Cuma, Kasım 21, 2014

Ursula K. Le Guin ve Özgürlük





Kendisi şöyle demiş:
“Kitaplar, sadece meta değildir; kar dürtüsü çoğunlukla sanatın hedefleriyle çelişir. Kapitalizmde yaşıyoruz, iktidarından kaçılamaz gibi geliyor. Kralların ilahi kudreti de öyle geliyordu. Her türlü iktidara direnilir ve bu iktidarlar değiştirilebilir. Direniş ve değişim çoğu kez sanatta başlar. Biz hayatını yazarak ve yayıncılık yaparak kazananlar, hakkımıza düşen payı istiyoruz. Ama bizim güzel ödülümüzün adı kâr değil; onun adı özgürlük.”
Doğru söze ne denir?
Yine de, eksik söze ek bir şeyler denebilir.
Diyelim bari:
Nasıl ki barış savaşmadan gelmiyorsa, özgürlük de gönüllü kulluklarla savaşmadan gelmiyor.
Çıban, üzerinden okşayarak da iyileşmiyor.
Özgürlük içinse, durum çok zor:
Kendisinin yazdığı ‘Mülksüzler’de ortaya koyduğu üzere, ütopyalarda bile özgürlük olamayabiliyor.
Şerh: İnsanların gönüllü kulluğu, aptallıkları, cahillikleri ve kulluğun kolaylığı nedeniyle. Yani kulluk, bir tür istatiksel toplumsal durum, yani en yüksek olasılıklı durum. Yine o nedenle özgürlük de marjinallere kalıyor. Marjinaller ise, genelde özgürce yaşamaktan çok, özgürce ölmeyi yeğliyorlar. Çünkü tüm yaşama biçimleri ve standart biyografiler (en azından beyin, düşünce, yaratıcılık açısından) ölüm biçimleri oluyor.
Gelelim kitaplara ve mülklülüğe:
Komik bir biçimde mülk edinme, bugün Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi’nde mevcut. Ancak orada yaratıcılık için hiçbirşey yok. 100 milyarlık tüm zamanlar insan nüfusundaki 100 bin yaratıcı kişi olmasaydı, insanlar bugün hayvan bile olamayacaktı ki zaten değiller. 5 milenyumluk tarihin ardından son 50 yılda tüm Dünya halklarına okuryazarlık hakkı verildi. Onlar ne yaptı peki? % 100 yerine, % 33 okuryazar kaldı.
Evet, gönüllü okumazyamazlar insan falan değil, hayvan bile değil.
(O nedenle yazar ve yaratıcı, hala büyücü sanılıyor ki Le Guin de bu temayı çok kullanır.)
İşte o nedenle, yazıya gelecek her tür halel idamlık suçtur.
Halklar insanlık suçundan yargılanabilir, az kaldı yargılanıyordu, az sonra yargılanacak. Şirketler insanlık suçundan yargılanabilir, yargılandı da.
O nedenle, kitaplara zarar veren Amazon türü şirketler,  insanlık suçundan idam cezasıyla yargılanır. Gerekirse, 100 bin kişilik kadrosu idam edilir.
İşte Le Guin’in kafasının basmadığı nokta bu: Ya hep, ya hiç.
Ya yazı, ya yeni Orta Çağ...

Le Guin ‘ikircikli ütopya’ diyor, Kafka ‘seçim yoktur’ diyor, Ülkü ‘özgürlük ekmekten önce gelir’ diyor...

Hiç yorum yok: