Pazartesi, Ocak 16, 2017

Çorba Günce'si ve/ya Şiir Gecece'si

Önnot:
Metin parçaları semantik ters sırayla ama kronolojik düz sırayla yazıldı ve yerleştirildi.
+
1.
Şiir uyduramadık, evsiz çorbası verdik.
Biz şiir yazınca, daha çok anırıyoruz, uluyoruz Acı’mızdan, yani insan sesimizi yitiriyoruz ve/ya bize yitirttiriyorlar. ‘Bab Bir Buçuk’ta öyle oldu.
Şiir toplama kampından sonra yazılamaz, diyen Adorno’ya hastir çekip, ona beş benzemezce inat, şiir kitaplarımızı 2,5’tan 3,5.’layalım bakalım. N’olcek?
Böylelikle de, Çorba Güncesi olabilir pekala, Şiir Gecece’si.
+
2.
Cihangir semti, yağmur ertesi sessizliğinde.
Etini imajlaştırmış ve şeyselleştirmiş pahalı-Cihangir-insan dişileri geçiyorlar yanımdan tek tük.
Çorbadan Tophane’ye ricattayım.
+
3.
Çorba dağıtımı sırasında, önce idrar ve dışkı koktuğunu sandığım, 80+ yaşında, başı 7. omurundan aşağıdaki kadın, kıdemli çorba dağıtımı düzenleyicisi çıktı. Aristokrat ama emekli öğretmen öğreticisi edasında, bana çorbaları cami şadırvanının taburelerine değil, yere koydurdu. Oysa benim amacım, daha geç soğumalarıydı. Sonuçta dışarısı 7-8 derece ancak.
+
4.
Çorbadan az önce, Cihangir Sıraselviler Carrefoursa’nın az aşağısından çaprazlama aşırma baktım, çorbacı kimse yoktu ve saat 20:32 idi ama çorba dağıtımı 20:30’dur genelde.
Caminin şadırvanındaki tabureye dinlenmek için oturunca, karanlıkta görmeyen yarı gece körlüğüm, orada bekleyenleri anca seçti.
Hala, her akşam yeni insanlar gelmekteler. Peki ama her akşam gelenler nerde?
+
5.
Cihangir evsizleri, hala çorba kuyruğu oluşturmayı bilmiyorlar. Bu akşam, aynı zamanda her zamanki başotorite amca da yoktu dağıtıcı tayfa içinde.
Noldu lan, bunlar da kendi içinde darbe mi yaptı yoksa?
+
6.
Bu akşamki ana tema, aslında 3 x 30 yaş civarı kitapçı. 18:00-20:00 arasındaki polilogda, bir oto-anarşist olarak, ‘imamın dediğini yap, yaptığını yapma’ yönünde öğütler verdim. Genç oldukları için dinlemediler tabii ki.
Bunlar, pek 42 yaş altı ergeni değiller. Kıyısından köşesinden yaşamdan haberdarlar ama yine de yaşamla ve gelecekle ilgili olmadık tasarımları var.
Benim 2 yıllık AKP kırıcılığı savıma ikna olmadılar.
+
7.
Geldik bu akşamki 7. başlık ama 0. tema’ya:
Bir Şiir gördüm 30 yıldan sonra, çorba içmeye çağırdığım.
Benim mahlasım Bilge Can’dır onun rahmetli kocasının asıl adı, bunun permütasyonu idi. Bunu hiç bilmedi, belki bu satırları okursa öğrenir.
Şiir’in Sevgikent İstanbul’u ile benim Kuburkent İstanbul feci tez-antitez durumda.
‘Bab Bir Buçuk’u şiir sayıp basacak yayınevi de yok ortalıkta.
Fassbinder, Feneon, Sinağrit Baba, (Beyaz) Paltolu Adam (Oğuz Atay), burada devreye giriyor.
+
8.
Ferhan Şensoy’un Aydınlık’taki metinlerini istedim bir Aydınlık çalışanından. Bulursa, getireceğini söyledi.
Artık iyice yaşlandığıma ve ölmüş 1. Cumhuriyet edebiyatı yazarlarını (daha çok 1970 ve sonrasını) eleştirme ve 3-5 kitaplama zamanımın geldiğine aydım. Ben yapmazsam, başkası yapmayacak da, yapamayacak da.
Şerh: Bunu Kaan Arslanoğlu’nun nihilizmi inkarcılık saydığını (Politik Psikiyatri) okuduktan sonra kafama-dank’ladım.
Kaldı ki Güzellemeler ile zaten o cumhuriyeti ölürken resmetmiştim çoktan.
Bir Şiir güzellemesi yazdım ama ona çirkinleme gelecek.
+
9.
Ve çorbaa…
(16 Ocak 2017)

Hiç yorum yok: