Cumartesi, Ocak 26, 2019

Filler Sevişir ve Tepişir, Otlar Hep Ezilir: Türk Sinema Sektörü


Uzun yıllardan sonra, son 10-15 yıldır yerli ve yabancı filmlerin toplam hasılatları kafa kafaya geldi. Yanısıra, örneğin Sony’nin Coca Cola’yı ve birçok Hollywood film şirketini satın alması gibi örneklerle, Hollywood’un Yanki kapitalizminden asıl Çokülkeli Şirket (ÇÜŞ) kapitalizmine geçmesiyle, aynı adımlar ülkemize de geldi ve Kore kökenli bir sinema salonu sahibi şirket, ülkenin sinema salonlarının yaklaşık yarısının egemenliğini eline geçirdi. Bu kez de, 2 küme arasında çıkar yarışı başlatıldı. Devlet ise, Turkcell’de yaptığı gibi, araya girerek yerli sermayeden yana  tavır aldı.
Oysa açıkça bilinir ki filler tepişse de, sevişse de, otlar hep ezilir. Burada ot, nitelikli sinema seyircisi olmakta.
Türk sinema sektörü ateş olsa, cürmü kadar yer yakar: Hepi topu yıllık 80 milyon dolar ciroluluk ki bu, ortalama bir Hollywood filminin çekim maliyeti bile değil.
Asıl ana akım seyircisi desen, 1975 sonrası doğumlu, eksi zekalı ve eksi bilgili, ezeli-ebedi ergen.
Zan’at filmi yönetmeni sayılan Derviş Zaim ise, bir filmiyle 35 bin seyirci toplayabilmiş.
Yerli film desen; 20 yıldır aynı şeyleri yapan Yılmaz Erdoğan, Cem Yılmaz ve Şahan Gökbakar kümesi.
Geçmişe bakarsak:
Ertem Eğilmez 20 yıl aynı aile filmlerini yaptı, sonra unutuldu gitti. Dünya’nın 3 numaralı mizah dergisini çıkaran Oğuz Aral, aynı lümpen muizahı 20 yıl yaptı, sonra unutuldu gitti. Sözünü ettiklerimiz de öyle olacak. Yolun sonuna geldiklerinde efendice emekli olacaklarına böyle çıngar çıkarıyorlar.
Sonuç:
Türk sinemasında gelecek program yok, onun yerine çok çok para kazandıracağı sanılan ve kötüsünün olmadığı sayılan reklam / ‘rating’ var.
(24 + 27 Ocak 2019)

Hiç yorum yok: