Önnot:
Halil
Kandok ile karşılaşıp karşılaşmadığıma emin olamıyorum. Tanıdığım birine
benziyor ama yaşlılıktan emin olamıyorum.
Metin:
Marjinaller,
birbirlerine karşı birçok hata yapar. Bu hataların bir bölümü normallerinkine
benzer ilginç biçimde.
Günümüz
TC’sinde öteki olarak azınlık olarak; eşcinseller, ateistler ve anarşistler, en
nefret edilenler ve en dışlananlar durumundalar.
Kandok
eşcinsel, Ülkü ateist ve oto-anarşist. Metin veri tabanı olarak bu bazda
irdelense gerek.
Kandok’un
eşcinsel ve marjinal olarak yaptığı hata şu:
Kendisinin
azınlık ve siyasal mücadeleci biri olarak, kendiliğinden ideolojik durumları
anlayabileceğini varsayması. Oysa, herkes gibi onun da, tarihsel bilgileri
epeyi eksik gibi görünüyor.
Şöyle
demiş:
“Halil
Kandok: Benim eşcinselliğimin ülkücü olmakla, dindar bir ideolojiyle ne alakası
olabilir ki? Ve üstelik bu ideolojiler eşcinsel düşmanıyken, beni kabul etmeyen
siyasi tarzlarla ben nasıl varolabilirim ki?”
Birçok
doğru ve yanlış içiçe geçirilmiş onun düşüncelerinde.
Örnekleyelim:
Bazı
Museviler, Hitler döneminde Nazi olmuş. Eşcinsellik, ne Almanlık’ta, ne
Musevilik’te hoşgörülen bir şey değil ama hem Musevi, hem de Alman eşcinseller
olmuş aynı dönemde. Yani, çapraz durumlar oluşmuş
Bu
sırada bazı Alman-değiller, bazı Musevi-değiller, bazı eşcinsel-değiller, Alman
veya Musevi eşcinsellerin ülkeden kaçmasına yardımcı olmuş. Bunların bazıları
da, bu nedenle toplama kamplarında öldürülmüş.
Sonrası
mı?
Fassbinder
gergefi:
Eşcinsel
olup olmadığı bilinmeyen bazı Museviler, Nazisel ‘abwehr’de, bazıları
proto-Mossad’da, bazıları KGB’de, bazıları CIA’de çalışmış. Eşcinsel olsalar
bile, o 4 ülkede, kendilerine yapılacak olanı eşcinsellere yapmışlar: Onlara
zulüm etmişler.
Yani,
eşcinsel olmakla bazı siyasal düşüncelerin durumu karşılıklı istatiksel
bağımsızlıktır (yani, ‘birbirini etkilememe’dir).
Gelelim
bize:
Bizde
uygulanmıyor ama erkek eşcinseller, namazda en arkadaki çocukların arkasında
saf tutabilir. (Bunun tuhaflığını Müslüman şeriatçıların görmemesi de ayrı
konu.) Bunu AKP’lilerin bilmemesi veya uygulamaması bir şeyi değiştirmez.
Şeriat değil, alaturka yavşaklık olur yalnızca.
Eh,
tabii ki eşcinsel ülkücüler de oldu.
Eh,
tabii ki eşcinsel Müslümanlar da oldu. Bunun en az birinin bakanlık yaptığını
da biliyoruz.
Bunlar
kitaplara ve kayıtlara geçmiş şeyler.
Bu
durumda, hoşgörüsüzlüğü tersine çeviriyoruz:
Kandok,
Müslüman ve/ya ülkücü bir eşcinsel, daha önce kendisine zulmetmiş olsa da, o
zulüm görürse, ne yapacak?
Herkes,
mazlum rolünü pek sever de, zalim rolünü üstüne giyen pek çıkmaz nedense.
Bu
durumda, bir marjinal olarak diğer marjinallere hoşgörüsüz demeyelim ama anlama çabasıyla yaklaşmaz duruma
düşmüş.
Bu bir.
Pozitif
de bakalım:
“Bu belki
de cinsiyetçi sisteme bir tepki ya da gerçekten insan kendini heteroseksist
sistemden soyutlayınca, cinsiyet diye bir şeyin olmadığının bilincine varıyor.
Bir kere toplumsal anlamda bir cinsiyetle hiç alakam olamaz. Yani kadın ve
erkek rollerine karşıyım ama ben şu anda kendimi gerçekten hiçbir cinsiyet
kimliğinde hissetmiyorum.”
Eh, işte
bu. Özgür ve oto-anarşist kimliksizlik bu. Çünkü tüm eşcinsel kurumların ve
yayın odaklarının, kimlik baskılaycı / tanımlayıcı yöndeki mahalle baskısı
ortada.
Ancak,
acaba Kandok, özgürlüğü uğruna, hemcinslerini terkedebilir mi? Negatif egzistans olabilir mi?
Burada,
acımasızca görünse de şunu panoramalayacağız:
Ülkücüler
şöyle diyor:
‘Ne
mozaiği lan, mermer mermer.’
Eşcinsel
kurumlar şunu diyor:
‘Ya
bizdensin, ya da değilsin.’
Tabii ki
birden çok eşcinsel kurum ve yayın odağı olduğunu da, aralarındaki iktidarsal köşe kapmacalarını da
kayıtlamak gerekli burada.
Ülkücüler
adam vururlar, eşcinseller kalpten vururlar. Hangisi daha büyük zulüm: Bedensel
mi, zihinsel mi / duygusal mı?
Afrika’da
bir genç kabileden dışlanldı mı, ormana gider, oturur ve ölürmüş.
İşte,
bunu yapmayın eşcinseller. Özellikle de sizden olanlara.
En son
intihar eden trans-’ın intiharında, eşcinseller de rol almış gibi.
Kandok,
bunların neresinde acaba?
Özgürlüğünde
mi?
Kolay
gelsin Kandok. İşin zor. Biliyorum.
Dipnot:
Bunu yapmadığın zaman, benim yaptığım gibi, anti-faşist biri olarak, o faşist
Ülükcüler’le iletişim kurabiliyorsun. İletişim de, eşcinsellik dahil, tüm
farklılıklara hoşgörü yaratıyor. Her zaman değil tabii. Arkanı hep
kollayacaksın. Sonuçta bir marjinalsin. Kurbağa nasıl ki akrebi sırtına
alıyorsa ve her seferinde ikisi de ölüyorsa, bir marjinal bir normali asla ve
kata sırtına almamalı, sırtını da ona dönmemeli. Bakınız: Hayat Bilgisi ünite 3
falan.
1 yorum:
Eleştirilerin için teşekkürler...
Yorum Gönder