Cuma, Ocak 04, 2013

Post-Kaç-Modern Momenti?


Modern dönemin siyasal başlangıcı, 1789 Fransa Devrimi öncesine bile dayandırılır.

Modern sanat (resim) dönemi, 1885 ile milatlanır.

O zamanlar sanatın, aslında resmin Dünya başkenti Paris’tir.

Post-modern dönem, siyasal olarak da, sanatsal olarak da, 1945 başlangıç momentlidir.

O zamanlar artık sanatın, aslında artık resmin, Dünya başkenti New York’tur.

Ondan sonrasında rivayet muhtelif:

Başkalarına göre:

Soğuk Savaş’sal ve post-modern dönem, 1986’daki glasnotla da milatlanabilir, 1992’deki SSCB’nin parçalanışıyla da.

Bana göre:

1986 momentli Çernobil (nükleer fizik, reaktör) ve Challenger (uzaycılık, uzay mekiği) felaketleri / kazaları, aslında hem ABD’nin, hem de SSCB’nin çöküşünü (en azından sonun başlangıcını) imler.

Sonuçta, o dönemden bu döneme ABD-SSCB çiftkutupluluğundan, ABD tekkutupluluğuna geçiş yapıldığında hemfikiriz.

Ancak ABD, bu konumu pek pek 10 yıl tam koruyabildi.

11 Eylül 2001 günü ABD, topraklarında tarihinde ilk kez vuruldu ve yenildi. Tüm stratejistlerin naklen yayında çenesinin düştüğünü hala keyifle anımsıyorum.

ABD bunun üzerine, Kore ve Vietnam’ın yanına, Irak ve Afganistan yenilgilerini de ekledi.

Böylelikle bana göre, post-2-modern dönemi de pek pek 10 yıl sürdü.

Geldik 2010’a:

ABD’nin yenilebilir olduğunu artık herkes kabul ediyor, kendi generalleri bile. 7,5 milyarın 4 milyarı ABD’den nefret etmek ne demek, ABD’nin köküne kibrit suyu ekmek niyetinde.

Buna da, ‘post-3-modern dönemin sonu’ diyelim.

Peki, post-4-modern döneme girdik mi?

Henüz hayır ama belki de.

Bunun kanıtı için ne gerekli?

Çin için 5 yıl daha gerekli. Rusya için 10 yıl daha gerekli. O zaman ABD belki 3 numara olur, belki olmaz: Askeri, iktisadi, siyasi, kültürel, sanatsal, hangi anlamda alırsanız alın.

Peki, post-4-modern dönem ne kadar sürer?

Ara şerh: 4 makro-makro global kriz, bu şemadan muaf.

Oyunun vektörlerini değiştirecek 3 vektör adayı, Hindistan / Pakistan diyalektiği ve artı tek başına Brezilya. Çin’in önümüzdeki 10-20 içinde en azından kocaman bir tökezleme yaşayacağı kesin, çünkü o da Türkiye gibi, krizleri biriktirmeyi ve ertelemeyi seviyor, onda da Doğulu aymazlığı var ne de olsa.

Bu ara-kısa momentin biricikliği nerede?

Ayrallar pek bir özgür, hatta bazı ayrallar feleğini şaşırıp, diğer ayrallara eziyet edecek denli özgür kaldı. Bilindiği kadarıyla, bu durum Dünya tarihinde bir ilk: Eskiden %o 1 civarında seyreden tekil ayralların toplamı, tarihte ilk kez toplamda % 50’yi aştı ve normallerin egemenliği çöktü. Bu durum, tümüyle yenilene (Yeni Orta Çağ egemen olana) dek, normalleri çok daha acımasız yapacak ayrı konu.

Ayrıca, faşist ve komünist olanlardan farklı olarak, tarihte ilk kez ateistlere siyasal temsil hakkı doğmak üzere. Bunun göstergesi, resmi istatistiklerin bile kabul ettiği üzere, global nüfusun içindeki ateistlerin sayısının en büyük 5 dininkilere yaklaşması ve bazılarını geçmesidir. 2010 itibarıyla, gayrıresmi olarak global ateistlerin sayısının Hristiyanlar’ınkini ve Müslümanlar’ınkini tek tek geçtiği kanısındayım, resmense başabaş durumda.

Ancak bu özgürleşme, kendiliğinden bir yeni Fetret Devri demek oluyor. Örneğin, koskoca AP’da (Avrupa Parlamentosu) bir tek ateist parti yok ama onlarca hristiyan parti var. Üstüne üstlük, Hristiyanlar o partilerde Müslüman azınlıkları kendi meclislerine seçtiriyorlar.

Demek ki, 2010 itibarıyla:

‘Post-3,9 / 4,1-modern’ dönemdeyiz kabaca.

Hiç yorum yok: