Fassbinder’i,
Kafka’yı değil...
Dekadantı,
püriteni değil...
Şimdi ve
burada faşizm-engizisyonun dekadansı zamanı...
Acı var,
çok çok büyük Acı...
Kültürel
dedem-babam olarak Kafka-Fassbinder ikilisinin karasularını 1995 gibi
terketmiştim. 2016’da geri dönmüş oldum, açıktan pas geçercesine...
Eskiden
aşırı elektriklenince, meni-yasemin kokardım.
Şu an
öyle kokuyorum. Belki 15 yıl sonra ilk kez.
Sanat çizgisi bu işte...
Duygu
ama en derin ve zehir yeşili duygu...
Sana Gül
Bahçesi Vaad Etmedim, Godot’yu Bekliyor ve Godot gelince, öldürülecek.
Kriminaller öyle söyledi çünkü. Hapishanede ya da içerisi tımarhanede, dışarısı
toplama kampında.
Primo
Levin’nin bir şeyleri yazmayı kaçırdığını düşünürdüm ve hissederdim hep.
Bunlarmış. O da bunları yaşadı ama ayırsamadı ve yazmadı.
Onun
yerine, 1975 Golda Meir şöyle dedi:
Evet,
maalesef orospularımız var İsrail’de.
Ama o da
katliamları söylemedi: (İsrail kurulmadan önce ve onu kurmak için) 1946’da
Kudüs’te 90 ölü, 45’ Musevi gibi.
Dipnot:
Bu yeni
dizi, bir başlık gereksiniyor ama henüz adı yok. Dolayısıyla, Ceset Çiçeği’nin Adı (CÇA) olsun şimdilik.
Latince
adı da, amorphallus titanum imiş. Yaraksever dev, yani.
Çiçek,
75 yıldır ilk kez kendi kendine çiçek açmış, 2. Dünya Savaşı’ndan beridir ilk
kez yani. Ceset kokusu almış olacak.
(2 Ağustos 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder