Altyazı
dergisinin Ocak 2015 sayısında kendisiyle bir söyleşi yapılmış. Epeyi geçersiz
saptamalarda bulunmuş. Bu metin, onun savlarını irdelemek için yazıldı.
Bir:
Kurmaca
= belgesel
Demiş
ama:
Kurmaca ⊃ senaryo
Belgesel ⊃x senaryo
(çekim senaryosu kastedilmiyor)
İki:
Belgesel;
ucuz, küçük ekiple çekiliyor, sinemadan anlayanlarla birlikte çalışılıyor,
demiş.
Büyük
ekipte sinemadan anlamayanların anlama olanağı artar ama belgesede çalışanların
sinemaman anlaması için bir neden yok.
Artı,
Herzog gibiler, hem kurmaca, hem de belgesel çekiyor.
İroni:
Onun
kurmacaları belgesel gibi olurken, belgeselleri kurmaca gibi oluyor.
Üç:
Her sene
1 film yapıyormuş. Olabilir. Seçimdir. Daha azı da, daha çoğu da yapıldı.
Dört:
Öykülü,
üstses yok, müzik yok.
Olabilir,
seçimdir, tarzdır, üsluptur.
Belgesel
= doğrudan anlatı(m)
Sanat =
dolayım
Doğrudan
sanat yok ama sanat belgesel var. Dolayımla, doğrudanlık daha kısa yoldar
gitmek var. Çünkü zaten tüm sanat dilmeri dolayım, belgeselinkiler dahil.
Wiseman=
nasıl
Flaherty
= nasıl
Morris =
ne ve az da nasıl, kişisl seçim babında
Dolayım
= nasıl
Dolayım
belgesel ≠ nasıl belgesel
Dolayım
= anlatı metamorfozu ve soyutlama derecesi
Metamorfoz
= nitelik
Metamorfoz
≠ nicelik (nicel değişimler, kendiliğinden nitel değişimler olsa da)
Beş:
Belgeselci,
sinemacı, sanatçı; Atay’ın dediği gibi resmin içine kendini yerleştirir ama
resmi de kendi içine yerleştirir, özellikle de burada belgesel tarihine.
Wiseman’ın belgesel tarihi bilgisi ve belgeselci öz-bilinci çok çok eksik.
Bu da,
eleştirmenlerin neden yönetmenlerden daha çok film seyrettiğini açımlıyor.
Bir
savda bulunduğunda, onun resmi de sende olacak, o resimde sen de olacaksın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder