Önbilgi:
Levent
Yüksel / Yıldız Usmonova ve Candan Erçetin, ‘Yalan’:
Giriş:
‘Aslolan
hayattır Hatçe’m’ diyen Nazım, halt yemiştir, herze yemiştir.
Aslolan
ölümdür.
Aslolan,
belki sağ kalmaktır.
Yüksel,
mezarlıkta söylüyor; Erçetin, 40 gencecik insanı gömen otobüs simgeleyen bir
mekanda.
Gelişme:
Şarkının
sözünün bir bölümü:
“Açmadığın
dalda sözün geçer mi?”
Aslı, şunlar
olsa gerek:
“Yazmadığın
faşizmde ve engizisyonda sözün geçer mi?”
“Ölmediğin
ölümle yaşamda sözün geçer mi?”
Şarkın
tam güftesi şöyle:
“Geri
döndüren gördün mü geçmişi
Boşa
soldurdun o nazlı gençliği
Bir avuç
toprak için yor kendini
Dünyada
ölümden başkası yalan
Yalan
başkası yalan
Dünyada
ölümden başkası yalan
Zaman
kendine benzetmez herkesi
Hesapsız
açar baharlar pembeyi
Açmadığın
dalda sözün geçer mi
Dünyada
ölümden başkası yalan
Yalan
başkası yalan
Dünyada
ölümden başkası yalan
Sitem
etme haberi yok dağların
Ellerini
gözlerinle bağladın
Faydası
yok geç kalınmış figanın
Dünyada
ölümden başkası yalan
Yalan
başkası yalan
Dünyada
ölümden başkası yalan”
Söz :
Mete Özgencil.
Müzik :
Yıldız Usmanova.
Sonuç:
Yok
böyle bir şarkı:
İnsanı
susturuyor.
Ağlatıyor.
Yutkunduruyor.
Nekrofilik
ama realist.
Güzel yalan yerine, çirkin
gerçek.
Dipnot:
Levent
ve Sertab, birlikte iken, ikisi de ağır hastalığa yakalandı ve ölümle sınandı.
İkisi de kaybetti. İlişkileri bitti. Hem de kırgın bitti.
Yani:
Ölümünü ödemediğin aşkta sözün
geçer mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder