Girizgah
Dünya
Sistemi yaklaşımları; iktisat, siyaset, askeriye üzerinden, devletlilik üzerine dayalı bir
modelleme. Oysa tarih göstermiş ki göçler ve halk isyanları, yani devletsizlikler de, Dünya Sistemi modelinin ve gerçeğinin
oluşmasına doğrudan katkıda bulunmuş.
Progogin’in
buna yaklaşımı, determinist kaos
modellemesi; Ülkü’nün buna yaklaşımı, indeterminist
kozmos modellemesi.
Verhulst
çizelgelerinin görünür örüntüleri
açısından konuya bakarsak, kimi devletlilik örüntüsüz ve devletsizlik örüntülü
olabilmekte. Bu da, Orta Çağ için kaos modellemesi yaklaşımlarının gözden
geçirilmesi ve yeniden düzenlenmesi gereğini imliyor.
Gelişme
4
başkaldırı ve kazan kaldırma silsileleri dizisine bakarsak, 50 yıllık
düzenlilikte bir örüntü görüyoruz.
Paris
1871, bir kentin ülkesinin epeyi önüne geçmiş kültürel evriminin barbarlığa
yenilgisini temsil ediyor.
Kronstadt
1921, daha gerçekleştirilmeden önce, Luxemburg tarafından bürokratik parti devleti faşizmi olacağı öngörülmüş ilk Dünya
devriminin, kendisinin parçası olması gereken, işçi sınıfını acımasızca
ezmesini temsil ediyor.
Paris
1971, 2. Dünya savaşı ertesinde özgür (püriten ahlak tarafından engellenmeden)
yaşayan kuşakların isyanlarını ve tarihteki (üniversite) ilk öğrenci devrimci hareketini temsil ediyor.
Dünya
2021 ise, 1970’te tıkanmış olan 1. ve 2. Dünya ekonomilerinin, işin içine 3.
Dünya’yı katarak, 1980’lerde G-20’yi oluşturarak, o diğer ülkeleri
dördüncü-dünya’laştırması sürecini ve buna karşı tepkileri temsil ediyor.
Bu
süreçte isyanlar, daha 1990’da WTO / DTÖ yıllık toplantılarında, Dünya’nın
epeyi kentinde olagelmişti. Yani, toplamda 30
yıllık isyansal bir süreç sözkonusu ve büyük bir başarısızlık da…
Gezi olayları
olsun, Sarı Yelekliler olayları olsun, yeni kuşak isyancıların ve kazan
kaldırıcıların, bu işi kıvıramayacağını kanıtladı.
Sarı
Yelekliler bir şey daha kanıtladı ama:
Yerli proleter ile göçmen proleter arasındaki çözümsüz, ölümcül, kanlı iç savaşın varlığını…
Keza:
Aristokrasi-burjuvazi-proleterya ve burjuvazi-proleterya sınıfsal tanımlamalarının eksikliği gibi, neo-burjuvazi-neo-proleterya
tanımlamalarının da eksikliğini…
Keza:
Roma’nın
topraklarını çiftçi göçmenlere açmasının ve Osmanlı zorunlu iskan projelerinin
de geçersizliğini ya da geçici geçerliliğini…
Süreç, dönüp
dolaşıp büyük göç dalgalarının, uygarlık sayılan kültürü çürütmesi (dekadans,
dejenarasyon) ama ardından barbarların onun / uygarlığın bazı artıklarını aynen
benimsemesi dizisine geliyor: Bizim Alamancılar’ın Türkiye’de Alman, Almanya’da
Türk olması gibi, Roma’yı yıkan barbarların, Romalılar’ın tam yazıya
geçirmediği Roma Huku’nun tam yazıya geçirmesi gibi…
Ancak bu
kez fazladan bir şey var:
40
yıldır sınıf atlama umutlarıyla yaşayan, yaklaşık 2 milyar kişinin sınıf
atlayamayacağını kavradığında yapacakları… Genelde bu kazan kaldırmak, kırıp dökmek yönünde oluyor. Ha, bu da
uygarlık sayılanı yeniden mayalandırıyor, ayrı konu.
İşte
Dünya 2021 de böyle olacağa benziyor.
Bu kazan
kaldırmalar; Brezilya, Arjantin, Meksika’da ciddi; Türkiye, Endonezya’da yarı-ciddi;
Bangladeş gibi yok etmeye bile tenezzül edilmeyen ülkelerde tümüyle gayrı-ciddi
duygusal dozlarda oluşacak.
Hegemonlar,
ABD’nin Suriye ve Irak’tan asker çekmesi gibi, kırıp döktükleri enkazı
toparlamaya bile korkar duruma geldiler.
Dolayısıyla
bu süreç, yarısında terkedilen bir
deneyin alıp başını gitmesi kabilinden absürd-ironik gelişmeler yaratacak
gibi…
Türkiye’den
bölgesel hegemon-emperyalist bir güç
yaratmak gibi örneğin…
Sonuç
Anlatılanlar;
belirgin örüntülerin oluşması, sonra onların silinmesi, sonra yeniden oluşurken
kendini az değiştirerek yinelemesi geometrik modelini imliyor, yani Poincare
geometrik dönüşümlerinin Poincare portreli olan, sonsuz iterasyonlusunu…
Yeni
isyanlar ve kazan kaldırmalar, devletleri ne kadar dağıtacak, onu 2020-2060
arasında göreceğiz.
Ancak,
devletlerin kendilerini tasfiyelerini daha çok izledik, ABD’nin öz-tasfiyesi gibi… (Ancak, bunun ABD devletinin toplam
ömrünü uzattığını da imlemek isteriz.)
Bildiğimiz
kadarıyla, tarihte tam başarılı halk
hareketi yok. Ancak olabilirdi. Spartacus isyanı bile başarıya
ulaşabilirdi.
Dipnot:
Dünya
devletler tarihinde, devletlerin yaşamlarını ne kadarında ne kadar başarılı
veya yanılmış devlet olduğunun henüz tam bir haritalanması yok ama yanılmış
devlet durumunun sandığımızdan daha çok olduğu, günümüz devletleri üzerindeki
testlerde ortaya çıktı çoktan…
Bu
durumda bizi ilgilendiren konu, yanılmış devlet ile halk isyanlarının başarı
yüzdesi arasıdaki ilinti olabilir.
Artı:
Devletsiz
ya da anarşist yönetimli bir ülkede,
halk isyanlarının süreçleri, üzerinde çalışılması gereken bir konu ama ne
yazık ki tarihsel bir örnek yok elimizde (Makhno 1920 Ukrayna’da Kronstadt 1921
olmadı yani)…
(16 Mayıs 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder