Ne demiştik?:
3 durum var:
Şeriat, mahalle baskısı, alaturka yavşaklık: Üçünü birbirine
karıştırmamak gerekli.
Çok hüzünlü bir vakanın ardından, bu konuyu yeniden yazmak
elzem oldu:
Bir insan:
“Birçok insan benim arkadaşımdı ama arkadaşım değilmiş.
Herkesi vicdanı ile baş başa bırakıyorum. Ben artık yapamıyorum, bunu öğrendim.
Herkesin istediği gibi istediği şeyi yapıyorum. Şu anda 24 yaşında olmam lazım
ve 24 yaşımda hayatımı sonlandırıyorum. Yapamadım, çünkü insanlar bana izin
vermedi, çalışamadım, bir şeyler yapmak istedim ama yapamadım, bana çok engel
oldular ve beni çok mağdur ettiler. Herkesi Allah ile baş başa bırakıyorum ve
şuan Boğaziçi Köprüsü’ne doğru gidiyorum.”
... demiş ve intihar edip ölmüş.
Buraya kadar, aşağı yukarı bilindik bir öykü. Sonrası
farklı:
“... en son bağdat caddesinde ... ve ... kızı çırılçıplak
bırakıp bağdat caddesinde döndüler bununla ilgili karakol tutanağı var ve
anadolu yakasından kovdular tehdit ettiler lubunyayı eylül sonra beylikdüzünde
bir arabasının evinde kalıyordu o kadar konuştum ama bu olmamalıydi sebebi olan
kişiler ortada yazık yazık elinizi kalbinize koyun ve size lanet ediyorum
conconlarini aldırdı ve aldırmadan 2 saat önce aradım aldırma dedim ona
conconunu aldırdılar sonra arkasından dalga geçtiler daha denecek birsey yok...”
Bu, durumun içinde olan bir kişinin yorumu. Aradaki
parçaları silmişler herhalde.
Beni deli eden bölüm şu:
İnsanların, yani çevresindeki eşcinsellerin, ona trans
olmasını öğütleyip, arkasından aşağılamaları.
Boşuna denmemiştir:
Düşman elinden taş değil, dost elinden gül yareler bizi.
Bu ülkede, insana düşmanları gül atar, dostları taş.
İşte bu, alaturka yavşaklıktır, alaturka gündelik faşizmdir.
Bundan ne eşcinseli uzak kalır, ne zıtcinseli...
Yani, eşcinsel ile zıtcinsel iki kişi, zayıf birine karşı, zulüm
için birleşir.
O nedenle, İstanbul’a atom bombası atılsa ne olur ki?
Sodom Gomor hesabınca, 15 milyonda 150 kişi çıkar mı ki?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder