Cuma, Ocak 04, 2013

4. Liberalizm


2012 momenti:

2002’den beridir, 10 yıldır bu konu üzerine yazıyorum.

AKP iktidarı süreci boyunca tüm metinler, yakın dönemli gelecekbilim kestirimleri idi.

Şimdi, kestirimlerin sınanması olacak: 2012-2013 boyunca.

AKP, parti-vites değiştirmeden, Dünya ve Türkiye tarihine geçmek, toplamda 20 yıl iktidarda kalmış olmak istiyor.

İstiyor da, evdeki hesap çarşıya uyuyor mu?

2000 sonrası ABD akil adamlarından Barrett, 2001’de Türkiye’yi zorla dünya sistemine entegre edilecek bir ülke olarak haritalamıştı. Oysa, o zaman bile, (bu bilmem kaçıncı yeni olan) yeni dünya sisteminin (yine zorla) içindeydik zaten, bir denize de iki kez girilmez ki.

O sayede, Özal 100, Çiller, 200, Erdoğan 400 milyar borç yaptı. 700 milyar etti. Bankalar da 300 milyar dolar borç yaptı, kredi kartı alacakları ile daha çok kazanmak için (bu arada illegal tefecilerin aylık faizlerinin bankalardan daha düşük olduğunu ve kredi kartı borçlarını daha düşük faizle üstlendiklerini kayda düşmüş olalım). Etti, 1 trilyon dolar. 1 trilyon dolar da, (aslında var olmayan bir kavram olan) sürdürülebilir borç için, son 30 küsur yılda ödemiş olduk.

Nedense, Türkiye’yi toptan satsan, 2 trilyon dolar etmezmiş gibi bir his içindeyim.

Bu yeni liberalizmin davranışları tuhaf:

Öncelikle, Obama gibi bir siyahı, kendi yıktıklarını temizlesin diye, seçtirdiler.

Sonra, ölümcül düzeyde bağımlı oldukları AB’yi başlarından attılar.

Şimdi de, AKP’yi 10 yıl daha başımıza sarsalar mı, onu düşünüyorlar.

2 Irak Savaşı’nın da, ABD için astarının yüzünden pahalı olduğunu gördük. Bunu mevkilerini yitirip, erken emekli edilen (eskiden bu sözcük ‘gömme’ anlamına gelirdi, şimdi ‘baştan savılma’ anlamına geliyor) akil adamların kafasına taş düşmüş gibi, birden gerçeklere ayıp, kendilerinin yerine geçenlere akıl yetiştirmeye başlıyorlar.

Ilımlı İslam modeli, 1990 momentli ve Fuller imajlı. Barrett, CIA muadili bir yerin stajyeri olarak, o zamanlar misket oynuyordu.

AKP de, 10 yıldır ılımlı mı, yavaş yavaş kaynayan mı kaptaki kurbağa olduğuna bir türlü ayamadığı için, haşlanıp haşlanmayacaklarını, dolasıyla haşlanıp haşlanmayacağımızı, ne onlar biliyor, ne de biz biliyoruz. Henüz yani.

2012-2013’te göreceğiz.

Bir kere deniz bitti. Japonlar’ın bedava dağıtılan 100 milyon adet 100’er dolarlık çeki, harcamayıp yine bankaya yatırması gibi, batık ülkelere kredilerini verip de, batıp da, kurtarılan AB bankaları, kendilerine verilen ABMB paralarını yine bankaya yatırdı. Bu aralık 2011 – Ocak 2012 momenti. Taze, mis gibi depresyon kokuyor.

Sonuçta, borsa daha önce de dörtte birine düştü. Sonuçta, daha önce de turistler yarıya düştü. Sonuçta, daha önce de milyonlarca kişi kredi kartı borçlarını ödeyemedi.

Peki, bu kez farklı olan durum ne?

Felaketi herkes görüyor, herkes söylüyor ama önlem alan yok. 7 milyar kişi felç olmuş durumda ve tarih arabası frensiz inişte.

AKP’nin, pardon Erdoğan’ın derdi ise, cumhurbaşkanlığı. Bir türlü, o mevkiye 2012’de de 2014’te de otursa, 2015 genel seçimlerinde Türkiye’nin külliyen mafiş olmuş olacağını hesaba katmıyorlar, onlar da kilitlenmiş durumda.

(Daha önceden ANAP’tan deneyimliyiz biliyoruz, batan gemiyi önce tayfalar terkeder. Birileri, 10 yıl ortadan kaybolur, sonra sütten çıkmış kaşık gibi, ‘kurtar bizi baba’ olarak geri döner. AKP’de ANAP’tan onlarca milletvekili var. Çoğu o hesaptadır, eminim.)

Öncelikle, doların aralık 2011 serüveninin gösterdiği üzere, bu ülkede TCMB ekonomiyi yönetemiyor. Kafalarındaki hesapla, gerçek dünya bambaşka çünkü. Daha önce istihareye yatıp, rüya görmelerine izin veriliyordu. Bu kez batan gemi ile birlikte terkedilecekler gibi bir his içindeyim.

Bırakılmazsalar, ABD ve AB’ye 500 milyar dolar zarara patlarız. Yunanistan’dan ekstrapolasyon yaparak hesaplıyorum.

Obama-Clinton durumu gibi yani: Zenci başkan olabilir, kadın başkan bile olabilir ama ateist başkan asla... Zencisi de, kadını da, paşa paşa kendisine sufle edileni yapar ama ateist yapmaz. ABD’deki 2 partinin birbirinden farkı yok. Durum bizde 2002-2007 AKP-CHP düeti ile benzer biçimde sahnelenmişti.

Kitle mi, dediniz; % 99 mu, dediniz; proleterya mı, dediniz?

Göreceğiz: Çok değil 2 yıl içinde...

Hiç yorum yok: