Tuhaf ve
ironik:
Bir
anda, bu tarihlerin simetrik olduğunu gördüm.
1945’te
ABD, Dünya’nın 1 no’su oldu. Bunun nedeni, AB’nin 2 dünya savaşı ile kendini
tuş etmesi idi. Ancak, o 2 dünya savaşı aynı zamanda ilk 2 gerçek dünya
devrimini de yarattı. Onlar da başarısız oldu ama onun nedeni de, o 1980 atağı
idi. Şimdi ona bakalım:
1980’de
ABD, hem neo-globalist neo-liberalizmi devreye soktu, hem de Askeri Strateji 2000’i.
1990’da
o 2 dünya devrimini yapan 2 ülkeyi, hem eski SSCB’yi, hem Çin’i yendi hesapça
ama sonuç bizi bambaşka yerlere taşıdı aynı zamanda.
Yıl 2015
ve 1980 liberalizmi tuş durumda. TC 1983’te girdiği o süreci; 1987, 1994, 2001,
2008 ve 2015 krizleriyle ödedi ve şu anki durumuna hala ayamadı (dolar 4 lira
olacakmış). AB de, ABD de tuş olduğuna hala ayamadı, ayrı konu.
Tuhaf ve
ironik olan şu:
Her 2
dönem de eşit olarak, 35’er yıl sürmüş. Yani, tarihin bildiğimiz o bir sürü
dönemselliklerinden biri / ikisi daha yaşanmış ve bitmiş.
Bugün
Askeri Strateji 2000 de tuşoldu. Aslına bakılırsa ABD, 1945’ten sonra girdiği
tüm savaşları kaybetti, Kore’den başlayarak ve hepsi dahil olmak üzere. Aslına
bakılırsa ABD, 1914 yerine 1917’de 1. Dünya Savaşı’na girerek, 1940 yerine
1941’de 2. Dünya Savaşı’na girerek, La Fontaine fablı hesabınca, savaşı baştan
kaybetti, yine ayrı konu.
Yani
1945’ten beridir, ABD’nin tüm askeri, iktisadi, siyasi üstünlükleri kıtır
silsilelerinden ibaret. Ancak reel sosyalizm de bir kıtır silsilesiydi ve tuş
oldu çoktan, Çin’in 1971 sonrasıki (Stalin tipi eski SSCB tipinden ayrı
olarak) devlet kapitalizmi de, bir kıtır
silsilesi olarak hala sürmekte. Ayda 25 dolar asgari ücretle devlet kapitalizmi
olmaz, mis gibi has kapitalizm olur, reel sosyalizm bile aç ve açıkta insan
bırakmadı, eski SSCB vassallarında bugün sağlık ve ulaşım bedava hala.
Rusya,
Ortodoks neo-çarlığa geri döndü, gözü İstanbul’u alıp ortodoks merkezinin
sahibi olmakta. Bu dönemin 3. adamı Putin (ilk ikisi Gorbaçov ve Yeltsin idi),
toplamda 1999-2024 arası gibi, 25 yıl
fiilen başta kalmış olacak, İstanbul’da gözü olduğunu açık açık beyan eden de
odur.
Çin de
aslına rücu etti, halk dinlerine ve Uzakdoğu Asya metafiziklerine. Çin’de birey
kültü pek yoktur, kurum kültü vardır. O da sürüyor hala.
Bu
tabloda Japonya, 1990’dan beridir her konuda (kültürel, iktisadi, vd) istop
etmiş olarak, ironik bir yer tutuyor (ancak artık bir askeri güç, eski Asya
faşisti geleneğini sürdürerek). 1965-1990 arasında ise, fiilen Dünya’nın
ekonomik 1 no’su o idi. Batılılaşma, onların dayanıklı doğululuğunu tuş etti.
Büyük olasılık, yakın gelecekte Çin’de de öyle olacak. Çünkü her ikisi de, bireyciliğin öldüreceği tözlere sahip
kültürleri olan ülkeler.
Diğerleri,
açık ara geride hala. Kanada, potansiyel olarak ABD’den daha güçlü ama bunu en
erken 50 yılda başarabilir. Brezilya ise, en yapılmayacağı yaparak, bir mafya
devleti olarak, o kara para ile, kendine bir orta sınıf yarattı, hiçbir işe de
yaramadı o sınıf, çoktan statikleşti. Hindistan desen, 1 milenyumluk tropik
uykusunu hala sürdürüyor. Global atak için, fazla çokdilli, fazla çokkültürlü.
Oysa herkese gereken tek şey, hala merkezilik.
Kapitalizm,
bu momentinde büyük bir öz-hata yaparak, devleti fiilen sıfırladı. Bu da,
doğrudan kargaşa ve kaos getirdi, ayaktakımı başkaldırısı yolu ile.
Artı
globalleşme 35 yılda, % 15-20’den başlayıp, sonunda olsun olsun Dünya’nın %
40’ına belki yayıldı, belki yayılmadı ve orada istop etti.
Yani tam
70 yıl sonra, başladığımız noktaya geri döndük:
4. Dünya Savaşı’nın sapanla
yapılacağına. Çünkü
eski Doğu Bloku çökerken, çok çok fazla nükleer malzeme boşta kaldı. Aradan 25
yıl geçti ve hala sınırlarımızda nükleer malzeme yakalanıyor.
Arada,
Çernobil ve Fukişama nükleer kazaları da yaşandı, 2 uzay mekiği kazası da. Yani
3 dev, embesil hataları yaptı, ABD 2 kere yaptı, Mc Carthy olsaydı, onları
kazığa geçirirdi ama tek bir kişi ceza almadı o hatalardan dolayı. Naziler de,
böyle salaklıklar yapmadı hiç ve 70 yıl sonra bile, onların bilgilerini
kullanıyoruz, İsrail, Rusya, Almanya, ABD, Sobotta Atlası dahil.
İşte,
tarihe böyle bir düz, bir de ters bakınca, epeyi farklı panoramalar elde
edebiliyoruz. Bu, alternatif bir yorum oldu.
Çıkarsama
da şu ne yazık ki:
Demek ki
belki 70 yıllık bir belirsizlik dönemi var önümüzde. 35 yıl sonra, 2050’de
geçci bir kristalleşme olur, sonar muallaklığa devam, tam da post-N-N-modern
işi: Aptallık ve cahillik limit sonsuza
gider Yeni Orta Çağ’ı yani.
Ellerinize
sağlık devler. Bizi kendi zulmünüzden kendiniz kurtarıp, kendi sonunuzu
kendiniz yarattınız.
Elinize
sağlık.
Dolayısıyla:
İşte boş
bir geleceğin gelecekbilimi: Doğmamışlara, kendi yaratacakları, kendi
hatalarını kendileri yapıp, kendilerinin ödeyecekleri boş bir gelecek bıraktık
sayılır. O kalabalık borç sayıları, yalnızca absürd-grotesk bir Monopol oyunu idi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder