Cumartesi, Ekim 24, 2015

Asıl Ekonomik Makro Oyun Şimdi Başlıyor

Bir haber:
“Çin Faiz İndirdi
...
Banka, para politikasında ihtiyatlı olmayı sürdüreceklerine dikkat çekti. Banka 25 Ağustos tarihinde de, faizlerde ve zorunlu kalışık oranlarında indirime gitmişti. Böylece Çin Merkez Bankası, Kasım 2014'ten bu yana altıncı kez faiz indirmiş oldu.
Bazı analistler dün Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi’nin ek parasal genişleme konusunda sinyal vermesi ve bugün de Çin’in faiz indirmesinin ardından ABD Merkez Bankası Fed'in işinin iyice zorlaştığının altını çizdi.”
İşte bunlar, şah hamleleri değilse bile, vezir hamleleri olmakta.
Bu 3 oyuncu, kabaca eşit ekonomik büyüklüklere sahip. Toplamları ise, Dünya ekonomisinin % 60’ı ediyor.
Böylelikle 2 global oyuncu, 1 ABD ülkesel ve yalnız kalmış oyuncusuna karşı davranmış oluyor.
Çin kısa vadede kendi zararına da olsa, uzun vadeli ekonomik stratejilerde mantıklı gidiyor.
ABD, uzun yıllar ondan devalüasyon istedi ama Çin yapmadı. Sonra öyle bir zamanda yaptı ki tüm Dünya ekonomisi apışıp kaldı. Kısa vadede aşırı riskli görünen davranış, orta ve uzun vadede bu makro stratejinin parçası olarak işledi ve Çin, geri kalan tüm Dünya’nın frenini yağlama pahasına, kendi ekonomik yağını frenlerinden çekti ve bir anlamda kardan zarar ederek, en azından büyümede küçüldü.
Sonra da bunu yaptı ve büyüme yönünde vektör koydu. Ancak, hepsini dilimli dilimli ve makul vadeli aralıklarla yaptı.
Ve hepsi birden işliyor.
Çin paçayı kurtardı.
AB, tam avantür komedi formatında, vurdulu kırdılı yoldan poposunu kurtarıyor.
Kabak, dönüp dolaşıp ABD’nin başına patlayacak. Yaptıklarının hepsinin bumerang vadesi geldi. Göründüğü kadarıyla, Dünya’da Hindistan’dan başka dostu kalmadı. Hindistan ise, ABD’nin bu kadar yakınında olmanın maddi ve manevi bedellerini önümüzdeki birkaç onyılda ağır biçimde yaşayacak, ekonomik kriz olarak, terör olarak, iç savaş olarak, vd vb.
Bulunduğumuz noktada moment şu:
Global oyuncular artık ABD’ye hayır diyor ama ağzıyla değil de, fiiliyle.
Ve Yeni Orta Çağ çok çok erken olarak şunu kanıtladı, çok değil 15 yılda:
Hem marksist tarihçilerin, hem de kapitalist tarihçilerin birlikte ve ayırtsız olarak yanıldığı biçimde tarih ve Dünya Sistemi, askeri-iktisadi-siyasi triyalektiğine değil, sanat-bilim-düşün triyalektiğine dayalıdır, yani onun üzerniden ilerler. ABD, birinci triyalektikte tarihe (hemen tamamı olumsuz örnek olan) çok şey bırakacak ama ikinci triyalektikte (olumlu veya olumsuz) hiçbirşey bırakmayacak, tıpkı o çok özendiği Roma gibi.
Ancak bir şerh:
Çin tarihinin ve kültürünün de, öyle sanıldığı gibi blok, masif, tam güvenilir ve nesnel olmadığı anlaşıldı. Ancak Çin, kendini hala öyle sanıyor, tıpkı ABD’nin öz-kültürü varmış sanması ve böbürlenmesi gibi.
Askeri stratejilerde yanılır ve savaşta o an için yenilirsiniz ama bilim-sanat-düşün triyalektiğinde yanıldığınızda, sizden sonraki milenyumlar boyunca 1 trilyon insan size poposuyla güler. Düşünün ki 5 bin yıl boyunca, üçünde birden zirve yapan tek bir kültür yok, ister katıla katıla gül, ister hüngür hüngür ağla.
Toparlayalım:
ABD büyük regresyonda.
Diğer ikili ve geri kalanı ABD’den, yani 1 no’dan bağımsız hareket ediyor.
AB, barış ile kendini bile isteye regresyona soktu.
Çin, tarihinin hiçbir anında olmadığı kadar ve kendisi bilmeden ve istemeden tam nötr bir nokta yakaladı. Bu noktadan sonra, yakasını paçasını toparlarsa, tarihe olumlu / artı iz bırakır 2015-2065 için ama bu umulmuyor açıkçası. O da kırıp dökecek yani: Sonuçta, 500 yıldır birikmiş bir aşağılık kompleksi var, bunu Japonya 1900-1990’da aynen yaşadık ve Japonya tam 25 yıldır her noktada istop etmiş durumda şu an. Çin de öyle olacak bizcesi.
Ancak bu satranç, çok mantıklı bir açılımda:
‘Spoil’:
Oyun pata biter.
Ya da:
Triellonun patası şöyle olur:
Kalıcı yenilen olmaz, yenilenler sırayla yer değiştirir.
Yani:
Yaralı çok ama kalıcı-ölü yok, yani 3. Dünya Savaşı yok.
Yani:
Nasıl ki 1900 dengesi, (bir tek konuya Çin müdahil olmuş olarak) aşağı yukarı aynen 2000’de de vardıysa (bakınız: Paul Kennedy, Büyük Değişimler), 2015 için geçerli olan bu kaotik denge de 2100’de / 22. Yüzyıl’da da aşağı yukarı aynen olacak (o zamanki müdahiller ister istemez Brezilya ve Hindistan olacak).

Gerisi ‘rock’n’roll’, yani sallan ve yuvarlan.

Hiç yorum yok: