Cuma, Şubat 01, 2013

NATO ve ABD


NATO ismen salt bir askeri kurum değil ama fiilen öyle. Soğuk Savaş dönemindeki dengelere yönelik kurulmuş askeri bir kurum. Deiğer bir deyişle, 1990’dan beridir işlevsiz, BM gibi.

Oysa NATO böyle değilmiş gibi, olmadık ülkeleri (Gürcistan’ı)  üyeliği aday alıyor, olmadık yerlere (Afganistan’a) asker yolluyor.

Tabii bunlar AB değil de, ABD marifetleri. Yani NATO başından beridir olduğu üzere, 1990’dan sonra da özellikle ABD askeri planlarını uygulamaya yönelik bir askeri kurum durumunda.

Ancak ABD-AB çatlağı, giderek arada yeni bir okyanus, yani bir düşmanlık boşluğu oluşmasına neden olmakta.

ABD, AB’li hempalarının Afrika’nın dandik ülkelernde güç gösterisi yapmasına izin verirken, kendisi orada 35 ülkeye birden yeniden-fetih çıkarması yapmakta.

Eh, bu da AB kamuyonun er veya geç duruma aymasıyla sonuçlanacak. (Bu sıralar AB, kendi iç sorunlarına fazlaca daldırmış durumda; o nedenle, azıcık devekuşu pozisyonunda.) Seyreyle o zaman gümbürtüyü...

Ancak, bunlar da ABD’ye yetmemiş. NATO’nun başına bir eski AB paryası getirmişken, ona da sufle ile bazı savlarını dikte ettirmekte:

“Rasmussen, savunma harcamalarında kesinti eğiliminin aynı şekilde sürmesi halinde, Avrupalı üyelerin yanı başlarındaki krizlerle etkin şekilde mücadele etme yetenekleri arasında uçurum oluşabileceğini, Atlantik’in iki yakası arasındaki farkın, ABD’de NATO’ya desteğin düşmesi sonucunu doğurabileceğini ve büyüyen diğer güçlerin etkisinin artabileceğini söyledi.”


Meali:

Afganistan operasyonlarınlarından sizden söğüşlediğim milyarlarca dolar yetmedi. Artık kendi paramla savaşmıyorum (malumunuz siyahi Obama kesinti şeyttirdi), sizin paranızla savaşacağım. Alıştım, kudurmuştan beter oldum.

Rasmussen bundan sonra, ancak bir diplomattan beklenecek bir gerdan kıvırma sergiliyor:

“Güvenliğimiz refahımıza bağlı. Eğer iflas durumundaysanız, güvende olamazsınız. Ancak refahımız da güvenliğimize bağlı. Toplumlarımızın güvende olmalarını sağlamak için yatırım yapmayı sürdürmeliyiz, çünkü ekonomilerimizi düzeltmeye çalışmaya odaklanırken, güvenlik tehditleri ortadan kalkmayacak...”

Ben kalender meşrebim, güzel çirkin aramam, kara para veya uyuşturucu parası da aramam. Gerdanında bir atom bombası mutlaka olsuun, olsun.

Devlet terörü, terörist terörü, mafya terörü, sivil terör; makro terör, mikro terör; biyolojik terör, kimyasal terör, sanal terör...

Kırk katır mı, kırk satır mı? Seç seçebilirsen...

Marjinaller 3 oyuncu birden değiştiriyor: Oyuna akil kontenjanından  Carlos, Unabomber ve Leyla Halid alınacak...

Dipnot: ABD hükümeti, Unabomber’in telif hakkı taşıyan herşeyini (mektup, makale, vd) satıyor.

“His writings, books, and other possessions were sold online, and the money raised was sent to several of his victims.[99]”


O nedenle, şimdilik Hasan Sabbah’ı ve Neçayef’i kenarda bekletiyoruz.

Hiç yorum yok: