Cuma, Nisan 19, 2019

‘Neo-Con’ Uyduramadık, ‘Paleo-Con’ Verelim


‘Neo-con’ denilen yeni muhafazakarlık türü, 1980-2020 arasında egemen oldu: Hem muhafazakar, hem liberal olunabileceğini önesürdü. 2007’den beridir genel krize giren neo-global neo-liberalizm üzerinden, kendini 2 yönlü tasfiye etti: Yerelliğe geri çekilerek, zaten batmış olan bütçeleri yine savaşa ve silaha yönlendirerek.
‘Paleo-con’lar da, bu ara ortalığa çıkmışlar. Trump daha aday adayı iken, aday bile seçilemeyeceği önesürülürken, kimsenin aklına şu gelmedi:
ABD gibi bir yerde bir insan, arkasına birilerini almadan, başkan aday adayı olmaz, olamaz. Bu ‘paleo-con’lar da Trump’ı destekleyenlerin bir bölümü imiş.
Nasıl ki tektanrılı dinlerde, öze geri dönme tezleri (uzun vadeli periyodlarla yinelenen biçimde hep) varsa, muhafazakarlıkta da öze geri dönme eğilimleri başlamış, çünkü habire revizyon yapılınca, ana düşüngünün aslıyla pek ilgisi kalmıyor. Not: Bu; hem neo-faşizm, hem de neo-engizisyon vektörlerini açımlıyor ama onlar başka metinlerin konuları.
ABD usülü ‘paleo-con’ların 2 özelliği var:
Bölgesellik ve daha içedönük (nasıl oluyorsa, ulus olmayan / içermeyen ABD tipi ulusalcı) ekonomi.
Bunun da nedenleri belli:
ABD, askeri ve iktisadi olarak son 40 yılda başarı sağlayamadı. Teknolojik rekabet gücünü yitirdi. İkikutuplu Dünya yıkılıp da, tekkutuplu Dünya’da tek hegemon olarak kalınca, bunu yürütemedi, reel sosyalizm yerine, İslam’ı kendine yeni düşman / antitez olarak yarattı ama bu da hesaplananın çok ötelerine vardı.
Makro-makro olarak, neo-global neo-liberalizmin baştan çok büyük açıkları vardı:
Dünya’nın tamamını tüketici kılmak isteyip, üstüne bir de tüketici ol(a)mayanları haritadan silmek gibi bir çizgi izleyince, hesap baştan tutmadı. Çünkü, G-20’den G-7-8 çıkınca, yalnızca 1 milyar yeni tüketici demek oluyordu. Globalizm de, toplam 35 yıl ertesinde maksimum % 50 global nüfusu banka hesabı yarattırabildi ancak. İnternet oranı da aynı ama aktif kullanıcılar bunun da yarısı, aktif banka hesabı kullanımı da öyle: Yani, atılan taşla, vurulan kuş hesapları birbirini tutmuyor.
İnsanları yönetmek ayrı, sömürmek ayrı, tükettiremeyince onları öldürmek apayrı. ‘Neo-con’lar bunları hesaplayamadı. Bizce, 2020 itibarıyla, yani şu an için de, ‘paleo-con’lar da aynı durumdalar.
Tezleri kabaca şöyle:
YMCA yerine, beyaz ulusalcı.
Proleterya için, ya yerli işçici, ya göçmen işçici (AB tipi, liberalizmde asimile olmuş, çakma-sözde sol göçmenci takılıyor). Trump, Meksika göçmenlerine karşı duvar örmeye gitti ama bunun bildiğimiz Berlin Duvarı ile aynı anlama geldiğini hesaba katamıyor.
İçedönük ekonomi ki bu da WTA yerine NAFTA demek. 7 milyar havadaki kuş yerine, 1 milyar Latin Amerikalı’yı çantada keklik olarak tercih etmekdemek.
İdelojik araçları da şu imiş:
‘Alt-right’ denilen sosyal medya popülizmi ve neo-faşizmi (bu konuda Trump’ın ideoloğu Steve Bannon imiş).
Burada en önemli sorun, (libelarizmin ana tüketici kitlesi olarak hedeflediği) sosyal medyanın zihni ve kültürel ezeli-ebedi ergenlerinin yönetilemez olması (bu yönetilemezlik, isyankar bir anarşizm değil, rasgeleliğin belirsizliği olmakta). Türkiye’de gençler, HDP ile MHP arasında seçim yapıyor, ABD’de gençler 2016’da Hillary Clinton’dan da Trump’tan da nefret ediyor, ABD’li gençlerin % 40’ı demokrasiye inanmıyor, AB için bu oran % 17, vd, vb...
Böyle bir kitle profili, daha önce engizisyonun da faşizmin de rahatça yaptığı biçimde, kitlenin rahatça yönetilebilirliğinin silinmesi demek. İronik ama internet kitlenin sürü psikolojisini bozdu, daha çok epistemik beyaz gürültü nedeniyle: Türkler’in hem demokrat, hem de şeriatçı olunabileceğini sanmaları, AB’lilerin kitaba dokunmayla Aydınlanma Kültürü’nü taşıyabileceklerini sanmaları gibi, vd…
Dünya Sistemi açısından bakılınca, bu ‘paleo-con’ ve ‘alt-right’ vektörleri şunlar demek:
Epistemik muallaklaşma ya da Yeni Orta Çağ’dalaşma.
Global ekonomik küçülme.
Kültürelce ve zihince, topluca ve histerikçe irrasyonelleşme.
Her bölgenin bu yeni dönemi yaşama biçimleri farklı farklı: Çin’in global emperyalist olma yolunda 2000-2020 arasında arpa boyu yol alamaması bir örnek, AB’nin savaşmamak için veya Brexit durumunda kafayı kuma gömmesi bir örnek, vd…
ABD içinse, bu kadro, 1945-1995 İngiltere’si gibi, ABD’nin bir numara olmaktan aşağıya kayışını gerçekleştirme kısmeti demek. Friedman, bunun 2028 başkanlık seçimlerinde olacağını söylemişti, Trump ve kadrosu, bunu 2020’ye veya 2024’e doğru öne çektiler. Çünkü, hatalarını bile bile hatalarında ısrar edecekler, o zaman da volan büyüyecek:
ABD’de sosyal demokrasi gerek ama mümkün değil ve bunu Sanders gibi biri beceremez: Sosyal demokrasi olmayınca, kanlı ve başarısız isyanlar gelir ve yeni kovboy filmleri konuları ortaya çıkar.
Bilim, teknoloji demek değil, ABD’de akademik çalışmalar taa 1980’den beridir geriliyor ve bu Dünya’nın o zamanlarki bir numaralı bilim dergisi ‘Scientific American’da açıkça dilegetirilmişti.
Bertham Gross, daha 1980’de ABD’nin SSCB’yi soğurmasının ve uyruklaştırmasının bir çözüm olamayacağını belirtmişti.
Farrighi, Wallerstein ve Samin, daha 1970’te 1980 liberalizminin geleceğini ve başarısızlığını öngörmüşlerdi.
Türk genelkurmayı bile, 1985 gibi bir tarihte, ABD’nin Askeri Strateji 2000’sinin işlemeyeceğini öngörmüşlerdi.
Rickaard, kur savaşlarının ABD ekonomisini çökerteceğini, bir beyin fırtınası oyununda, Pentagon’un, CIA’in ve hükümetin adamlarına açıkça söylemişti.
Dolayısıyla:
‘Neo-con’ uydurumadık, ‘paleo-con’ verlim. ‘Paloe-con’ da uymayacak, başarısız halk isyanı verelim, dönelim 1968’e veya 1848’e…
Böyle böyle, 21. Yüyıl’ın ilk 20 yılını heba ettiler, 180 yılı daha heba edecekler: En az 22007e kadar böyle gidecek.
Bu yazılı kader değil, determinist kaosla indeterminist kozmos arasında salınan Verhulst denklemi ve parametreleri olmakta…
Yani:
‘Neo-con’lar gibi, ‘paleo-con’lar da kendilerini tasfiye edecekler…
Dipnot:
‘Paleo-con’ ve ‘alt-right’ tanımlarının açılımları için, İngilizce  Wikipedia’ya bakılabilir.
(17 + 19 Nisan 2019)

Hiç yorum yok: