Çarşamba, Ağustos 17, 2016

Ciddi Bilimkurgu

Tam çevirisi, sert bilimkurgu.
İçinde ciddi bilimsel bilgi ve tartışma geçen romanlar öyle sayılmış ama adı geçenler içinde okuduklarım hiç de öyle değiller.
Negasyon ve tikelleme yapıp, okuduğum bilimkurgular içinde, gerçekleşmiş veya gerçekleşecek bilimsellikler içeren bölümleri yazayım:
Lem, Yıldızlara Dönüş:
Romanın girişindeki Reel, 5 duyu-dilli bir sinema gibi anlatılmış. Doğrudan deneyim oluyor.
Asimov, Vakıf dizisi:
Vizisonor, işitsel-duygusal-kimyasal birleşimi bir duyu-dil kullanıyor. O da reel gibi.
Iain Banks, Kültür dizisi:
İnsansız bir gelecek tasarlıyor.
Herbert, Dune dizisi:
Bir çöl gezegeninin sulak bir gezegene çevirmenin olumsuz sonuçlaır anlatılıyor. Olumsuz olan, o gezegenin sakinlerinin gökadayı kolonileştirmesi değil, o gezegende çıkarılan ve uzay yolculuklarını mümkün kılan meta’nın yok oluşu.
Genel olarak bakınca, en ciddi bilimkurgu romanda bile, ciddi bilimsel içeriğin % 1 ila %o 1 arasında olduğunu görüyoruz. Ancak bu doz bile, ‘kitlenin / okurun toplu bilisizlikte geleceğe yönelik değişimlere yönelik açıklığı’ olarak sonuçlandı.
Daha yüksek dozlar, gelecekbilimcilerin işi. Tarih, 5 bin yılda bir bilim kılınabildi. Gelecekbilim ise, 70 yılda ancak çeyrek bilim oldu gibi, belki de daha az. Ancak, tarihteki 400 yıllık sikluslar, 2000-2200 arasını çöküş dönemi olarak tanımladı çoktan.
Bu durumda, tarih-gelecek arası ve bilimkurgu-gelecekbilim arası, onlarca nicelikte ve nitelikte eser yaratılabilir ve hiçbiri henüz ortada yok, diyebiliriz.
Yani, henüz sert / ciddi bilimkurgu ortada yok.

(8 Ağustos 2016)

Hiç yorum yok: