Pazartesi, Mayıs 27, 2019

Öcalan Suriye için Aktör Olabilir mi?


Murat Sabuncu, T24’de bu başlıkla bir metin yazmış.
İşte bu kürtperver yazarlar böyleler:
Ya kullanışlı aptal, ya eksi bilgili ve eksi zekalı, ya da kötüniyetin tavanında. Artı, başkalarını da kendi gibi sanıyorlar.
Gerçek şu:
Öcalan, Suriye konusuna 50 yıldır müdahil.
PKK henüz vitamin iken bile, Öcalan Suriye’de cirit atıyordu, silahlı eğitimini de orada almıştı.
Bu bilgi içeriden:
Açın bakın, ‘Devrimcinin Filistin Günlüğü’ kitabına…
Ancak bu yazarlar olmasa, karşı tarafın yakın gelecekte ne yapmak istediğini eksik bileceğiz, o da doğru.
Alıntı:
“Sanki Öcalan, seçim sonuçlarının belli olmasının ardından, iktidarın kendisiyle yaptığı / yapacağı görüşmelerin nedeni / niyeti ile ilgili daha net bir tablo göreceğini düşünüyor.”
Dikkatleri çekerim:
“Göreceğini” yazıyor, “göstereceğini” değil…
Yani, şu an Öcalan da ne halt yediğini bilmiyor.
Durum şu:
Körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz, durumu… Kulak arkası dursun bakalım, durumu…
Tecritteydi, bundan kurtuldu; üstüne de, yeniden akil adam pozisyonuna sokuldu.
Bu arada; Demirtaş tasfiye edildi, HDP % 12,5’tan % 4,5’a düştü. Birileri hizaya getirildi yani…
Öyleyse, gel Abdullah Baba’nın kıllı kollarına…
Burada, son 5 yılda şaşırtıcı olan şeyler şunlar:
2016 Aralık Dolmabahçe olayı, apaçık olarak IŞİD’i imlerken, kimse bunu görmedi, devlet bile bunu görmezden geldi, demek ki bu işlerine geldi.
% 5’e kadar çıkabilecek olan (% 0,5’i, kendi verdiği oyların yol açtığı olaylar yüzünden, son 5 yılda Türkiye’yi terketmiş olarak) beyaz Türkler, siyasal bilinçsizliğe ve maddi / manevi satılık oya, artı slaktivizme ilginç satırlar ve paragraflar eklediler. Örneğin, seçimler üstüste geldiği için, bir bölümü her seçimde farklı bir partiye oy verdi.
Kürtler; politiko-demografik olarak, beklenmedik biçimde ve ve fragmanları hala belirsiz olarak parçalandılar. Bu, Suriye, İran ve Irak Kürtleri’nin parçalanmasıyla eşzamanlı oldu: Kürtler şu an 30 parti falanlar.
Aydın Selcen ve Fehim Taştekin çizgisi bunu görmüyor ve/ya yoksayıyor. Sabuncu gibi tali olanlar da öyle…
Devam:
Sabuncu bir şeyi daha ima etmiş oluyor:
Öcalan, şu an için ne halt yiyeceğini bilmiyor. Çünkü, tecritteyken politik gidişattan epeyi koptu. Anlatılan 4 ülkelik makro panoramayı izlemiş olabilmesi pek mümkün değil. Bunu kabul etmesi ise imkansız: Dağ gerillasının, Brexit’teki ingiliz acaipliğini kavramasını bekleyemeyiz. Aynı zamanda, 35 yıl kendilerini destekleyenlerin, bir anda kendilerine sırt dönmesini de…
Sonuç mu?:
Kürtler büyük oynadılar, böylece de büyük kaybettiler. 1 devlet yerine, 30 kabile-aşiret beyliği oldular. Bilgi Çağı’nda Çoban Çağı’ndan Taş Çağı’na geri döndüler.
Öcalan da, hep ‘dinle küçük adam’idi, öyle de ölecek.
1975’te uç-solcu bir arkadaşıma söylediğimi anımsıyorum:
Tito ve Mao ölsün, ne olacağını göreceğiz.
Eh, gördük de…
Şimdi de diyoruz ki:
Öcalan ve Perinçek ölsün, ne olacağını göreceğiz.
Çinliler’in dediğince:
Size büyük kötülükler yapanların yüzüne 40 yıl sonra bakmanız, soğuk şerbetli intikam için pekala yeterli olabilir…
Olmayabilir de, ayrı konu…
(27 Mayıs 2019)

Hiç yorum yok: