Pazartesi, Eylül 07, 2015

Slaktivist ve Salaktivist AB



Yeni Orta Çağ’ın gelindiğini, en çok sarıkafa 1. Dünyalılar’ın ve G-7’lilerin, bizim Türkler’den beter aptallıklar ve cahillikler yapmasından anlıyorum. 500 yıllık bir koloniyalizm, 350 yıllık bir Aydınlanma ve Bilim Devrimi ve sonuç, 0’a 0, elde var 0, bile değil, eksi yahu, resmen eksi. Yani, AB kendini 1250 Orta Çağ’ından daha geriye bir noktaya, bile ve isteye çekiyor. Hem de göbek atarak.
Bunu nereden söyledik?:
Suriyeliler’i Almanya’da alkışlarla karşılamışlar.
Kah kah kah, kih kih kih.
Biz 4 yılda neler çektik, bunu dinleyecek kimse yok mu?
Şu an 100 bin Suriyeli TC’de iş kurmuş durumda.
Yenibosna ötesinde Suriyeliler, Kürtler’i tuş ettiler. Tüm kirli ve karlı işlere el koydular, çöpçülük, hurdacılık, seyyar satıcılık, şu bu. İsteyen Küçükpazar’a uğrar, onlarcasını görür şu aralar...
Bir fıkra vardır:
“Mazohist sadiste demiş ki:
-          Acıt beni, acıt beni.
Sadist de mazohiste demiş ki:
-          Acıtmıycam, acıtmıycam.”
Böyle absürd ve grotesk bir durum bu.
Bu arada, Hitler’i çıkarmış Almanya’dan söz ediyoruz. 50 yıllık Alamancı Türk deneyimini yaşamış Almanya’dan söz ediyoruz.
Demek ki buradan çıkan sonuç ne?
MS 400’de Hunlar Roma’ya, MS 800’de Vikingler bugünkü tüm AB’ye barbar saldırılarını başlattığında, uygarlar durumu pek de öyle infialle karşılamamışlar anlaşılan.
Zaten Romalılar, onları ayakçı olarak çalıştırıyorlardı. Hani bizim Türkler, köle asker Kölemen iken, Mısır’da ülke yönetimine el koymuştu ya, onun gibi olmuş sayılır Roma’da işte: Atilla Roma’da eğitim görmüştü zaten.
Bu gözlem, hiçbir kitapta yazmaz.
Ancak, yazan şudur:
MS 1500 gibi Etienne de le Bottie ‘Gönüllü Kulluk’u yazar. Aynı oyunun dışında kalmayı seçen ve ilk denemeci olan Montaigne, hem kendi yazdıklarını, hem onun kitabını basar, bir kenarda rantiye-emekli olarak yaşarken. Aynı biçimde Lao Tzu da, devlete entegre olmaktansa, Çin Seddi’ni Batı’ya doğru geçerek tarihten kaybolur ve bilindiği kadarıyla bunu yapan ilk Çinli’dir ve hala başka örneği kayıtlı değil gibi.
Peki, ne olacak halihazırdaki durumda?
1 milyon Suriyeli 90-100 milyon Almanyalı’yı kafadan 100 yıl geriye götürecek. Bu, tam da Zaytung’un ‘abi biz, şeele Malazgirt’ten bi çıkıp, bi daa geri girsek’ türündeki kara mizahının aynıdır.
Almanlar da, öz-faşizmlerini tazelemek için, mazohistçe dışarıdan barbar-faşist ithal ediyorlar ve 20. Yüzyıl başına kültürel ve zihinsel regresyon yaratılorlar kendi kendilerine.
Hoş, bunu İsveç de, Kürtler’e yaptı. Onlar da, gidip babalar gibi, başbakan Olof Palme’yi öldürdüler.
Ara şerh: Bu olayın, bir polisiye romanda, olayın gerçekleşmesinden yaklaşık 10 yıl önce, marksist bir çift tarafından, kurmaca olarak aynen yazılmışlığı, sanatın avangardlığını ve yaşamın önüne geçebilirliğini bir kez daha kanıtlamıştır.
Yani:
Böylelikle Fassbinder, gerçekten Birleşik Almanya faşizmini öngörmüş ama öngöremediği şu olmuş:
Suriyeliler asimile edilemezler, çünkü asimilasyona onlardan daha meyilli Türkler bile asimile edilemedi ve Fassbinder, bunu 1960-1980 arasında bizzat yaşadı ve gözledi ama anlamadı, ayrı konu.
Oysa, adını anımsamadığım bir Alman daha 1980’de şunu demişti:
“Yalnızca bir Türk olduğu için, ben hiç kimseyi sevmek zorunda değilim.”
İşte bu.
Yalnızca mazlum olduğu hiç kimse sevilemez. Bu salaklık ve cahillik olur.
O mazlumluk yanıltıcıdır. Biz, bunu 4 yıl yaşadık ve tanık olduk. Buyursunlar alsınlar, 2,5 milyon karakafayı, tepe tepe kullansınlar.
Sonuç mu?:
Nasıl ki 50 yıl sonra ABD’iller artık YMCA olmayacaksa, 50 yıl sonra Almanlar da esmer bir ırk olmuş olacaklar, zaten yarım porsiyon siyah saçlılar, tam porsiyon olacaklar. Çünküms, Suriyeli penisi sever çok YMCA Alaman hatun çıkacak. Hani, Fassbinder’in ‘Korku Ruhu Kemirir’ filminde Türkler için olduğu gibi.
Ah Fassbinder, yaktın beni.
Çıkış:

Şu an benim gözümde AB, aslan-serçe fıkrasında olduğu gibi, aslan fallusuyla intihar etme arzusunda olan serçe gibi. Ve fakat aslan da, sadist mi sadist: Tecavüz bile etmeyebilir AB’lilere, o kadar yani.


Hiç yorum yok: