Sacks
vefat etmiş:
“Aralarında
aynı isimle sinemaya uyarlanan ‘Uyanışlar’ın da olduğu kitaplarıyla tanınan ve
kış aylarında kanser hastası olduğunu açıklayarak sevenlerini üzen, İngiliz
nörolog ve yazar Oliver Wolf Sacks, 82 yaşında yaşama veda etti.”
Sen
benim için ustadan öteydin Sacks.
Sen
benim için arkadaştan ve dosttan öteydin. Bir beyindaştın. Üstelik bambaşka
disiplinlerde seyrettiğimiz halde, ortak bir dili konuştuğumuzu gördüm.
Bana
nörolojiyi ve nöropsikiyatriyi bir kez keşfettirdin.
Doğrunun
ne olabileceğini, doğru soru sormayı, marjinallerin ne denli haklı olduğunu
da...
‘Mars’ta
Bir Antropolog’la bana otizmimi, katatonimi, Asperger’imi kabullenmeyi ve
sevmeyi öğrettin. Beynim 2 kez kendini kapatma noktasına gelecek denli, otistik
eğilimli olduğu için, bir bakıma beni zihinsel ve bedensel ölümden de
kurtardın.
Bir renk
körünün ve artı bir körün renkli ve/ya tümüyle görmeyi reddebileceğini de bana
sen öğrettin. Bu, maraziliği istemek değil. Bu, içsel metamorfoz’u ve tao’yu istemek.
Sayende,
milyarda birlik en az 50 vaka tanıdım: 50 çok özgün beyin öyküsü. Sonradan
anladım ki bu istisnalık milyonda birden sık ve ben yaşama zaten milyonda
birden daha düşük olasılıklı istisnalarla girmiştim, anımsamadığım bebeklik
dönemimde. O nedenle, bana yol gösterici de oldun.
Ancak,
kendi öykünü anlattığın ‘Kaybolan Bacak’ta feci çuvallayarak, beni ters köşeye
yatırdın. Böylelikle, başkalarını çok çok iyi anlatan birinin, kendini ve kendi
derdini hiç mi hiç anlatamayacağını da (ve tersini de) görmüş oldum.
Senden
küçük olan, senin gibi Musevi olan ve senden önce ölen Klawan seni birkaç
noktada sollamıştı. Bu, beni önce şaşırttı ama yukarıdaki durumun başka
biçimiyle düşününce, durumu anladım.
Hataya
karşı hoşgörüyü de öğrenmiş oldu sayende.
Güle güle
Sacks.
Seni
beynen sevdim, kalben değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder