Cuma, Nisan 03, 2015

Biz Devrimi Düzerken Çok Sevmiştik

Sonra sıra düzülmeye gelince, mızıkçılık yaptık.
1968’lilerin durumunu en iyi özetleyen beyit bu.
Önce alafrangalara bir bakalım:
Meşhur Daniel-John Bendit, ‘Biz Devrimi Çok sevşmiştik’ kitabında 1968’lie eski devrimcilerin 1980’lerde içinde oldukları durumları araştırır ve söyleşiler yapar.
Biri hapistedir, biri kaçaktır, biri sağlıklı yaşamcı olmuştur, biri reklamcı olmuştur, vd, vb.
John-Bendit de, ‘yeşilmişik sazmışım’ şarkı sözlerini sevdi ve Yeşiller’ci oldu. Onlar da SDP’ye, onlar da Merkel’e yamandı. Al takke ver külah, düzeni birlikte sömürüyorlar işte.
Aynı John-Bendit, adil düzen Erbakan’ın davetlisi olarak Türkiye’ye de geldi. Erbakan’ın adil düzülmesini ve ev hapsinde ölmesini kaçırdı, yazık.
Sonra alaturkalara bir bakalım:
Atıl Ant, önce hanım çiftliğiyle yayınevi kurdu, onu batırdı. Sonra hanımlar çiftlikleriyle dağıtımcı şirketi kurdu , onu da batırdı. Şu sıralar, Jet Fadıl tipi bir arazi olma durumunda.
Doğu Perinçek, önce maoist, sonra feodalist, sonra PKK sempatizanı, sonra PKK düşmanı, sonra ulusalcı, en son da yarım porsiyon AKP’li oldu.
Cengiz Çandar, önce karşı tarafla röportaj yapan omo beyazı kuvvet oldu, sonra iyice açığa çıktı. Bu sıralar takma dişle dolaşıyor. Hiçbir taraf onu ciddiye alıp satın almadığı için, Ronin oldu sayılır.
Bu üçü, bir zamanlar en güçlü troyka imiş rivayete göre. Daha güçsüzlerini siz düşünün artık.
Bizim 68’liler, devrimi kendilerinin icat ettiğini sanırlar, TİP geleneğini yok sayarlar. Oysa aynı TİP, 1971’de Kürt meselesi nedeniyle kapatılmıştı. Şimdi aynı 1968’liler, yine Kürtçü, HDP’yi destekliyor bir bölümü.
1980’de 30 bin kişi vatandaşlıktan çıkarıldı. Sempatizanlar dahil 100 bin solcu vardı ama 30 bini tüydü / tüyebildi, sonra da 70 bin değil, 700 bin kişi olarak hep birlikte işkence gördük. Onlar ‘politik göçmen’ oldu, sonra vatandaşlıkları geri verildi. Giren bize girdi.
1968’in 50. yılına 3 yıl kaldı. Hafiften hafiften 68’lilerin ensesinde boza pişirmenin zamanıdır, anca intikal ederler rezilliklerine.

Ya huzurevine gitsinler, ya mezara. Kafamızı şişirmesinler artık.

Hiç yorum yok: