Pazartesi, Temmuz 13, 2015

Olağan Roman ve Bilimkurgu Roman

Bir alıntı:
“Le Guin’e göre klasik romanın geride bıraktığı boşluk bilimkurgu tarafından doldurulmaktadır. ‘Çünkü’ diyor Le Guin, “Bilimkurgu gibi yeni bir tarzın amacı, klasik roman akımını devam ettirmek veya onu canlandırmak değil; onun yerine geçmektir.’”
Le Guin’in yaşam ve bilimkurgu hakkında çok hatasını gördük:
Bir: Daima eve dönüş.
İki: Matriyarkal faşizm.
Üç: Matriyarkal gerontokrasi pozisyonu.
Dört: Pozisyonlu baba ve koca nedeniyle, aşırı statücülük / poziyonculuk.
Bu alıntıyla da, birkaç hatasını daha gördük:
Bir: Tarihi eksik biliyormuş.
İki: Edebiyat tarihini eksik biliyormuş.
Üç: Bilimkurgu romanının kültürolojisini eksik biliyormuş.
Birbirine koşut olarak irdeleyelim:
Bilimkurgu roman ile çağdaş / realist roman, aşağı yukarı eşzamanlı olarak başlatıldı, üstelik aynı ülkede, Fransa’da. Diyelim Emile Zola ve Jules Verne ile. Bu eşzamanlılık, eğer romanın anlatısal boşluğu varsa, bilimkurgunun da olur, demek.
Ayrıca klasik roman, geride boşluk bırakmış falan değil. Bugün hala sanayi toplumunda geçen geçerli romanlar yazılabiliyor ve gayet uygun anlatılar içeriyor. Doğru, modası geçti, ayrı konu.
Karşılaştır ve karşıtlaştır:
Bilimkurgu roman, daha çok gelecekte ve Dünya-dışı mekanlarda geçer; fantastik roman ise, daha çok geçmişte ve bu Dünya’da geçer. Klasik roman ise, bugün ve burada geçer en çok.
Fantastik roman ve klasik roman, insan ile ilgiliyken, bilimkurgu roman, meta-hüman, trans-hüman, post-hüman ile ilintilidir.
Bilimkurgu roman yenidir ama polisiye (Poe) ve fantastik roman (Shelley) da yenidir ve bilimkurgu ile yakın zamanlı icatlıdır.
Biliimkurgu roman yazarlarının hiçbirinin klasik romanın yerine geçmek için, roman yazdığını okumadım.
Doris Lessing klasik roman yazmaktan bilimkurgu roman yazmaya geçmiş ama bunu becerememiştir, eserleri berbata yakındır. Nobel ödülünü de, bilimkurgu romanları ile değil, olağan romanları ile almıştır. Tabii ki yine de, bilimkurgu roman yazıp da, Nobel ödülü almış tek yazardır kendisi.
Ray Bradbury ise, her iki türde de eser vermiştir. Iain Bank ise, her iki türü de eşzamanlı olarak, bir türü (adına yalnızca noktalı baş harfli bir) mahlasla yayınlayarak yazarlığını sürdürmektedir. Bilindiği kadarıyla, hiçbir kahramanının insan olmadığı tek bilimkurgu romanını da o yazmıştır.
Yani, bu yazalınlara bakarak söylersek:
Bilimkurgu romanda böyle bir eğilim olduğuna ilişkin bir belirti yok şimdilik.
Le Guin’in başyapıtı ‘Mülksüzler’ ise, bir anti-Dostoyevski roman olarak, daha çok klasik roman çizgisinde yer alır. Mekanı Dünya, zamanı şimdi yapsak, o roman değerini ve anlatı içeriğini aynen korur.
Eğer Le Guin’in böyle bir niyeti varsa, bundan sonra bunu yapabilir ama kendisi 85 yaşında artık. Bu zor yani.
Bu yapılabilir mi peki?
Yani, bilimkurgu roman klasik romanın yerine geçebilir mi?
Burası zurnanın zırt deliği olmakta:
Bilimkurgu roman, Soğuk Savaş’ın bitişi olan 1990 ile inişe geçerken, gelecekbilim o tarihten başlayarak ivmeli bir çıkışı geçmiştir. En geç 2000 itibarıyla gelcekbilim, bilimkurgunun çok önünde pozisyon almıştır.
Bunun nedeni şudur:
Dünya türü gezegenler bulunmuştur. Teknoloji, bilimkurgu romanlardaki hemen hemen herşeyi üretmiştir. Üretilemeyenler ise, ışık hızını aşmak gibi, belki bin yıl sonra falan becerilebilecektir. Yani, bilimkurgunun konusu tükenmiştir.
Bu açıdan, klonlama üzerinden ölümsüzlük durumunu irdeleyen ‘Yeni Tanrılar’ romanı belki avangard kalabilmiştir ama Sawyer’in gösterdiği üzere, bilimkurgu neredeyse klasik romanın gerisine bile geri düşmek üzeredir. Onun romanı üzerinden yapılan, çok ilginç bir zaman tasarımı içeren ‘Flashforward’ dizisi ise, epistemik bir duvara çarpmış ve yarıda kesilmiştir.
Ayrıca Holywood, bilimkurgunun canına okumuştur. Sığ ve güdük Yankiler, bilimkurguyu kısır bir tür olmaya itelemektedir. Gelecekbilimde de bunu yapmaktalar.
Şu anda, yani 2015 momentiyle, eskiden bilimkurgunun yaptığı çok şeyi gelecekbilim yapıyor artık. Üstelik, hayalgücü ile değil de, rasyonelite ile.
Şu anda, hem ‘Yeri Orta Çağ’ politik kitabının, hem de ‘Fahrenheit 451’ bilimkurgu romanının saptadığı üzere, bir Yeni Orta Çağ’dayız.
Hem klasik roman, hem de bilimkurgu roman inişte.
‘Hannibal’ metinleri dizisi ile, hem polisiye roman, hem de dizisi çıkışta.
‘Taht Oyunları’ fantastik romanlarının ve dizisinin etkisiyle, fantastik roman çıkışta ama o da tümüyle realist roman çizgisinde. Bir iki ayrıntı dışında, orada geçen herşey, Orta Çağ İngiltere’sinde geçmiş olabilir pekala.
‘Emret Başbakanım’ın yeni versiyonu ile klasik roman da, pekala bir şeyler yapabileceğini imliyor.
Ancak artık çapraz medya tanımlı:
Tüm 9 sanat dalı ve 100 sanat alt-dalı artı, bilgisayar simülasyonu, artı bilim, hemen herşey birarada kullanılıyor.
‘Suikastçının Dini’ bunun kanıtı.
Le Guin feci yanılmış yani.
Es. Nokta. Devamı olacak gibi.

(13 Temmuz 2015)

Hiç yorum yok: