Cuma, Kasım 02, 2018

Sıla’nın Öyküsü Yazarı Neden İlgilendirir?


Öykü beni neden mi ilgilendiriyor?
Ahan da, hikayesi…
Popüler kültür, bir feçes ırmağıdır. Ancak, gelecek feçesin aktığı yöne akar, Yani popüler kültür, (arada bir de olsa) geleceği vektörler.
Gelecek varsa, geçmiş de var:
Popüler kültürün geçmişi.
Popüler kültürün mensuplarına Mills ‘ünlü diyor’: Şarkıcı, futbolcu, manken, şu bu yani…
Popüler kültürün ünlü mensupları, alt sınıflardan çıkar veya çıkarılır. Sınıf atlama hayali baki kalsın diye…
Sıla da, bu öykü silsilesinin ve zincirinin son halkalarından biri…
Sıla’nın öyküsü, ustası olan Sezen’inkine benziyor ama ayrıntılarda farklı. Sonuçta, 40 yıl sonra ilk o başardı rekoru kırmayı: Levent veya Sertab değil… (Oysa onlar, buna daha yakındılar ama hastalıkları onlara çok tuhaf eziyetler ve çelmeler getirdi.)
Sıla’nın öyküsünde beni ilgilendirmeyen şeyler:
Klasik şiddet öyküsü.
Magazin ıvır zıvırları.
Sıla’nın öyküsünde beni ilgilendiren şeyler:
Kendisinden önce yaşanmış aynı hataları, kadermiş gibi bilmem kaçıncı kez yeniden yaşaması ve yaşatması, kendine de, başkalarına da…
Hızlı yükseliş ve hızlı çöküş çizgisinin tuhaf grafiği…
+
Çıkış ve soru:
Sorun şu:
Sıla, bu kısırdöngüden çıkabilecek mi?
Son 1-2 yıllık çizgiden gelen yanıtla:
Hayır…
Ama yol orada ve onu bekliyor…
(1 Kasım 2018)

Hiç yorum yok: