Otantik
toplama kampı psikolojisi, Serol Teber’e göre şöyledir (bakınız, onun ‘Toplama
Kampı Sendromu’ kitabı):
Toplama
kampında ölümü kabul eden Musevi, dosdoğru dikenli tellere yol alır ve
Gestapolar, oraya yakınken onu kurşuna dizerler, çünkü oraya gitmek yasaktır.
Bunun adı ‘Müslümanlaşmak’ olmakta. (Ne ilginç bir etimoloji, değil mi?)
Şu
andakiler ise şöyle:
Bir:
Şeker
hastası bir arkadaşım / meslektaşım / müşterim var. Sağ ayak serçe parmağını ve
sağ ayak dış tarağını kestiler.
O ne
yaptı?
İlkin, 2
günlük ameliyatlıyken, kalktı 40 kilometre ötedeki evine yürüyerek gitti ve
dikişlerini patlattı. Oysa şeker hastalığı kangren olacak yaralar açar. Bu
bilinir. Öyle ölen tanıdıklarım var.
Yetmedi,
hangi hayvan yaptıysa, hastaneye kendisine gelen baklavayı yiyip, şekerini
400’e, evet dört yüze çıkarıp, komaya girer gibi oldu.
İki:
Taşralı
dam biti:
Önce
geceyarısı, en az 2 kişinin duyacağı bir biçimde, bir kızla zorla cinsel ilişki
kurdu.
Ardından
sokaktan topladığı bir turist hatunla önce yatıp, sonra onu gece klübünde kayıp
etti ki her yıl onlarca yabancı gençkız, TC’de öldürülüyor durumda şu an.
Üç:
Feleğini
şaşırmış hayırsever:
Kaldığı
yere giren çocuk hırsızlara nasihat vermeye kalkıp, 13 erkek kardeşten oluşan
sürüyü eve dayandırdı. Eve giren hırsız sayısı, kezlerce katlandı.
Dört:
CHP’li
delege, son 2 ayda bin kişi öldükten
sonra bile, savaşı yadsır bir inkar kültü pozisyonunda.
Bunlar
nedir böyle?
Yaşa(t)mayı bilmeyenlerin, yaşa(t)mayı
bilenleri de ölüme sürüklemesidir...
İşte bu toplama kampı neo-psikolojisi olmaktadır.
Son 1
yıldır bunlardan binlercesini gördüm ve dinledim.
Serol
Teber’in belki de bildiği ama ıskaladığı ve aşırı dürüst olan, toplama kampı
sağ kurtulanı, İtalyan Musevi yazarı Primo Levi’nin bile yazmaya cesaret
edemediği bazı gerçekler var demek ki.
Bu,
Müslümanlaşmak’tan öte bir şey:
Bu,
slaktivizm ve salaktivizm ki yeni modadır.
AB, 2,5
milyon karakafayı, mabadına büyük bir mazohizmle soktu örneğin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder