Cuma, Ekim 07, 2016

Felsefe Olimpiyadı Soruları İrdelemeleri

Kabaca 20 yılda Dünya’da, 10 yılda da Türkiye’de yıllık felsefe olimpiyatları yapılıyor. Katılımcılara 4 metin verilip, onlardan bunlardan 1’ini yazması isteniyor. Alıntıların hepsi de felsefecilerden değil, sanatçılardan da var. Soruların alanı da geniş. Dolayısıyla her epistemik alanın felsefesinin olabileceği varsayılmış oluyor.
Sorular, bol düzelti hatalı olarak şu linkte mevcut:
Bunlardan 2 tanesini yazdım:
Platon ve Arendt olanları.
Sonra düşündüm:
Bu 1 kitap projesi.
Metafizik Deyişler 2-4 olabilir, onlara parçalı yerleştirilebilir yani, çünkü onlardan biri zaten ‘Ustalarla Hesaplaşmalar’ idi. 4.’sünün başlığı ‘Usta Metinlerden’ olabilir.
Bunun için de, önsöz babında, bir irdeleme metni gerekli diye düşündüm.
1986-1987 ders yılında Arda denkel’den Zihin Felsefesi dersi aldığımda onu dellendirmiştim. Ona özdeşlik ilkesinin geçersiz olabileceğini söyleyince, beni felsefeyi 10 üzerinden 1 bile bilmemekle suçlamıştı. Veri tabanı akademisyen / akademik/ bol alıntılı felsefe idi. Ancak tüm önemli felsefecilerin de hiçbir alıntı yapmadan yazdığını gözönüne almamıştı. Zaten bu nedenle felsefecilik hala öznel-bilimcilik modunda. Eğer felsefecilerin tamamı temel bilimler eğitimi almış olsaydı, bu kadar saçmalamazlardı. Bilim felsefesinde hem Feyerabend, hem de Popper saçmaladı, çünkü kendi zamanlarındaki bilim tarihini eksik biliyorlardı. Dünya Sistemi’ni ise muhtemelen hiç duymamışlardı.
Ek: 1981-1982 ders yılında Zeynep Davran’dan felsefe tarihi dersi alıyordum. Ona da, Platon’un yazdıklarını diyalog değil monolog olduğunu söylemiytim. O da dellenmişti ama beni ne dersten bırakmış, ne de sınıftan kovmuştu. Denkel dersten kovmuştu. Kıssadan hisse: Akademisyen felsefeciler, kütkafa / dunkof oluyor.
Gelelim sorular için öznel yeğlemlerime:
20 x 4 = 80 eder. 10 x 4 = 20 eder. Arakesitlerle kabaca 100 diyelim. Bunlardan yazılası 10 alıntı bulurum ama 20-30 tanesi, yalnızca bu kitabı tamamlamak için olabilir ve ikinci ve üçüncü taramaları / elemeleri gerektirir.
Arendt alıntısını ise, ağzımın suyu akarak yazdım. Çünkü ona tapmaya yakın severim, en son yapılan film (von Trotta) ve oyuncusu Barbara Sukowa nedeniyle de.
Alıntı, bana Arendt’in ‘Şeytani Kötülüğün Bayağılığı’ kitabının bile düşündürtemediği bir şey saptattı:
Arendt’in öğrendiği biçimiyle felsefi sorulamada (sorgulama değil) aksaması. Kaygı konusu ettiği konu, tam baktığı yerde ama kimi hafif sağda, kimi hafif solda. Ayrıntıda ıskalamış yani. Şeytani kötülüğün bir temel insan hakkı olduğunu ise görmesi mümkün olmamış ki bunu ne Naziler, ne de onun büyük aşkı ve Nazi sempatizanı Heidegger bile söylemedi ama Brecht söyledi: Faşizme karşı daha büyük faşizm ve bugünün mazluum, arının zalimi.
İşte, felsefeyi bu nedenle seviyorum.
Saf düşünce hala bilimin değil, felsefenin alanında Bu, metafiziğni tam bir bilim yapılmasına kadar sürecek. Tarih bile tam bilim yapıldıktan sonra, metafizik bence haydi haydi tam bilim yapılabilir.
İşte benim irdelemelerim bunlar.
Kitabın önsözü niyetine kabul edilebilir.

(5 Ekim 2016)

2 yorum:

Acaip Adam/Weird Man dedi ki...

Gettano Mosca bunu Machieveilli'de harika yorumladı; Aleaddin de mazeret sınavında bu soruyu sormuştu, gıcıklık olsun diye sınav erteleten bana ve bir kıza....
"Machieveilli, gerçekten Machievellist midir?"
Cevap çok kolay; asla... Kral gerçekten yalan söylemesi ve halkı inandırması gereken bir durumla karşılaşılaşabilir; öyleyse bilge kral yalan söylemeyi sürekli erteleyecektir.
Burada bir ince nokta daha var ki o da, Mosca'ya bu düşünceyi Arendt’in ‘Şeytani Kötülüğün Bayağılığı’ndan esinletmiş olması; aski halde böyle bir noktayı Arendt'İm atlamış olacağını düşünmek gerekir ki, bu da Arendt'e yakışıksızlık olur...

Acaip Adam/Weird Man dedi ki...

Özetle Arendt’in ‘Şeytani Kötülüğün Bayağılığı" nda öğrendiği biçimiyle felsefi sorulamada (sorgulama değil) aksaması. Kaygı konusu ettiği konunın, tam baktığı yerde ama kimi hafif sağda, kimi hafif solda olmasını önemsememek lazım; çünkü mutlak kötülük yapılabiiir bir şey değiidir..