Perşembe, Eylül 03, 2015

Neo-Basının Göçmen Rezaleti



Şavalağın biri çıkmış ekrana, almış arkasına ölü göçmen çocuk fotosunu, soruyor:
“İnsan nedirv, insan nedirğ?”
Ananın örekesidir insan.
Basının görevi enformasyon yaratmaktır, bilgi vermektir, düşünce yaratmaktır; his hıs aracılığıyla dezeformasyon, aptallaşma ve cahilleşme yaratmak değil.
Doğru bilgi şudur:
2,5 milyon göçmen Suriyeli’nin yaklaşık 1 milyonunun müsebbibi, doğrudan TC’dir. Gerisi ABD’nin ve AB’nin yediği herzedir.
Doğu Avrupa, zaten faşizme teşneleşmişti (ki bunun dolaylı göstergesi yükselen eski komünist partiler olmakta, kulağı tersten göstererekten), şimdi onlar da, kendileri de aslen karakafa olmakla birlikte, gerçek karakafalarla muhatap olmaya başladılar, dolayısıyla şimdi tam faşist olacaklar. Macaristan’ın başkenti Budapeşte’yi 100 bin mülteci 1 ayda işgal etti. İt ve/ya çekirge sürüsü gibi, lümpen istilası dalgaları var. Geçtikleri her yeri kurutuyorlar, çünkü küçük nüfuslu Doğu Avrupa ülkeleri, o kadar kişiyi besleyemez ama 80 milyonluk TC onları 20 milyonluk İstanbul’da tam siper arazi etti ki zaten tüm İstanbul, o göçmenlerin manzarasında şu an için, evsizler ve çöpten yemek yiyenler epidemolojisi mevcut son 15 yıldır.
Yani sonuç:
Neo-Nazi eski-komünistler:
Kulağa nasıl geliyor?:
Komünizmden çok şey öğrendiğini itiraf eden Adolf gibi geliyor insan abi’si.
1920’lerde global ekonomik kriz ve ardından gelen önce faşizm, sonra Dünya savaşı dalgası (ki sonu 2 makro atom bombasına vardı), 2020’lerde global makro ekonimik kriz ve ardından gelen neo-faşizm, sonra 2 dünya savaşından büyük yekun edecek olan 50 mikro savaş (ki bunların sonu da, o 2 makro atom bombasından toplamda yine daha büyük yekun eden epeyi sayıda mikro atom bombaları) demek olacak.
Eh, tarihi tekerrür ettirenler, tarihin halihazırdaki felaketlerinden yakınıyorlar ve duygu sömürüsü yapıyorlar.
Nasıl yüzsüzlük ama...?
Dipnot:
Sait Faik’in Sinağrit Baba’sı, neden masum küçük balığı kurtarmamış, şu an için çok çok iyi anlıyorum. Ama yine o koskoca Sait Faik, Leyla Erbil’in ters köşesiyle acilen mezarı boylayıverdi ayrı konu.
Evet:
Tarih öğretir ama sanatçıların biyografileri daha çok öğretir. Anı anına ve sıcağı sıcağına, uygulanabilir hayat bilgisi üniteleri üretirler çünkü.
Dipnot:

Konuyu sömüren tüm blogculara lanetlerimi sunarım buradan.

Hiç yorum yok: