IŞİD
stratejik olarak Dünya’yı 3 halkaya ayırmış:
Bir:
İç
Halka:
Irak ve
el-Şam (Suriye).
İki:
Orta
Halka:
Geniş
anlamıyla Orta Doğu ve Kuzey Afrika (ama anladığım kadarıyla Doğu’da pek pek
Pakistan dahil ama diğerleri değil).
Üç:
Dış
Halka:
Avrupa,
Asya ve ABD.
Bu,
tersinden bakılınca, tam da ABD’nin BOP projesi.
Yani,
IŞİD o projeyi tam tersinden okuyor.
Eh, bir
kitap tersinden okununca da anlamlıdır. Haa, başka anlamlı olabilir ama
anlamlıdır yine de.
Her
halka ayrı askeri stratejilere sahip: Geleneksel savaş, gerilla savaşı ve terör
saldırıları. Bu stratejilerin üçü birden, İç Halka'da etkili bir şekilde
kullanılıyor.
Buna
muhalefet şerhi:
IŞİD, İç
Halka’da gayrınizami savaşın henüz denenmemiş türlerini ve artı stratejisizliği
kullanageldi bugüne dek. Yani, ne yapacağının bilinmemesi de, bu nedenle.
Askeri kitapta olmayan bir savaş türünü, generaller anlamaz pek. Olanları da
anlamazlar ya, neyse. 11 Eylül’de o anda ilk kez yapılan silahsız savaşı çeneleri düşmüş olarak izlemişlerdi naklen yayında,
bizzat seyrettim.
11 Eylül
2001 günü, Dünya savaş tarihinde yepyeni bir sayfa açıldığını tam da o gün
yazdık.
O günkü
silahsız savaşla, Sun Tzu’sundan Clausewitz’ine dek, tüm klasik strateji
kitapları değillendi.
Artı, Makyavelli-Neçayef ekseni 8tez-antitez
ikilisi de / diyalektiği) de aşıldı.
Sonra, topyekun imha savaşına yeni sayfalar
eklendi.
Tüm
bunlar, ABD’nin neo-globalist neo-liberal yaklaşımıyla birlikte devreye sokula,
ABD Askeri Stratejisi 2000’in adımlarına
şerh idi ki o plan 1985 tarihlidir.
Yani,
Einstein’ın
deyimiyle:
Üçüncü
Dünya Savaşı, taş ve sopa ile olmakta. Milenyumdan eski Tatar Yayı, modern
silah Kalaşnikof’a alternatif olmakta şu sıralar.
Bunlar,
2010’a kadarki adımlardı.
Ondan
sonra IŞİD, devreye girdi.
Birçok
hatası var.
Birçok
artı-değer bilgi yarattı.
En boş
noktaları, geçici olmaları.
Bu denli
acımasız olabilmelerinin nedeni de o.
2015
gibi başka bilgiler de devreye girdi bizcesi. (Bunu öğrenmeyi sonraya bıraktık
şimdilik.)
Marksistlikten
Müslüman’lığa dönüşmüş terörist Çakal Carols, 1991 gibi, İkiz Kuleler’i yıkmayı
planladıklarını anlatır ‘Devrimci islam’ kitabında.
Ancak,
artık o da aşıldı.
IŞİD,
bizcesi her an amorf bir biçimde
metamorfozlayan bir savaş makinası.
İçinde,
Batılı paralı askerleri, Batılı beyaz Müslüman ceylanlar, El Kaide’den ve
Hizbullah’tan dönenler, Saddam’ın eski askeri üst düzey kadrosunun bir bölümü
gibi, 5 benzemez ötesi bir karışım var.
Bu, BM
askeri koalisyonu veya 2. Dünya Savaşı birleşik orduları gibi bir şey değil.
Bu,
öngörülemeyen ve kendini de öngörmeyen,
spontan ve enstantane bir askeri gidişat.
Kısa
vadede kesin kazanır, uzun vadede kesin kaybeder.
Ancak,
geriye muazzam kıymette veriler bırakır / bırakacak bizlere.
Onları
da 10 yıl sonra okuruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder