Kliplere harcanan paralar:
Öyle
bazı klipler var ki onlara harcandığı görünen parayla tam / uzun metrajlı film
bile çekilebilir neredeyse. En basitinden, bir Güney kasabasına, parası tam
ödenmek koşuluyla, 10-20 kişilik ekibi 10 günlüğüne götürürsen, yüz binlerce
lira harcarsın gerçekte.
Eski şarkıların yeniden yorumu:
1
şarkının 10 yılda 1, 50 sene boyunca yeniden yeniden yorumlanması, kültürel
antropoloji açsıından çok ilginç örnekler verebilir: Forman’ın ‘All That Jazz’
filminin finalindeki ‘I’m Gonna Die’ şarkısı. Bizde de, klipsel yorum olaram
Fatih Erkoç’un ‘Anı’sı var ki her şeyredişimde içim yanıyor, çünkü her kezinde
o klibin yeni versinonundaki kişiler birer birer ölmüş oluyor.
Ancak,
bizimkiler işi burada da dejenere etti:
Mehmet
Erdem’in ve Umut Güney’in Barış Manço şarkısı yorumları gibi. Erdem aslında
oldukça güçlü olan sesini burada kullanamamış, Güney’inse sesi hiç yok.
Eski film efekti:
1970’li
yılların Yeşilçam filmlerinde, film banyosunda klorlu su kullanılması nedeniyle
aşırı bir yeşil ton vardı. Bu ton ve eskimiş filmlerdeki çizikler, yeni
kliplerde, uysa da kodum, uymasa da kodum, olarak çokça kullanılıyor durumda.
Uç kültürel konumlar:
Oto-biseksüeliteden
çokeşliliğe dek, birçok konu, RTÜK ve benzeri kurumlara karşın, kliplerde
habire boy gösteriyor.
Çaka çuka bitti, bir de öpücük:
İrem
Derici’nin bu AKP ortamında, kalkıp babalar gibins, rakı sofralı ve Çiçek
Pasajı’lı klip çekebilmesine şapka çıkartıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder