Bir alıntı metin:
“Medyada sık sık gereksiz ilaç kullanımından yakınan, ilaçların yan
etkilerinden söz eden haberler ve yorumlar yer alıyor. Bu sorunun önemli olduğu
inkâr edilemez. Ama en az bunun kadar önemli başka bir sorun daha var: Mutlaka
uyması gereken tavsiyelere ya hiç ya da eksik uyan, düzenli ilaç kullanmayan
yüz binlerce insanın hayatlarını tehlikeye attığı bilimsel kanıtlarla ortada.”
... ve bir yorum:
Doğrudur, çevremde doğrudan bunu gözlüyorum: Ben ilaç almayı sevenler
grubundanım ama tanıdığım insanların tamamına yakını, örneğin grip olunca bile,
hiç ilaç almamayı ve sürüm sürüm sürünmeyi yeğliyor.
Aspirin veya vitamin gibi ilaçların 50 yaş üstünde, abartmamak kaydıyla,
sürekli kullanılması gerektiğini düşünüyorum.
Ancak, bazı ilaçlar var ki bir türlü emin olamıyorum. Örneğin,
anti-depresif ilaçlar: aynı ilacı farklı zamanlarda kullanıp farklı sonuçlar
yaşamış biri olduğum için ve bir de uzun vadede etkilerini bilmediğim için, bu
ilaçlar hakkında kafamda hep sorum imleri dolu.
İnternetten bilgi edinilmesine de karşılar ama muhatap olduğum doktorların
çoğu da, verdiği ilaçların eczane muadilini veya tam işlevini pek bilmiyorlar
gibi.
Keza, ecza dolaplarının ilaçla dolu olmasına gelince, 50 yıldır o ilaçların
neden tek tedavilik paketlere (diyelim antibiyotiklerde 1 haftaya)
ayarlanmadığını bir türü anlamamışımdır.
Sorun hala eğitimsizlik. Bugün eğitim ortalaması eski ilkokul, yani hepi
topu okuryazarlık düzeyde. O da, 40 olan yaş ortalamasında en son okunmuş
metnin 30 küsur yıllık olmasına denk geliyor gibi. Fiilen ümmeyiz yani.
Eczanelerin ilaç önermesine karşı değilim. En azından ağır olmayan
hastalıklarda. Ancak, hastanın karnesine kendisinin eczaneden reçetesiz aldığı
ilaçların neden yazılmadığını da anlamış değilim. E tabii, bir de aile efradına
yazdırılan ilaçlar var.
Bazı ilaçlar var ki yan etkileri onyıllar sonra çıkabiliyor ama bildiğim
kadarıyla, habire gelen yeni bürokratik düzenlemeler nedeniyle, bir kimsenin
ilaç şeceresini çıkarmak pek mümkün değil gibi.
Denebilir ki bu ülkede herşey nasıl ki sağlık düzgün olsun?
75 yıldır yıkılan cumhuriyetin, muhatap kılındığı önesürülen son 10 yıllık
reform akışının bizi henüz bir yerlere taşıyamadığı ortada. Son 2 aylık süreçte
sağlık sorunlarını, hastane, doktor, eczane, ilaç, iğneci, pansumancı gibi
epeyi kalabalık etkenleriyle bizzat yaşamış durumdayım.
Gördüğüm kadarıyla çok bariz bir durum var:
Sevgili halkımız, düzene, devlete, sisteme bağlılığını ve inancını epeyi
yitirmiş durumda. Sistem; iğreti, dingildek, kaypak, vd... Hani, hiç bir
yerinden tutamıyorsun, işte öyle bir şey...
AB’de sosyal devlet çökmekte, bizde ucundan denendi ve bizde de feci
çökmekte. Üzülerek kaydediyorum ki çok yakında genel halimiz, Goya
resimlerindeki gaddarlığın, sağlık sisteminde de yeniden canlanması olacak
gibi...
En kısa öz sonsöz: Son 6 haftada birkaç kez kendimi mezbahada gibi
duyumsadım: Gırtlağında satır yani.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder