Pazartesi, Ocak 14, 2013

Afrika Yeniden Kolonileştiriliyor




Afrika 1 milyarlık nüfusuyla, dünya sisteminde ve/ya neo-globalizmde ana sisteme bir türlü entegre edilemeyen bölgelerden.

Nereden akıllarına geldiyse, kara yürek beyaz adamlar, siyah Afrika’yı yeniden işgale karar verdi.

Başlangıç olarak ABD, 2013’te 35 Afrika ülkesine asker gönderecekmiş.

“ABD Savunma Bakanlığı önümüzdeki yıl 35 Afrika ülkesine asker göndermek için hazırlıklara başladı.”


Fransa 2 Afrika ülkesine asker gönderdi, sonuç 1-1:

“Mali'de hükümet ile isyancı gruplar arasında devam eden çatışmalara müdahale kararı alan Fransa, ülkenin kuzeyine askeri birliklerini gönderdi.”


“Fransa’nın geçtiğimiz Cuma gecesi Somali’deki rehine operasyonunda bir Fransız komandosunun daha öldüğü açıklandı.”


Sonuç?:

ABD ve AB aralarında artık kesinleşen husumet için, yeni savaş alanı olarak Afrika’yı seçmiş olmakta.

Herhangi 1 Afrika ülkesinde, ABD ve AB askerleri, üniformalı veya üniformasız olarak karşılaştığında birbirine ateş eder mi?

Eder. (Muhtemelen çoktan etmiştir de.)

Dönelim ABD’ye:

Sonuçta katlettikleri 10-100 milyon kölenin kanına doymamışlar, yeni kurbanlar peşindeler herhalde ama ava giden avlanır malumunuz. ‘Kara Şahin’den ders de almamışlar.

Dünya sistemiciler’in söz arasında saptadığı bir gerçek var:

Eğer AB kendi içinde o 2 samsalak dünya savaşını yaşamasaydı, bugün ABD hegemonyası falan olmayacaktı ve ki olmayacak da. Bir ülke, yalnızca en büyük rakiplerinin birbiriyle savaşması olasılığıyla ayakta kalamaz / süremez, en azından uzun süre.

Diğer bir deyişle, ister eski SSCB, ister yeni AB, ABD’nin illa ki bir anti-tez’e gereksinimi var, tekkutuplu yapamıyor. Eğer yoksa, Taliban gibi, onu yoktan kendi var ediyor.

Bundan sonrasında, kendisinin eski sömürgecilerinin (İngiltere, Fransa, İspanya) 1770’lerde  düştüğü açmaza 2010’larda aynen düşüyor: Gün gelip eski sömürgelerinin yeni sömürgesi olabileceğini hesaba katmıyor ki bunun için zaten komşusu Meksika, buna tam aday durumunda şimdiden.

Dünya sistemi tarih atlasının böyle bir faidesi var işte: Çevir çevir oku, istediğin yerinden istediğin kıssayı çıkar. Burada bir özdeyiş: Tarih asla ve kata tekerrür etmez, en azından habire aynı olgu aynı formlarda etmez.

Burada ve şimdi dünya hegemonlarının çökmesi yeniden yaşanırken yeni örüntüler izliyoruz. Vaka nüvis olarak yaptığımız, bunları içeriden canlı bilgi ile yüksek çözünürlüklü olarak kayda geçirmektir.

Hiç yorum yok: