Bir
alıntı:
“Le
Guin’e göre klasik romanın geride bıraktığı boşluk bilimkurgu tarafından
doldurulmaktadır. ‘Çünkü’ diyor Le Guin, “Bilimkurgu gibi yeni bir tarzın
amacı, klasik roman akımını devam ettirmek veya onu canlandırmak değil; onun
yerine geçmektir.’”
Le
Guin’in yaşam ve bilimkurgu hakkında çok hatasını gördük:
Bir:
Daima eve dönüş.
İki:
Matriyarkal faşizm.
Üç:
Matriyarkal gerontokrasi pozisyonu.
Dört:
Pozisyonlu baba ve koca nedeniyle, aşırı statücülük / poziyonculuk.
Bu
alıntıyla da, birkaç hatasını daha gördük:
Bir:
Tarihi eksik biliyormuş.
İki:
Edebiyat tarihini eksik biliyormuş.
Üç:
Bilimkurgu romanının kültürolojisini eksik biliyormuş.
Birbirine
koşut olarak irdeleyelim:
Bilimkurgu
roman ile çağdaş / realist roman, aşağı yukarı eşzamanlı olarak başlatıldı, üstelik
aynı ülkede, Fransa’da. Diyelim Emile Zola ve Jules Verne ile. Bu eşzamanlılık,
eğer romanın anlatısal boşluğu varsa, bilimkurgunun da olur, demek.
Ayrıca klasik
roman, geride boşluk bırakmış falan değil. Bugün hala sanayi toplumunda geçen geçerli
romanlar yazılabiliyor ve gayet uygun anlatılar içeriyor. Doğru, modası geçti,
ayrı konu.
Karşılaştır
ve karşıtlaştır:
Bilimkurgu
roman, daha çok gelecekte ve Dünya-dışı mekanlarda geçer; fantastik roman ise,
daha çok geçmişte ve bu Dünya’da geçer. Klasik roman ise, bugün ve burada geçer
en çok.
Fantastik
roman ve klasik roman, insan ile ilgiliyken, bilimkurgu roman, meta-hüman,
trans-hüman, post-hüman ile ilintilidir.
Bilimkurgu
roman yenidir ama polisiye (Poe) ve fantastik roman (Shelley) da yenidir ve
bilimkurgu ile yakın zamanlı icatlıdır.
Biliimkurgu
roman yazarlarının hiçbirinin klasik romanın yerine geçmek için, roman
yazdığını okumadım.
Doris
Lessing klasik roman yazmaktan bilimkurgu roman yazmaya geçmiş ama bunu
becerememiştir, eserleri berbata yakındır. Nobel ödülünü de, bilimkurgu
romanları ile değil, olağan romanları ile almıştır. Tabii ki yine de,
bilimkurgu roman yazıp da, Nobel ödülü almış tek yazardır kendisi.
Ray
Bradbury ise, her iki türde de eser vermiştir. Iain Bank ise, her iki türü de eşzamanlı
olarak, bir türü (adına yalnızca noktalı baş harfli bir) mahlasla yayınlayarak
yazarlığını sürdürmektedir. Bilindiği kadarıyla, hiçbir kahramanının insan olmadığı tek bilimkurgu romanını da o
yazmıştır.
Yani, bu
yazalınlara bakarak söylersek:
Bilimkurgu
romanda böyle bir eğilim olduğuna ilişkin bir belirti yok şimdilik.
Le
Guin’in başyapıtı ‘Mülksüzler’ ise, bir anti-Dostoyevski roman olarak, daha çok
klasik roman çizgisinde yer alır. Mekanı Dünya, zamanı şimdi yapsak, o roman
değerini ve anlatı içeriğini aynen korur.
Eğer Le
Guin’in böyle bir niyeti varsa, bundan sonra bunu yapabilir ama kendisi 85
yaşında artık. Bu zor yani.
Bu
yapılabilir mi peki?
Yani,
bilimkurgu roman klasik romanın yerine geçebilir mi?
Burası
zurnanın zırt deliği olmakta:
Bilimkurgu
roman, Soğuk Savaş’ın bitişi olan 1990 ile inişe geçerken, gelecekbilim o tarihten
başlayarak ivmeli bir çıkışı geçmiştir. En geç 2000 itibarıyla gelcekbilim,
bilimkurgunun çok önünde pozisyon almıştır.
Bunun
nedeni şudur:
Dünya
türü gezegenler bulunmuştur. Teknoloji, bilimkurgu romanlardaki hemen hemen
herşeyi üretmiştir. Üretilemeyenler ise, ışık hızını aşmak gibi, belki bin yıl
sonra falan becerilebilecektir. Yani, bilimkurgunun konusu tükenmiştir.
Bu
açıdan, klonlama üzerinden ölümsüzlük durumunu irdeleyen ‘Yeni Tanrılar’ romanı
belki avangard kalabilmiştir ama Sawyer’in gösterdiği üzere, bilimkurgu
neredeyse klasik romanın gerisine bile geri düşmek üzeredir. Onun romanı
üzerinden yapılan, çok ilginç bir zaman tasarımı içeren ‘Flashforward’ dizisi
ise, epistemik bir duvara çarpmış ve yarıda kesilmiştir.
Ayrıca
Holywood, bilimkurgunun canına okumuştur. Sığ ve güdük Yankiler, bilimkurguyu
kısır bir tür olmaya itelemektedir. Gelecekbilimde de bunu yapmaktalar.
Şu anda,
yani 2015 momentiyle, eskiden bilimkurgunun yaptığı çok şeyi gelecekbilim yapıyor
artık. Üstelik, hayalgücü ile değil de, rasyonelite ile.
Şu anda,
hem ‘Yeri Orta Çağ’ politik kitabının, hem de ‘Fahrenheit 451’ bilimkurgu
romanının saptadığı üzere, bir Yeni Orta Çağ’dayız.
Hem
klasik roman, hem de bilimkurgu roman inişte.
‘Hannibal’
metinleri dizisi ile, hem polisiye roman, hem de dizisi çıkışta.
‘Taht
Oyunları’ fantastik romanlarının ve dizisinin etkisiyle, fantastik roman
çıkışta ama o da tümüyle realist roman çizgisinde. Bir iki ayrıntı dışında,
orada geçen herşey, Orta Çağ İngiltere’sinde geçmiş olabilir pekala.
‘Emret
Başbakanım’ın yeni versiyonu ile klasik roman da, pekala bir şeyler
yapabileceğini imliyor.
Ancak artık
çapraz medya tanımlı:
Tüm 9
sanat dalı ve 100 sanat alt-dalı artı, bilgisayar simülasyonu, artı bilim,
hemen herşey birarada kullanılıyor.
‘Suikastçının
Dini’ bunun kanıtı.
Le Guin
feci yanılmış yani.
Es. Nokta.
Devamı olacak gibi.
(13 Temmuz 2015)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder