“Acı
gerçek şu ki en büyük kötülükler, kötüye ve iyiye kafa yormayan insanlar
tarafından yapılır.” Hannah Arendt.
Çook
eksik bir saptama.
Acı
gerçek şu ki insanlar, iyi-kötü veya herhangi başka bir şey üzerine kafa
yormazlar. Yani, eylemleri düşüncesizcedir.
Acı
gerçek şu ki tarihteki en büyük kötülükler, insanlara iyilik yaptığını
önesürenlerce yapıldı, bakınız en yüksek sayılı katliamlar: Stalin’in sanayileşme
hamlesi eşittir 30 milyon açlıktan ölüm, Mao’nun sanayileşme hamlesi eşittir 2
milyon açlıktan ölüm.
Acı
rgrçek şu ki insanların yaşamında kuram yoktur.
Acı
gerçek şu ki liderlerin de yaşamında kuram-eylem birliği yoktur, yani onlar
bile düşünmeden davranırlar.
Acı
gerçek şu ki insanlar, iyi veya kötü üzerinde düşünmüş olsalardı bile, o büyük
kötülükleri yaparlardı.
Acı
gerçek şu ki düşünmek varken yaşamak yoktur, yaşamak varken düşünmek yoktur.
Acı
gerçek şu ki iyi-kötü irdelemesi yoktur veya geçerli değildir, geçerli olanı
(veya öyle olduğunu düşündüğünü) uygularsın, düşünmek veya düşünmemek seçimi veya
seçimsizliği / eylemi vardır.
Acı
gerçek şu ki Arendt, iyi-kötü ayrımı üzerine çok düşündü ama o ayrımı ne
kuramda, ne de eylemde belirleyemedi. Ölümüne yakın, Nazi sempatizanı
Heidegger’ine yine geri döndü. ‘Şeytani Kötülüğün Bayalığıl’ kitabında bazı
gerçekleir gösterirken, bazılarını da göremedi, kendisinin Eşkenazlar’a karşıki
ırkçı şeytani kötü yanını örneğin.
İyi-kötü
ayrımı irdelemesi ve iyi-kötü ayrımında davranışlar, yerlerde ve zamanlarda çok
değişir. Bir insan, bunların herhangi birini sergileyebilir. Önemli olan,
sonucun hesabını kendine ve tarihe yazılı olarak kayıtlayabilmesidir.
(3 Ekim 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder