N
bu akşam suriyeli genç bir çiftle akşam yemeği yedik.
onların ifadeleri ile: "niye bizden nefret ediyorlar? acaba tv
kanallarında çok haber oluyor bu haberlere maruz kaldıkları için olabilir mi?
ırkçı bir nedenle olamaz herhalde.” diye sordular. gerçekten anlamak
istiyorlardı. cevap olarak ben de anlamadığımı söyledim. ölümden kaçanlara
kızmak için nasıl bir ruh halinde olmak veya nasıl bir mantık yürütmek gerekir
veya neyi gerekçe göstermek gerekir anlamıyorum. eğer 2015 te anlarsam alex ve
mohammed'e de anlatıcam.
(30 Aralık 2014)
+
R
İnsanlar, yanıtlarını kaldıramayacakları soruları sorarken,
bir düşünmeliler, derim. İnsanların
ölümden kaçmaları, başkalarını öldürmeleri durumunu yaratır, yarattı,
yaratacak. Genel-sivil (iç değil, anti-askeri anlamında) savaş durumu
budur, çevremizde 12 ülkede savaş var, içeride 2 iç savaş (Kürt-Türk ve
Kürt-Kürt) var. Savaşta ve/ya toplama kampında sağ kalmayı ilk 7 dereceye
almazsan, seni çiğ çiğ yerler, arada pişirip yerler. Anımsatırım, yamyamlık
gerçekten geri geldi ve 1. Dünya Savaşı'nda Anadolu'da yamyamlık vardı. Bazı
soruların yanıtları, gerçekten yenilir yutulur gibi değildir.
(31 Aralık 2014)
+
N
Gey bir çift ve bir kadının anlayamadığı bir durumu gelen
yorumları sayarsak 4 erkek kendilerince anlatmaya çabaladı. Suriyelilerin bunu
niye anlamadığını anlamak için TC den bir komşu ülkeye canınızı kurtarmak için
kaçmak zorunda kalabileceğinizi düşünün, örneğin Bulgaristan'a. Bulgarca
bilmediğinizi, onların da pek ingilizce bilmediğini düşünün. Matematik
öğretmeni olduğunuzu ve 2 küçük çocuğunuz olduğunu hayal edin (bu da gerçek bir
Suriyeli durumu, örneğe çocuk girince babalar da empati yapabilr belki). Bir de
bulgarların sizden nefret ettiğini düşünün. Bu nefreti anlamaya çalışmayın ve
ölüm tehlikesi olan, elektrik, su ve okul olmayan TC ye çocuklarınızla geri dönün.
(2 Ocak 2015)
+
R
Eh, aşağı yukarı aynı konumdayım: Almanca bilmeden,
Dünya'nın en çok ateistinin olduğu Almanya'ya siyasal iltica niyetindeyim. Bana
orada köküne kadar ırkçılık kullanacaklarının bilincindeyim. TC'de ölmektense,
kemiklerimin başka bir ülkede gömülmesini / yakılmasını yeğlerim. Bu benim
fikrimin açımlamasıydı. İkinci adım şu oldu: Bir ülkeden Alevi / anti-Esed'çi
ve anti-IŞİD'Çi olduğun için kaçmakla, eşcinsel olduğun için kaçmak, epeyi
farklı şeyler. Sonuçta eşcinsellere karşı, Suriye'de Türkiye'den daha az acımasız
olmaları bile mümkün. Ancak bu, yine de benim tartıştığımın yanıtı değil: Ölmemek için kaçınca, gittiğin yerde
birilerini öldürürsün. Ya da koşut ve aynı anda tersi: İçeride tımarhane,
dışarıda toplama kampı vardır (Sana Gül Bahçesi Vaat etmedim). Basmakalıp
hümanist bakış açıları genelde işlemez, şu anki kaotik koşullarda hiç işlemez.
Sonuçta, Suriyeli eşcinseller de, kendilerine yardım eden Türkiyeli
heteroseksüellere epeyi zarar verebilir. Benim derdim, yardım edeceğim derken,
kelleyi yitirmemenin önemli olduğu. Dipnot: 1980 İran olaylarından beridir,
TC'ye 35 yılda en az 10 milyon göçmen girdi, çıkan var, çıkmayan var. O sürede,
bizden de 5 milyon kişi dışarı gitti. Nüfusun % 20'sinin bu kadar kısa sürede
sirkülasyonu, kesin zulüm ötesi ve insanlık-dışı durumlar yaratır, yarattı da:
Çok basit: İstiklal Caddesi'nde kışın ortasında dondurma yiyen Suriyeliler,
kendi vatandaşlarına asla ve kata sadaka vermiyorlar, yalnızca tiksinen
gözlerle bakıyorlar, onları dilendirenlerse Türkler zaten.
(2 Ocak 2015)
+
Ek bilgiler:
1.
1932-1945 arasında, toplama kampına düşmemek için Avrupa’dan kaçan Museviler’den, KGB, CIA ve
Mossad ajanları çıktı. İsrail askerleri ve bakanları çıktı.
2.
İran karşı-devriminı yapan Humeyni, olaydan yıllar önce Türkiye
Bursa’da sürgün kaldı. Ülkesinde başa geçince, en az 300 bin Hristiyan’ı
katletti veya sürgüne yolladı veya din değiştirtti.
(2 Ocak 2015)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder