İnsan
türü, 1945’teki 2 atom bombasıyla, kendi türünün sonunu getirebileceğini
kanıtladı. 1957 Sputnik uydusu ile yepyeni ve bambaşka bir tür olabileceğini de
kanıtladı.
Bu durum
insan türü için, bir Verhulst çizelgesi modelinde, sonsuza limitlenen çoklukta
ve kezlerce, yolları çatallanan bir evrim bahçesi imledi. O nedenle, 1 değil, n
değil, N potansiyel-olalı-olası Homo Posterus (insan sonrası tür) yolu ve
ontosu mevcut, % 99,99’u tasarımsal olarak…
Bilimkurgu
sanat olarak, gelecekbilim bilim olarak, hep bu yolların üzerinde zihnen ve
kültürelce çalıştı. Bu ikili sarmalın kolları, DNA’nın kollarından farklı
olarak, kimi birbiriyle kesişti veya birbirinin yerine geçti.
Bilimkurgu
1840, gelecekbilim 1940 momentli, diyelim.
Bundan
sonrasında:
Bilimkurgu,
1945-1990 arasındaki Soğuk Savaş döneminde, türün yok olması olasılığının
gerilimiyle, farklı ürünler verdi.
Bilimkurgu,
1990 sonrasında, 2010’a kadar gevşeme ve sünme dönemine girdi. Sonrasında,
gelecekbilimin yerine geçebilecek biçimde, ‘2312’ yazarı Kim Stanley Robinson’un
bilimkurguyu 21. Yüzyıl’ın (şimdilik, yani 2000-2020 arasında) en realist sanat dalı saymasında
simgeleşen bir biçimde, kendini ikameledi.
Ancak,
gelecekbilim bilim olduğu ve duygu yerine düşünceyi ve gerçekleri öne çıkardığı
için, bilimkurgudan hep farklı olageldi. BM ve onun Roma Klübü projesi
üzerinden, global yaygınlıkta somut tasarımlar üretti, romanlar değil.
Şerh:
Bilimkurgucuların gelecekbiilm eylemekten kaçındıklarını imlemesiyle, Dünya Sistemi’ci
tarihçilerin gelecekbilim eylemekten kaçındıklarını imlesinde bir düşüncesel
koşutluk var.
1945-2020
arasındaki 2. Sanayileşme’nin öncü altkültürleri ve 2010 ertesinde yaratılan
çapraz medya birleşince, artık sanatlar, hala duygu ağırlıklı ama düşüncesel
novumlar ve artı-değer’ler içeren tasarımlar üretti.
Kojima’nın
‘Death Stranding / Ölmeye Yatmak’ projesinin 5 bilgisayar oyunu sinemasal
fragmanı, bu alanda bir novum yarattı. Bu da başka bir metnin konusu…
(30-31 Mayıs 2019)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder