Murat
Sabuncu, T24’de bu başlıkla bir metin yazmış.
İşte bu kürtperver yazarlar böyleler:
Ya
kullanışlı aptal, ya eksi bilgili ve eksi zekalı, ya da kötüniyetin tavanında.
Artı, başkalarını da kendi gibi sanıyorlar.
Gerçek
şu:
Öcalan,
Suriye konusuna 50 yıldır müdahil.
PKK
henüz vitamin iken bile, Öcalan Suriye’de
cirit atıyordu, silahlı eğitimini de
orada almıştı.
Bu bilgi
içeriden:
Açın
bakın, ‘Devrimcinin Filistin Günlüğü’ kitabına…
Ancak bu
yazarlar olmasa, karşı tarafın yakın gelecekte ne yapmak istediğini eksik bileceğiz,
o da doğru.
Alıntı:
“Sanki
Öcalan, seçim sonuçlarının belli olmasının ardından, iktidarın kendisiyle
yaptığı / yapacağı görüşmelerin nedeni / niyeti ile ilgili daha net bir tablo
göreceğini düşünüyor.”
Dikkatleri
çekerim:
“Göreceğini”
yazıyor, “göstereceğini” değil…
Yani, şu
an Öcalan da ne halt yediğini bilmiyor.
Durum
şu:
Körün istediği
bir göz, Allah verdi iki göz, durumu… Kulak arkası dursun bakalım, durumu…
Tecritteydi,
bundan kurtuldu; üstüne de, yeniden akil adam pozisyonuna sokuldu.
Bu arada;
Demirtaş tasfiye edildi, HDP % 12,5’tan % 4,5’a düştü. Birileri hizaya getirildi yani…
Öyleyse,
gel Abdullah Baba’nın kıllı kollarına…
Burada,
son 5 yılda şaşırtıcı olan şeyler şunlar:
2016 Aralık Dolmabahçe olayı, apaçık olarak IŞİD’i imlerken,
kimse bunu görmedi, devlet bile bunu görmezden geldi, demek ki bu işlerine
geldi.
% 5’e
kadar çıkabilecek olan (% 0,5’i, kendi verdiği oyların yol açtığı olaylar
yüzünden, son 5 yılda Türkiye’yi terketmiş olarak) beyaz Türkler, siyasal bilinçsizliğe ve maddi / manevi satılık oya,
artı slaktivizme ilginç satırlar ve paragraflar eklediler. Örneğin,
seçimler üstüste geldiği için, bir bölümü her seçimde farklı bir partiye oy
verdi.
Kürtler;
politiko-demografik olarak,
beklenmedik biçimde ve ve fragmanları
hala belirsiz olarak parçalandılar. Bu, Suriye, İran ve Irak Kürtleri’nin
parçalanmasıyla eşzamanlı oldu: Kürtler şu an 30 parti falanlar.
Aydın
Selcen ve Fehim Taştekin çizgisi bunu görmüyor ve/ya yoksayıyor. Sabuncu gibi
tali olanlar da öyle…
Devam:
Sabuncu
bir şeyi daha ima etmiş oluyor:
Öcalan,
şu an için ne halt yiyeceğini bilmiyor. Çünkü, tecritteyken politik gidişattan
epeyi koptu. Anlatılan 4 ülkelik makro
panoramayı izlemiş olabilmesi pek mümkün değil. Bunu kabul etmesi ise
imkansız: Dağ gerillasının, Brexit’teki
ingiliz acaipliğini kavramasını bekleyemeyiz. Aynı zamanda, 35 yıl
kendilerini destekleyenlerin, bir anda kendilerine sırt dönmesini de…
Sonuç
mu?:
Kürtler
büyük oynadılar, böylece de büyük kaybettiler. 1 devlet yerine, 30 kabile-aşiret beyliği oldular. Bilgi
Çağı’nda Çoban Çağı’ndan Taş Çağı’na geri döndüler.
Öcalan
da, hep ‘dinle küçük adam’idi, öyle
de ölecek.
1975’te
uç-solcu bir arkadaşıma söylediğimi anımsıyorum:
Tito ve
Mao ölsün, ne olacağını göreceğiz.
Eh,
gördük de…
Şimdi de
diyoruz ki:
Öcalan
ve Perinçek ölsün, ne olacağını göreceğiz.
Çinliler’in
dediğince:
Size
büyük kötülükler yapanların yüzüne 40 yıl sonra bakmanız, soğuk şerbetli intikam için pekala yeterli olabilir…
Olmayabilir
de, ayrı konu…
(27 Mayıs 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder