Mankell
vefat etmiş.
Mankell,
İsveçli bir polisiye roman yazarıydı.
İsveç, son
50 yılda, 3 önemli polisiye kahraman dizisi çıkararak, o kadar küçük bir ülke
için gerçek bir rekor kırmış oldu:
Martin
Beck, Kurt Wallender ve Ejderha Dövmeli Kız.
İlkini
yazan bir ikili idi. Erkeği epeyi uzun zaman süre önce vefat etti ama kadın
hala sağ.
Üçüncüsünü
yazan da, daha önce vefat etti.
Mankell,
Wallander tipini yarattı ve şimdi o vefat etti.
Bu tipin
filmleri de yapıldı ve açıkçası benim için romandan daha başarılı idi.
Sonra
Mankell, nedense Martin Beck yazarlarının da (1970’lerde İsveç’in ambargosunu
deldiği ve bundan para kazandığı) Güney Afrika üzerinden takıntılı olduğu,
Afrika alanına girdi. Bencesi, bunda çok çok başarısız oldu.
Konuya takıntısı,
Afrika’da yaşıyor olmasındanmış. Ancak, ben bunda Clarke’ın Sri Lanka macerası,
bence saklı MI5 şeysi ve oranın teröristlerinin canlı bombayı icadı türünden,
bir tür başaşağı koloniyalizm etkisi
olduğunu da düşünmüyor değilim. Sonuçta Nordikler, taa 11. Yüzyıl’da Amerika’yı
kolonileştirmiş tipler.
Yine de,
bu öyküde / üçlemede bir şeyler dingildiyor ve ben bunu 10-15 yıldır
anlayamıyorum.
Tamam,
sosyal demokrat refah devleti, dolaylı kara para aklarsa, bu polisiye roman
yazarlarını rahatsız edebilir ve devlet suçu da polisiye roman yazdırabilir ama
yine de bunlar, yetmiyor.
Ancak bunlar,
nasıl olur da, klasik polisiye roman yazma geri planını yaratır?
İşte,
Mankell’e ‘güle güle’ derken, bu soruyu hala yanıtlayamamış olarak kalıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder