Bir
anket şirketi sahibi ve yorumcusu, şöyle beyanlarda bulunmuş:
“Ortadaki
seçim vaadlerinin bir siyasi partiye 10 puan kazandırmayacağını belirten ünlü
anketçi, ‘Kim seçmeni daha fazla ikna ederse o partinin oylarına bir yansıması
olacaktır. Ama şunu kimse beklemesin. Bu vaatler bir siyasi partiye 10 puan oy
kazandırmaz, 10 puan da kaybettirmez. Bunun temel nedeni kutuplaşma. Çünkü
seçmen duymak istemediği şeyleri duymuyor.’ dedi.
Türkiye'nin
son 15 yılda böyle bir seçim yaşamadığını belirten Adil Gür , 1 puanın bile herşeyi
değiştirebileceğini belirtti. Adil Gür, "1 puan önemsiz mi? Bu seçim o
kadar önemli ki... Bir iki puanın bu kadar değerli olduğu, son 15 yılda hiçbir
seçim yaşamadık. Ne demek istediğimi, 7 Haziran akşamı anlayacağız.' dedi.”
İlk
bölümlere katılıyoruz, son bölümlere yarı katılmıyoruz.
Seçmen,
zaten hiçbir zaman duymak istemediği şeyi duymadı. Toplumbilimde buna, ‘inkar
kültü’ deniyor. O sayede, 1. Cumhuriyet batırılabildi: Ona yapmadığı şeyler
isnat edilerek.
Ekonomik
vaatlerin zaten oy getirdiğini kendisini de itiraf ediyor.
Ekonomik
vaatler, % 10 değil, % 20 bile oran oynattı. Seçim tarihinden biliyoruz.
% 1 e
2’nin seçim sonuçlarını değiştirdiğini daha önce de çok yaşadık:
Özal’ın
yasaklı siyasiler referandumunda: % 0,5 ile.
CHP’nin
1999’da TBMM dışında kalmasında: % 0,5 ile.
DYP’nin
2002’de TBMM dışında kalmasında: % 0,5 ile.
Cem
Uzan’ın 3 ayda kazandığı % 7 ile.
Anketçi
bey, şunu da söylemiyor:
E o
zaman seçmen, neye göre oy verecek?
Yanıt:
Hiçbirşeye
göre: Hep de öyle oldu zaten.
Oyunu
satıp, oyunu sattığı partiye oy vermeyen ve bunu kahvede anlatan bir seçmenden
söz ediyoruz burada.
Şu anda
da, MHP ile HDP arasında seçim yapamayan, % 7’den söz ediyoruz.
% 40’u
ümmi / okumazyazmaz olan bir seçmen kitlesinden söz ediyoruz.
Böyle
başa böyle traş, böyle seçmenle böyle seçim.
Evet,
sonuç:
1946’dan
beriki TC seçmen sınavında seçmen, % 1 bile tutturamadı.
Oy hakkı tiz geri alına...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder