Perşembe, Mayıs 16, 2019

Dünya Sistemi: Paris 1871, Kronstadt 1921, Paris 1971, Dünya? 2021


Girizgah
Dünya Sistemi yaklaşımları; iktisat, siyaset, askeriye üzerinden, devletlilik üzerine dayalı bir modelleme. Oysa tarih göstermiş ki göçler ve halk isyanları, yani devletsizlikler de,  Dünya Sistemi modelinin ve gerçeğinin oluşmasına doğrudan katkıda bulunmuş.
Progogin’in buna yaklaşımı, determinist kaos modellemesi; Ülkü’nün buna yaklaşımı, indeterminist kozmos modellemesi.
Verhulst çizelgelerinin görünür örüntüleri açısından konuya bakarsak, kimi devletlilik örüntüsüz ve devletsizlik örüntülü olabilmekte. Bu da, Orta Çağ için kaos modellemesi yaklaşımlarının gözden geçirilmesi ve yeniden düzenlenmesi gereğini imliyor.
Gelişme
4 başkaldırı ve kazan kaldırma silsileleri dizisine bakarsak, 50 yıllık düzenlilikte bir örüntü görüyoruz.
Paris 1871, bir kentin ülkesinin epeyi önüne geçmiş kültürel evriminin barbarlığa yenilgisini temsil ediyor.
Kronstadt 1921, daha gerçekleştirilmeden önce, Luxemburg tarafından bürokratik parti devleti faşizmi olacağı öngörülmüş ilk Dünya devriminin, kendisinin parçası olması gereken, işçi sınıfını acımasızca ezmesini temsil ediyor.
Paris 1971, 2. Dünya savaşı ertesinde özgür (püriten ahlak tarafından engellenmeden) yaşayan kuşakların isyanlarını ve tarihteki (üniversite) ilk öğrenci devrimci hareketini temsil ediyor.
Dünya 2021 ise, 1970’te tıkanmış olan 1. ve 2. Dünya ekonomilerinin, işin içine 3. Dünya’yı katarak, 1980’lerde G-20’yi oluşturarak, o diğer ülkeleri dördüncü-dünya’laştırması sürecini ve buna karşı tepkileri temsil ediyor.
Bu süreçte isyanlar, daha 1990’da WTO / DTÖ yıllık toplantılarında, Dünya’nın epeyi kentinde olagelmişti. Yani, toplamda 30 yıllık isyansal bir süreç sözkonusu ve büyük bir başarısızlık da…
Gezi olayları olsun, Sarı Yelekliler olayları olsun, yeni kuşak isyancıların ve kazan kaldırıcıların, bu işi kıvıramayacağını kanıtladı.
Sarı Yelekliler bir şey daha kanıtladı ama:
Yerli proleter ile göçmen proleter arasındaki çözümsüz, ölümcül, kanlı iç savaşın varlığını…
Keza:
Aristokrasi-burjuvazi-proleterya ve burjuvazi-proleterya sınıfsal tanımlamalarının eksikliği gibi, neo-burjuvazi-neo-proleterya tanımlamalarının da eksikliğini…
Keza:
Roma’nın topraklarını çiftçi göçmenlere açmasının ve Osmanlı zorunlu iskan projelerinin de geçersizliğini ya da geçici geçerliliğini…
Süreç, dönüp dolaşıp büyük göç dalgalarının, uygarlık sayılan kültürü çürütmesi (dekadans, dejenarasyon) ama ardından barbarların onun / uygarlığın bazı artıklarını aynen benimsemesi dizisine geliyor: Bizim Alamancılar’ın Türkiye’de Alman, Almanya’da Türk olması gibi, Roma’yı yıkan barbarların, Romalılar’ın tam yazıya geçirmediği Roma Huku’nun tam yazıya geçirmesi gibi…
Ancak bu kez fazladan bir şey var:
40 yıldır sınıf atlama umutlarıyla yaşayan, yaklaşık 2 milyar kişinin sınıf atlayamayacağını kavradığında yapacakları… Genelde bu kazan kaldırmak, kırıp dökmek yönünde oluyor. Ha, bu da uygarlık sayılanı yeniden mayalandırıyor, ayrı konu.
İşte Dünya 2021 de böyle olacağa benziyor.
Bu kazan kaldırmalar; Brezilya, Arjantin, Meksika’da ciddi; Türkiye, Endonezya’da yarı-ciddi; Bangladeş gibi yok etmeye bile tenezzül edilmeyen ülkelerde tümüyle gayrı-ciddi duygusal dozlarda oluşacak.
Hegemonlar, ABD’nin Suriye ve Irak’tan asker çekmesi gibi, kırıp döktükleri enkazı toparlamaya bile korkar duruma geldiler.
Dolayısıyla bu süreç, yarısında terkedilen bir deneyin alıp başını gitmesi kabilinden absürd-ironik gelişmeler yaratacak gibi…
Türkiye’den bölgesel hegemon-emperyalist bir güç yaratmak gibi örneğin…
Sonuç
Anlatılanlar; belirgin örüntülerin oluşması, sonra onların silinmesi, sonra yeniden oluşurken kendini az değiştirerek yinelemesi geometrik modelini imliyor, yani Poincare geometrik dönüşümlerinin Poincare portreli olan, sonsuz iterasyonlusunu…
Yeni isyanlar ve kazan kaldırmalar, devletleri ne kadar dağıtacak, onu 2020-2060 arasında göreceğiz.
Ancak, devletlerin kendilerini tasfiyelerini daha çok izledik, ABD’nin öz-tasfiyesi gibi… (Ancak, bunun ABD devletinin toplam ömrünü uzattığını da imlemek isteriz.)
Bildiğimiz kadarıyla, tarihte tam başarılı halk hareketi yok. Ancak olabilirdi. Spartacus isyanı bile başarıya ulaşabilirdi.
Dipnot:
Dünya devletler tarihinde, devletlerin yaşamlarını ne kadarında ne kadar başarılı veya yanılmış devlet olduğunun henüz tam bir haritalanması yok ama yanılmış devlet durumunun sandığımızdan daha çok olduğu, günümüz devletleri üzerindeki testlerde ortaya çıktı çoktan…
Bu durumda bizi ilgilendiren konu, yanılmış devlet ile halk isyanlarının başarı yüzdesi arasıdaki ilinti olabilir.
Artı:
Devletsiz ya da anarşist yönetimli bir ülkede, halk isyanlarının süreçleri, üzerinde çalışılması gereken bir konu ama ne yazık ki tarihsel bir örnek yok elimizde (Makhno 1920 Ukrayna’da Kronstadt 1921 olmadı yani)…
(16 Mayıs 2019)

Hiç yorum yok: