Klip,
tanımı gereği pazarlamadır. Aslında müziği pazarlaması gerekir ama uzun süredir,
Dünya’da da TC’de de et imajı (et-ontosu
değil) pazarlanır oldu.
Aslında
et imajı pornodur. Ancak, kliplerde aşk ve/ya muadili hisler de
pornolaştırılarak sunulur oldu.
Ara şerh:
Porno,
etin bayağılaştırılması veya şeyselliştirilmesi değildir. Belli 19 Mayıs
hareketleri yapılınca, seksin olduğu kanısını uyandırmaktır ki Kamasutra da
aynı çizgidedir. Demek ki bu yanılsama epeyi milenyumluk.
Gelelim
örneklere:
Alaturka
dişilerimiz 50 yıldır yellozdur, kenar mahalle dilberidir, yani seksleri
bayağıdır (banaldir).
Ancak aynı
dişi, bir aşırı seksi olarak, bir aşırı romantik imajlı olarak sunulunca, üzerine
bir de o dişinin gerçek mimiklerinden ve jestlerinden araya sızıntı olunca (ki
buna yeni moda olarak, ‘klip oyunculuğu’ deniyor), herşey birbirine karışıyor.
İrdelemek istediğimiz de bu zaten.
Örneklemeler:
Esin İris’in
2 klibi:
‘Bu Gece’.
‘Özledim’:
İkincisinde
İris, saçını kaşıyışı, erkeğine dokunuşu gibi replikleri kendinden alıntılamışa
benziyor.
İris’in
yüzü asimetrik, bedeni ise ufak tefek. Bunlar, kliplerde pek dikkate alınmamış.
Ufak tefekliği romantikliğe yakınken, ufak tefekliğin seksiliği (bodur tavuk
her daim piliç) görselliğe dökülememiş.
Atiye’nin
2 klibi:
‘Bu İşte
Bir Yalnızlık Var’.
‘Uyan da
Gel’:
İkinicisinde
Atiye vamp bir kılıkta, birincisinde ise henüz ergen olmaya bile karar verememiş orta yaşlı kadın imajında ki
yapmaya çalıştığı, ergen imajında ergen et-ontosu.
Şarkıcılar
da, klip yönetmeye katıldıkları için, bu karmaşanın popüler kültürün toplu
bilisizliğinin aynası / göstergesi olduğunu düşünüyoruz. Yani, verilmek istenen mesaj o değil ama yine de,
verilen mesaj olarak doğru gönderiyi taşıyor. Yani, atılan taş o değil ama
kuş vuruluyor sonuçta.
Toplamda
her 4 klipte de, her 2 hanım sanatçıda da, varlık ve görüngü feci dingildek.
Yani, olan görünen değil ve görünen olan değil. Var olup da görülemeyecek etsellliklerden belki
Fassbinder haberdar olmuş olabilir ama bizim alaturka klipçiler henüz haberdar
değil gibi görünüyor. Asıl önemlisi ise, Yeşilçam geleneğinden dolayı, var olan
ama görünmeyen imajlar / romantiklikler / hissilikler, tam da klibin şeyselleştirebileceği
şeyler oldukları halde, bunların varlığından bile habersizmiş gibi davranılmış.
Sonuç:
Bizim
alaturka kliplerde, bu 2 şarkıcının ve 4 klibin imlediği üzere, imaj ve
et-ontos yer değiştirmiş. Bu, son 50 yıldır tam da her kesimden dişilerimizin
sekso-kültürolojik davranışıdır. Bizde kenar mahalle kevaşeleri, asil kadın
rollerine uygun görülür. Kliplerde de, anoreksiya nevrosis veya obezite
mağdurları, peek bi sanatçı olarak lanse ediliyor.
İster
klipçilerin beceriksizliği olsun, ister yerzamanın kültürel modunun gerektiriri
olsun, bu durum sakil kalıyor. Hiçbir biçimde kitleye yeni imaj ve et-ontos
satılamıyor. Son 20 yılda 10 şarkıcı üretilebildi ancak.
Dipnot:
Türk kadını feci kötü yaşlanır. Candan Erçetin’in 52 ve Sertab Erener’in 51
yaşında aam aslında son 10 yıldır ayan beyan gösterdiği üzere. Yani, 35’inden
sonra Türk kadını için, et-ontosun çöküşünü hiçbir imaj kurtaramaz. Boya küpü
bile, klipler bile...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder