Pazar, Ağustos 02, 2015

Tarihsel Diyalektik

Önnot: Konuya yeni başlayan genç bir arkadaş, bana konuyla ilgili bazı sorular sordu. Yazdıklarımı okuyunca da, fazla yoğun ve açıklamasız buldu. Şimdi bir de böyle anlatmayı deniyorum.
Metin:
Tüm kavramlar, tarih içinde evrime uğratılırlar.
Dünya Sistemi tarihi, siyasi, iktisadi, askeri bütünlük içinde ele alır ama bilimsel, sanatsal, düşünsel bütünlük içinde ele almaz.
O nedenle, kavramların tarih içindeki evriminin tarihi hala eksiktir.
Bunu da deneyeceğiz, en azından bu konuda.
Diyalektik, 5 milenyumluk tarih bütünü içinde, yaklaşık aynı dönemde, Antik Yunan’da ve Eski Çin’de icat edildi.
Antik Yunan’da şu biçimde, diyalektik, triyalektik, kuadralektik ve poliyalektik oluştu:
Birbirini tanıyan ve birbirinin ardılı olan Sokrat, Platon, Aristo triyalektiği.
Aristo, mantıksal bir diyalektik tasarladı. Buna göre bir şey, ya kendisi, ya da karşıtı olurdu, ikisini birden birarada olamazdı.
İlk Dünya fatihi İskender, bu üçünü değilledi ve geçersizledi.
Sonra kuadralektik etkeni geldi:
İskender’in kurduğu Mısır İskenderiye’sinde, onlardan 2 yüzyıl sonra Eratosthenes, onların tasarladığı ama gerçekleştirmediği ilk tam bilimi, coğrafyayı, enlemi, boylamı tasarladı. Dünya’nın çapını ve çevresini, Ay’ın çapını ve çevresini, Güneş’in çapını ve çevresini, Dünya-Ay uzaklığını, Dünya-Güneş uzaklığını hesaplayabilir oldu.
Şerh 1:
Bu bilgi, 1.500 yıl boyunca inkar edildi ve Dünya’nın çevresini ilk dolanan kişi Macellan değil, onun bir tayfası oldu.
Eski Çin’de ise, Sun Tzu, Konfiçyus ve Lao Tzu triyalektiği oldu.
Lao Tzu’ya göre bir şey, hem kendisi, hem de karşıtı olabiliyordu.
Antik Yunan’ınki analitik diyalektik oldu. Eski Çin’inki analitik diyalektik oldu.
Eski Çin kuadralektiği ise, Sun Tzu’ya şerh yazan, Sun Bin’den geldi.
Şerh 2:
Bu altılı, iktidarın lehinelik ve aleyhidelik olarak benzer üçlemeler sergilediler.
Böylelikle, elimizde 2 adet kuadralektik sistem oldu.
Kırınımlı / küsurat işlemler üzerinden bakarsak, Aro-Avrasya’ya dayalı bu tarihsel modelde, Hindistan’da MS 500 gibi 0’ın icadına karşılık, tekerlek bile icat edememiş ama 0’i icat etmiş Kolomb öncesi Amerikalar’dan Maya duble pentalektiği geldi, yine küsurlu ve fraktal olarak.
Sonra post-modern dönemler geldi.
Ursul K. Le Guin, ‘Mülksüzler’de tam sayılı triyalektik ve küsurlu kuadralektik tasarladı: Anarres xxx A-İo x Thu x Benbili. Epsilon operatör ve poliyalektikçi ise, Shevek oldu. Yıl 1976 idi.
Sonra internet ortaya çıktı.
2005 gibi internette 2 triyalektik vardı.
Biri mutasyonu sayan biyolojik kategori olarak, diğer spritüalist olarak.
2010 gibi Marten Kuilman geldi, kuadralektik mucidi ama icadı 1983 momentli.
Burada ağaca değil, ormana bakarsak, ne görüyoruz?
Kavramların tarihte sıralı ve sürekli olarak icat edilmediğini. Ki bu zaten, Aristo Mantığı MÖ 400, Euclid Geometrisi MÖ 200, Newton Fiziği MS 1600 ile kategorik eşleniklik olarak tarihte kayıtlı ve mevcut.
Devam:
Aristo da uzun yüzyıllar yoksayıldı. MS 1000 gibi, (ikisi de din alimidir) İslam’a Gazzali ve İbn- Sina ile girdi ama sistematikleştirilmedi. MS 1000-1250 gibi, engizisyon tarafından Aristo yasaklandı. MS 1250 gibi papaz Aquinolu Thomas, onu Hristiyanlık’a soktu. Sonradan papazlar onu Latince üzerinden sistematikleştirdi. Bugün Aristo Mantığı / tasımı diye okuduğumuz şey budur aslında (Fellacio, vd).
Burada en önemli nokta şu:
Poliyalektik, 2.500 yıl boyunca kimsenin aklına gelmedi veya geldiyse bile, kimse onu telaffuz etmeye cesaret edemedi.
21. Yüzyıl’dayız ve bu hala böyle.
Oysa, Kant’ın triyadik mantığı, ondan onu değiştirerek alan Hegel, ondan onu değiştirerek alan Marx çizgisindeki, 1 milyar kişinin hayatını kaydıran sistematik diyalektiğe dayalı mantık bu hesapça.
Çok basit.
Şu değil:
Nicel birikimler birikir, nitel dönüşümler yaratır.
Şu:
Nicel değişimler, kendiliğinden nitel değişimlere dönüşür: 1 kilo hidrojen gazı bir balondur, 10 üzeri 25 kilo hidrojen gazı bir yıldızdır.
Poliyalektiğin, diyalektikten, yani ikiden sonsuza kadar tüm açılımları ve sitematikleştirilmesi, en az 10 yıllık bir çaba gerektirir ama onu belki yüzyıllar daha kimse yapmayacak. Ben dahil.
Ben, iyalektik (kendi kendiyle çatışınca veya kendini değilleyerek var olan kategorinin işlemi olarak iyalektik) ve ondan hareketle kompleks poliyalektiğin alfabesini yazdım yalnızca. Gerisiyle uğraşmadım, uğraşmıyorum, uğraşmayacağım. Daha icat etmem gereken çok düşünce alfabesi var çünkü. Ben uzman değilim, çokdisiplinliyim.
Konuyla ilgili, 50’ye yakın makalem var. 100 sözcük / terim ile arama yapılabilir, hepsi internette var. Onları biraraya gtirip, parçalarını değiştirerek bile, 100 metin daha çıkar.
Hiçbiri, benim işim değil.

(2 Ağustos 2015)

Hiç yorum yok: