Önnot:
Somut ve soyut dünya sistemi:
Somut dünya sistemi (Wallerstein) ile soyut dünya sistemi (bilim, sanat,
düşün) çakıştırmak gerek. Sonra da karşılıklı istatiksel ilintilerine bakmak
gerek.
(27 Aralık 2012)
+
Girizgah:
İdealist, romantik veya metafizik tarih bakış açılarından korunmak için,
19. Yüzyıl mekanik determinizmi çerçevesinde oluşturulan maddi tarih anlayışı,
yüzyılı aşkın süreye sarkan düşüncesel gevşek örüntülülükler içirmiştir.
Aynı bakış açısı 21. Yüzyıl’a 2 makro karşıt tez sistemi olarak, hem
neo-globalizm, hem de dünya sistemi ideolojileri ile varabildi.
Ancak, önnotta vurgulanan biçimde özellikle teknoloji nezdinde bilim olmak
üzere oldukça maddi düzlemlerde seyreden kültürel üstyapı kurumlarının tarihsel
zirveleri ile tarihin siyasi, askeri, iktisadi zirveleri arasında pek birebir
çakışma gözlenememiştir.
Örneğin, ne 7. Yüzyıl Endülüs’ü, ne de 11. Yüzyıl Maveraünnehir’i tarihsel
en zirve değillerken; öyle olan 16. Yüzyıl İspanya’sı yerine, diğer birçok
Avrupa ülkesi bilimde, sanatta, düşünde zirve yaptı.
Keza, bugün ve burada bilimin, sanatın ve düşünün başkentleri yok artık.
Her zaman olduğunca yalnız düşünen beyinler var. Örneğin, bilmem kaç yüzyıllık
Fermat Kuramı’ın çözümü merkezden değil, çevreden gelirken, zirve
matematikçiler (ya da öyle sayılanlar) ellerinden gelse, öyle bir şey olmamış
gibi davranacaklar.
Bunun; hem türün yok olmasının, hem de başka bir türe evrilmesinin
çakışması gibi; hem bilimin, sanatın, düşünün yok olmasının (dibe geçmesinin),
hem de başka şeyler olmaya evrilmelerinin çakışmasınn payı da yüksek gibi.
Tuhaf olan durum, bu gerçeğin, bu gerçekçiğin kimsenin gözüne batmaması.
Bu durumda rönesans, engizisyon ve
Yeni Orta Çağ bambaşka anlamlar kazanır demektir.
(10 Ocak 2013)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder