Pazartesi, Temmuz 20, 2015

Çeviri İçin

2 tam kitap ve en az iki bin sayfa makale çevirmiş, eski profesyonel bir çevirmen sayılırım.
Çevirilerim, 10 üzerinden 6-6,5 minimum, 8 maksimum, ortalama 7 alabilir düzeyde.
İngilizce olarak roman okurken bile sıkılırım, çünkü ortalama okuma hızımın (saata 100 sayfa) dörtte birine falan düşerim. O nedenle de, İngilizce’den Türkçe’ye roman çevirmeyi aklıma bile getirmedim.
Daha çok (hem insansal, hem temel) bilim çevirileri yaptım. Bir zamanlar yayınlanan Hürriyet Bilim Eki’nde çevirilerim adım olmaksızın çıktı ama torpille.
Çeviriye bakış açılarımın dış çizgileri bunlar.
Birinci savım şudur:
Bir çeviri, aslında ortalama 8 olmadıkça, kurtarmaz. Ancak bir çeviri ortalama 8,5 olup da, koca kitapta 1-2 tane 0’lık veya eksi 1’lik (yani kopya bile çekmenin çevirmenin aklına gelmediği) hatalar yaparsa, o çeviri kitabı elimden anında bırakırım.
Kafka’yı Kamuran Şipal’ın çevirmesinin fahiş bir hata olduğunu ve Türkçe’de doğru dürüst Kafka çevirisi bulunmadığını düşünürüm. Almanca bilgim, ilkokul 3-4 düzeyinde ama Kafka’nın İngilizce çevirisini okudum:
‘Bir Köpeğin Araştırmaları’nda, Almanca’da olan ama İngilizce’de olmayan, yarı-devrik gramer yapısı kullanılmıştı ve bu Kafka dili olmaktaydı. Şipal bunu hiç bilmedi, öğrenmedi.
Şerh:
Türkçe de devrik alttümce kullanımlı bir dil ama Almanca’nın resmi yapısı bunun üzerine kurulu. Kafka’nınkisi özel bir devriklik yani. Bunu anlayıp, üstüne bir de İngilizce’ye o dilde olmayan bir yapıyla aktarmak, benim için bir meta-çeviri başarısıdır: Hem içerik, hem form korunmuştur ve aktarılmıştır.
Bunu ben yapamam.
Türkçe’de ve Türkiye’de apan da yok hala.
Nokta. Es.
Dipnot:
Çevirmen Fred Stark’ı, söylediklerimden üç çeyrek muaf tutarım, söylediklerime bir çeyrek dahil ederim.

(20 Temmuz 2015)

Hiç yorum yok: