Salı, Ocak 29, 2013

Blogculara Ye Kürküm Ye





Alaturka sosyal medya şeysileri, ulu cumhurbaşkanı makamında lütuf buldular:

“Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Çankaya Sofrası’nda bu kez, internet dünyasının uzman isimlerini topladı.”


Menü de şöyle imiş:

“Dana kaburga, pancar soslu lahana sarması, tereyağlı ıstakoz sote, Akdeniz yeşillikleri salatası ve ballı kadayıf tatlısı...”

Hasan Pulur, zamanında mizah olsun diye, bu tür sofraların menüsünü yazardı:

“İskoç etekli levrek...”

Bu menü de aynı minvalde...

‘Hababam Sınıfı’nın sivrilerinin kendilerine evrilen dandik yemekhane yemeklerini beğenmeyip, hocaların yemeklerine intikalde bulunması gibi, hafiften devrimsel müdaheleler de akla gelmiyor değil: Sonuçta, biri yer, biri bakar, kıyamet ondan kopar, hesabı..

Arzu nesnesi kırmızı tabanlı ayakkabı giyen ‘first lady’miz, kendi elleriyle özel şeyttirmiş bu sofrayı...

Pek sayın, ‘ye kürküm ye’ blogcu camiasının bardak yürütme operasyonu da kibarca geri püskürtülmüş.

Vallaa:

13 yıllık blogcuyum. Şeytan, bana böyle bir sofrayı yazdıysa bozsun derim.

Demokrasicilik oynuyorsak, Milliyet’te ve Radikal’de 10.000’i aşkın blogcu yazar var. Onların başı kel mi? İlla, hocaların karavanasına müshil mi koymaları gerek?

Bir de şu var:

Gül hala zihnen AKP’li: Onlar gibi, kafasında hallettiği bir işi olmuş sayıyor. Apple 3 yılda 5 dakikalık bir sanal f klavye sorununu çözemedi. İlla ki bunun ona orada mı söylenmesi gerekiyor? Kendisi bu konuyu izleyemiyor mu ya izlettiremiyor mu?

Açıkçası, o sosyal medya alla turca panoraması karşısında utandım. Bu rezil rüsva liberalizm oyununun, 30 küsur yıldır ne kadar hep dışında kalsam da, kuburun ye kürküm ye sofrası artıklarınının, medyasal medyasal gözüme gözüme sokulması midemi bulandırıyor.

Sorun değil; kalem gider, daktilo gelir; daktilo gider, klavye gelir. Ayakkabıcı jigololu veya eşcinsel olanı gider, arzu nesnesi tabanlı çakma ayakkabı giyeni gelir.



Biz gidemediğimize göre, onlar gider gelir.

Hiç yorum yok: