Alaturka sosyal medya şeysileri, ulu cumhurbaşkanı makamında lütuf
buldular:
“Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Çankaya Sofrası’nda bu kez, internet
dünyasının uzman isimlerini topladı.”
Menü de şöyle imiş:
“Dana kaburga, pancar soslu lahana sarması, tereyağlı ıstakoz sote, Akdeniz
yeşillikleri salatası ve ballı kadayıf tatlısı...”
Hasan Pulur, zamanında mizah olsun diye, bu tür sofraların menüsünü
yazardı:
“İskoç etekli levrek...”
Bu menü de aynı minvalde...
‘Hababam Sınıfı’nın sivrilerinin kendilerine evrilen dandik yemekhane
yemeklerini beğenmeyip, hocaların yemeklerine intikalde bulunması gibi,
hafiften devrimsel müdaheleler de akla gelmiyor değil: Sonuçta, biri yer, biri
bakar, kıyamet ondan kopar, hesabı..
Arzu nesnesi kırmızı tabanlı ayakkabı giyen ‘first lady’miz, kendi
elleriyle özel şeyttirmiş bu sofrayı...
Pek sayın, ‘ye kürküm ye’ blogcu camiasının bardak yürütme operasyonu da kibarca
geri püskürtülmüş.
Vallaa:
13 yıllık blogcuyum. Şeytan, bana böyle bir sofrayı yazdıysa bozsun derim.
Demokrasicilik oynuyorsak, Milliyet’te ve Radikal’de 10.000’i aşkın blogcu
yazar var. Onların başı kel mi? İlla, hocaların karavanasına müshil mi
koymaları gerek?
Bir de şu var:
Gül hala zihnen AKP’li: Onlar gibi, kafasında hallettiği bir işi olmuş sayıyor.
Apple 3 yılda 5 dakikalık bir sanal f klavye sorununu çözemedi. İlla ki bunun
ona orada mı söylenmesi gerekiyor? Kendisi bu konuyu izleyemiyor mu ya
izlettiremiyor mu?
Açıkçası, o sosyal medya alla turca
panoraması karşısında utandım. Bu rezil rüsva liberalizm oyununun, 30 küsur
yıldır ne kadar hep dışında kalsam da, kuburun ye kürküm ye sofrası
artıklarınının, medyasal medyasal gözüme gözüme sokulması midemi bulandırıyor.
Sorun değil; kalem gider, daktilo gelir; daktilo gider, klavye gelir.
Ayakkabıcı jigololu veya eşcinsel olanı gider, arzu nesnesi tabanlı çakma ayakkabı
giyeni gelir.
Biz gidemediğimize göre, onlar
gider gelir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder