Bir haber:
“Çin Faiz İndirdi
...
Banka, para politikasında ihtiyatlı olmayı sürdüreceklerine
dikkat çekti. Banka 25 Ağustos tarihinde de, faizlerde ve zorunlu kalışık
oranlarında indirime gitmişti. Böylece Çin Merkez Bankası, Kasım 2014'ten bu
yana altıncı kez faiz indirmiş oldu.
Bazı analistler dün Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı
Mario Draghi’nin ek parasal genişleme konusunda sinyal vermesi ve bugün de
Çin’in faiz indirmesinin ardından ABD Merkez Bankası Fed'in işinin iyice
zorlaştığının altını çizdi.”
İşte bunlar, şah hamleleri değilse bile, vezir hamleleri
olmakta.
Bu 3 oyuncu, kabaca eşit ekonomik büyüklüklere sahip. Toplamları
ise, Dünya ekonomisinin % 60’ı ediyor.
Böylelikle 2 global oyuncu, 1 ABD ülkesel ve yalnız kalmış oyuncusuna
karşı davranmış oluyor.
Çin kısa vadede kendi zararına da olsa, uzun vadeli ekonomik
stratejilerde mantıklı gidiyor.
ABD, uzun yıllar ondan devalüasyon istedi ama Çin yapmadı.
Sonra öyle bir zamanda yaptı ki tüm Dünya ekonomisi apışıp kaldı. Kısa vadede
aşırı riskli görünen davranış, orta ve uzun vadede bu makro stratejinin parçası
olarak işledi ve Çin, geri kalan tüm Dünya’nın frenini yağlama pahasına, kendi
ekonomik yağını frenlerinden çekti ve bir anlamda kardan zarar ederek, en
azından büyümede küçüldü.
Sonra da bunu yaptı ve büyüme yönünde vektör koydu. Ancak,
hepsini dilimli dilimli ve makul vadeli aralıklarla yaptı.
Ve hepsi birden işliyor.
Çin paçayı kurtardı.
AB, tam avantür komedi formatında, vurdulu kırdılı yoldan
poposunu kurtarıyor.
Kabak, dönüp dolaşıp ABD’nin başına patlayacak. Yaptıklarının
hepsinin bumerang vadesi geldi. Göründüğü kadarıyla, Dünya’da Hindistan’dan
başka dostu kalmadı. Hindistan ise, ABD’nin bu kadar yakınında olmanın maddi ve
manevi bedellerini önümüzdeki birkaç onyılda ağır biçimde yaşayacak, ekonomik
kriz olarak, terör olarak, iç savaş olarak, vd vb.
Bulunduğumuz noktada moment şu:
Global oyuncular artık ABD’ye hayır diyor ama ağzıyla değil
de, fiiliyle.
Ve Yeni Orta Çağ çok çok erken olarak şunu kanıtladı, çok
değil 15 yılda:
Hem marksist tarihçilerin, hem de kapitalist tarihçilerin
birlikte ve ayırtsız olarak yanıldığı biçimde tarih ve Dünya Sistemi, askeri-iktisadi-siyasi
triyalektiğine değil, sanat-bilim-düşün triyalektiğine dayalıdır, yani onun
üzerniden ilerler. ABD, birinci triyalektikte tarihe (hemen tamamı olumsuz
örnek olan) çok şey bırakacak ama ikinci triyalektikte (olumlu veya olumsuz) hiçbirşey
bırakmayacak, tıpkı o çok özendiği Roma gibi.
Ancak bir şerh:
Çin tarihinin ve kültürünün de, öyle sanıldığı gibi blok,
masif, tam güvenilir ve nesnel olmadığı anlaşıldı. Ancak Çin, kendini hala öyle
sanıyor, tıpkı ABD’nin öz-kültürü varmış sanması ve böbürlenmesi gibi.
Askeri stratejilerde yanılır ve savaşta o an için
yenilirsiniz ama bilim-sanat-düşün triyalektiğinde yanıldığınızda, sizden
sonraki milenyumlar boyunca 1 trilyon insan size poposuyla güler. Düşünün ki 5
bin yıl boyunca, üçünde birden zirve yapan tek bir kültür yok, ister katıla
katıla gül, ister hüngür hüngür ağla.
Toparlayalım:
ABD büyük regresyonda.
Diğer ikili ve geri kalanı ABD’den, yani 1 no’dan bağımsız
hareket ediyor.
AB, barış ile kendini bile isteye regresyona soktu.
Çin, tarihinin hiçbir anında olmadığı kadar ve kendisi
bilmeden ve istemeden tam nötr bir nokta yakaladı. Bu noktadan sonra, yakasını
paçasını toparlarsa, tarihe olumlu / artı iz bırakır 2015-2065 için ama bu
umulmuyor açıkçası. O da kırıp dökecek yani: Sonuçta, 500 yıldır birikmiş bir
aşağılık kompleksi var, bunu Japonya 1900-1990’da aynen yaşadık ve Japonya tam
25 yıldır her noktada istop etmiş durumda şu an. Çin de öyle olacak bizcesi.
Ancak bu satranç, çok mantıklı bir açılımda:
‘Spoil’:
Oyun pata biter.
Ya da:
Triellonun patası şöyle olur:
Kalıcı yenilen olmaz, yenilenler sırayla yer değiştirir.
Yani:
Yaralı çok ama kalıcı-ölü yok, yani 3. Dünya Savaşı yok.
Yani:
Nasıl ki 1900 dengesi, (bir tek konuya Çin müdahil olmuş
olarak) aşağı yukarı aynen 2000’de de vardıysa (bakınız: Paul Kennedy, Büyük
Değişimler), 2015 için geçerli olan bu kaotik denge de 2100’de / 22. Yüzyıl’da da
aşağı yukarı aynen olacak (o zamanki müdahiller ister istemez Brezilya ve
Hindistan olacak).
Gerisi ‘rock’n’roll’, yani sallan ve yuvarlan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder