Cumartesi, Temmuz 28, 2018

Aslı Aydıntaşbaş Negasyonu


Devirleri bitti. Defterleri kapandı. Bunlar hala kendilerine yer açmaya çabalıyorlar.
“Filmin son karesinde ABD’li rahibin ülkesine döndüğünü, Hakan Atilla’nın da Türkiye’ye doğru yola çıktığını göreceğiz.”
İşin aslı ne imiş peki?:
“Washington Post gazetesi, ABD Başkanı Trump'ın 14 Temmuz'da İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'yu arayarak İsrail'de gözaltına alınan Ebru Özkan adlı Türk vatandaşının bırakılmasını istediğini yazdı.”
(Sözcü, 27.07.18.)
Bu da, Bronson’un bırakılması için yapılmış.
Gülen ve/ya Atilla uyduramadık, Özkan verelim; pantalon uyduramadık, gömlek verelim.
Sonra da biz, bu türden gazetecilerin manipülasyon için yazdığını söylediğimizde, hakaret sayılıyor.
Sayı saymayı da bilmiyorlar, sopa da yememişler.
Deniz Yücel ve Özkan ile Gülen ve Atilla’nın önem derecelerini birbirine karıştırmışlar.
ABD’de Türkiye’ye yönelik birçok ambargo önerisinin gelmeye başladığını da görmezden geliyorlar.
“Amerikan Hazine Bakanlığı’na, uluslararası mali kuruluşlara 'Türkiye’ye yardım etmeyin ve kredi açmayın' çağrısı yapma yolunu açacak tasarı, bugün Senato’nun Dış İlişkiler Komitesi'nde oylanacak.”
Bu arada:
Hem Aydıntaşbaş gibilerin miyadı doldu, hem de Küçük gibilerin. Çünkü Erdoğan, yeni dönemde bunlara gereksinimi olmayacağını hesapladı ama yanıldı ve bunlar da açıkça görüldüğü üzere, hala eski politik momentte takılıp kalmış durumdalar.
ABD sonunda ipleri yeterince hızlı sıkmaya ve elini açıkça oynamaya başladı. Erdoğan’ın 2 seçeneği var:
Ya IMF yolu, ya başkanlığa güle güle yolu.
Bu türden gazeteci tayfası da, her 2 durumda da tarihin hafriyat çukuruna…
(27 Temmuz 2018)

Hiç yorum yok: