Önnot:
Konuya yeni başlayan genç bir arkadaş, bana konuyla ilgili bazı sorular sordu.
Yazdıklarımı okuyunca da, fazla yoğun ve açıklamasız buldu. Şimdi bir de böyle
anlatmayı deniyorum.
Metin:
Tüm
kavramlar, tarih içinde evrime uğratılırlar.
Dünya
Sistemi tarihi, siyasi, iktisadi, askeri bütünlük içinde ele alır ama bilimsel,
sanatsal, düşünsel bütünlük içinde ele almaz.
O
nedenle, kavramların tarih içindeki evriminin tarihi hala eksiktir.
Bunu da
deneyeceğiz, en azından bu konuda.
Diyalektik,
5 milenyumluk tarih bütünü içinde, yaklaşık aynı dönemde, Antik Yunan’da ve
Eski Çin’de icat edildi.
Antik
Yunan’da şu biçimde, diyalektik, triyalektik, kuadralektik ve poliyalektik
oluştu:
Birbirini
tanıyan ve birbirinin ardılı olan Sokrat, Platon, Aristo triyalektiği.
Aristo,
mantıksal bir diyalektik tasarladı. Buna göre bir şey, ya kendisi, ya da
karşıtı olurdu, ikisini birden birarada olamazdı.
İlk
Dünya fatihi İskender, bu üçünü değilledi ve geçersizledi.
Sonra kuadralektik
etkeni geldi:
İskender’in
kurduğu Mısır İskenderiye’sinde, onlardan 2 yüzyıl sonra Eratosthenes, onların
tasarladığı ama gerçekleştirmediği ilk tam bilimi, coğrafyayı, enlemi, boylamı
tasarladı. Dünya’nın çapını ve çevresini, Ay’ın çapını ve çevresini, Güneş’in
çapını ve çevresini, Dünya-Ay uzaklığını, Dünya-Güneş uzaklığını hesaplayabilir
oldu.
Şerh 1:
Bu
bilgi, 1.500 yıl boyunca inkar edildi ve Dünya’nın çevresini ilk dolanan kişi
Macellan değil, onun bir tayfası oldu.
Eski
Çin’de ise, Sun Tzu, Konfiçyus ve Lao Tzu triyalektiği oldu.
Lao
Tzu’ya göre bir şey, hem kendisi, hem de karşıtı olabiliyordu.
Antik
Yunan’ınki analitik diyalektik oldu. Eski Çin’inki analitik diyalektik oldu.
Eski Çin
kuadralektiği ise, Sun Tzu’ya şerh yazan, Sun Bin’den geldi.
Şerh 2:
Bu
altılı, iktidarın lehinelik ve aleyhidelik olarak benzer üçlemeler
sergilediler.
Böylelikle,
elimizde 2 adet kuadralektik sistem oldu.
Kırınımlı
/ küsurat işlemler üzerinden bakarsak, Aro-Avrasya’ya dayalı bu tarihsel
modelde, Hindistan’da MS 500 gibi 0’ın icadına karşılık, tekerlek bile icat
edememiş ama 0’i icat etmiş Kolomb öncesi Amerikalar’dan Maya duble pentalektiği geldi, yine küsurlu ve fraktal olarak.
Sonra
post-modern dönemler geldi.
Ursul K.
Le Guin, ‘Mülksüzler’de tam sayılı triyalektik ve küsurlu kuadralektik
tasarladı: Anarres xxx A-İo x Thu x Benbili. Epsilon operatör ve poliyalektikçi
ise, Shevek oldu. Yıl 1976 idi.
Sonra
internet ortaya çıktı.
2005
gibi internette 2 triyalektik vardı.
Biri
mutasyonu sayan biyolojik kategori olarak, diğer spritüalist olarak.
2010
gibi Marten Kuilman geldi, kuadralektik mucidi ama icadı 1983 momentli.
Burada
ağaca değil, ormana bakarsak, ne görüyoruz?
Kavramların
tarihte sıralı ve sürekli olarak icat edilmediğini. Ki bu zaten, Aristo Mantığı
MÖ 400, Euclid Geometrisi MÖ 200, Newton Fiziği MS 1600 ile kategorik eşleniklik olarak tarihte
kayıtlı ve mevcut.
Devam:
Aristo
da uzun yüzyıllar yoksayıldı. MS 1000 gibi, (ikisi de din alimidir) İslam’a
Gazzali ve İbn- Sina ile girdi ama sistematikleştirilmedi. MS 1000-1250 gibi,
engizisyon tarafından Aristo yasaklandı. MS 1250 gibi papaz Aquinolu Thomas, onu Hristiyanlık’a soktu. Sonradan papazlar
onu Latince üzerinden sistematikleştirdi. Bugün Aristo Mantığı / tasımı diye
okuduğumuz şey budur aslında (Fellacio, vd).
Burada
en önemli nokta şu:
Poliyalektik,
2.500 yıl boyunca kimsenin aklına gelmedi veya geldiyse bile, kimse onu
telaffuz etmeye cesaret edemedi.
21.
Yüzyıl’dayız ve bu hala böyle.
Oysa,
Kant’ın triyadik mantığı, ondan onu değiştirerek alan Hegel, ondan onu
değiştirerek alan Marx çizgisindeki, 1 milyar kişinin hayatını kaydıran
sistematik diyalektiğe dayalı mantık bu hesapça.
Çok
basit.
Şu
değil:
Nicel
birikimler birikir, nitel dönüşümler yaratır.
Şu:
Nicel
değişimler, kendiliğinden nitel değişimlere dönüşür: 1 kilo hidrojen gazı bir balondur,
10 üzeri 25 kilo hidrojen gazı bir yıldızdır.
Poliyalektiğin,
diyalektikten, yani ikiden sonsuza kadar tüm açılımları ve
sitematikleştirilmesi, en az 10 yıllık bir çaba gerektirir ama onu belki
yüzyıllar daha kimse yapmayacak. Ben dahil.
Ben, iyalektik (kendi kendiyle çatışınca veya
kendini değilleyerek var olan kategorinin işlemi olarak iyalektik) ve ondan
hareketle kompleks poliyalektiğin alfabesini yazdım yalnızca. Gerisiyle
uğraşmadım, uğraşmıyorum, uğraşmayacağım. Daha icat etmem gereken çok düşünce alfabesi var çünkü. Ben uzman
değilim, çokdisiplinliyim.
Konuyla
ilgili, 50’ye yakın makalem var. 100 sözcük / terim ile arama yapılabilir,
hepsi internette var. Onları biraraya gtirip, parçalarını değiştirerek bile,
100 metin daha çıkar.
Hiçbiri,
benim işim değil.
(2 Ağustos 2015)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder