir tarafımız epeyi acıyacak.
Belki 500 (yazıyla beş yüz) milyar dolar...

Uyuşturucu, insan ticareti, ambargo delmesi, sıcak para, kaynağı belirsiz açık, yafta çok, uydur uydur söyle...

Hiç yorum yok: