Perşembe, Ağustos 27, 2015

Shit-Will-Age İstanbul’dan İnsan Manzaraları: Carrefoursa Firuzağa’dan Şikayetim Var



1960 doğumluyum. 24 yıl eğitim aldım. Lisansüstü mezunuyum. 28 yıldır seyyar satıcıyım. Bu durumum ve artı zekat keçisi taklidim nedeniyle, lümpen proleterya olumsuz davranışlarını bana sergiler hep.
Yine öyle oldu:
Olay, 27.08.15 21:17 itibarıyla vuku buldu.
Birinci kasada güvenlikçi vardı. Kendi kendine 5 parçalık olanları, kasasına devat ediyordu espri yapıyordu kendince. Ben ona yönelince sırıttı ve kasadan kalktı.
İkinci kasaya geçtim. Kasiyer vardı. Beni görünce, acilen üçüncü kasaya pas etti ve kasadan kaçtı.
Üçüncü kasada yine güvenlikçi vardı. 2,99 liralık çekirdeksiz üzümden az aldığım için, avucumda uzattığım bozuk paralardan 1 lirayı çekti aldı, benimle konuşmaya tenezzül etmedi. Kasa fişi de vermedi.
Ben bu arkadaşların kovulmasını istemiyorum. Ancak, haftanın 7 günü Beyoğlu’ndayım. Bu metni yazdığımı gidip onlara söyleyeceğim.
Ben yalnızca insan olmalarının, zenginlerin kapıkulluğunu yapmamalarını, emekçiliklerine öz-saygı duymalarını umuyorum. Sosyalist olmadım hiç, oto-anarşistim. (Paranın otoritesini tanımam, tanısaydım, banka soyan müdür olurdum, eğitimim o, BÜ İşletme 1987 mezunuyum çünkü, uzmanlığım da ticari banka bilançosu.)
Bu metin, er vyea geç idarecilerin dikkatini çeker, çünkü sosyal medyayı izlediklerini biliyorum. Dava açmaktan o o çocukları kovmaya değişen tüm yelpazedeki davranışlardan herhangi birini yapsalar şaşmam.
‘Shit-Will-Age İstanbul’, bir üçlemenin üçüncü kitabı ve bu metin de orada yerini alacak. Birincisi İstanbul Banallik Atlası. İkincisi Lümpenlerin İstilası. Bana bu projeyi yazdıran dürtü, Temmuz 2014’te Kasımpaşa Parkı’nda açıkhavada yattığım süre içinde geldi. 2 kitap yazıldı. Bunun da, beşte biri yazıldı.
Yeni Orta Çağ’ın 1.-2 Cumhuriyet arasındaki yeni bir Fetret Devri dönemindeyiz Aralık 2013’ten beridir. İnsanlar toplu delilik histerisinde. Bugün bu yaşadığım anekdot da, benim için bu anlamı taşıyor. İnsanlar, bir sırıtmayla ölene dek işsiz kalabileceklerine henüz aymadılar. Kapitalizm, ‘çalışmak özgürleştirir’ aşamasında. Süpermarket emekçileri, günde 16 saat çalıştırılıyorlar, her gün 20 tanesinde bizzat izliyorum.
Göreceğim, göreceğiz. Yazacağım sonucu.
Dipnot: Şu anki imajım, internet fotomun aynısı ama saçlarım 1 numara. Bir de, tam bir evsiz gibi yürüyorum. Ancak, giysilerim temiz ve üzerim parfümlü.

(27 Ağustos 2015, 21:30-21.45.)

Hiç yorum yok: