Dünya
gazetesi bir anket yaptırmış.
Bunu da
Ümit Kıvanç irdelemiş.
Bir sürü
nitelik sayılıp şöyle sorulmuş:
“(1)
“Cumhurbaşkanı adayının [sayılacak] sıfatlardan hangilerine sahip olmasını
istersiniz?”, (2) “Çocuğunuz [sayılacak] sıfatlardan hangilerine sahip olsun
istersiniz?”
Kıvanç,
araştırmanın sonuçlarının da gerektirdiği üzere, işi ironiye vurmuş ve ciddi
analiz yapmamış pek. Bizi işin o yönü ilgilendiriyor.
“İnsanımızın
yine neredeyse yüzde doksanı (% 86), cumhurbaşkanının sorumluluk sahibi
olmasını isterken, çocuklarında bu özelliği görmek isteyenlerin oranı % 67!”
Epeyi
şıkta bu, değer yargısı ikiliği mevcut.
“İnsanımız
meğer cumhurbaşkanının “yenilikçi” olmasını istermiş; yüzde 85’lik oranla.
Fakat yine, çocuğunda bu özelliği görmek isteyenler, katılımcıların yarısı
kadar: yüzde 51.”
“Cumhurbaşkanının
“disiplinli” olmasını isteyen nüfusumuz da yüksek: yüzde 81. Fakat insanımız,
anlaşılan, ’olacaksa tepedekiler disiplinli olsun, çocuklarımız o kadar sıkıya
girmesinler’ görüşünde. Zira anca yarıdan biraz fazlası (% 56) çocuklarının
disiplinli olmasını istiyor.”
Öncelikle
şunu imleyelim:
Anababalar
cumhurbaşkanına oy veren kuşaktan. Gençler ise, oy vermeyen veya verdiği oyu
neden öyle verdiğini bilmeyen kuşaktan.
Yani:
Anababalar;
taşralı, eğitimsiz, sorumluluksuz, sürü psikolojisinde, şu bu.
Ama
çocuklar büyükkentlerde doğup büyümüşler.
En
belirgin durum şu:
16 yılda
cuma namazına giden erkek sayısı % 30’u bir türlü geçemedi. AKP’nin mahalle
baskısı olsa da, yaşlılar vefat ederlerken, genç kuşaklar büyükkentlerde namaza
gidip gitmediği denetlenemez oldular.
Yani:
Büyüklerin
kendileri kaytaramıyor ama akıllar kaytarmadan yana. Bunu çocuğu için aklediyor
yalnızca.
Bu da,
bugün için 18-28 yaş arasında olan erkeklerin muazzam bir kuşak kopuşu, 2-3
kuşaklık kopmayı tek kerede yaşayacakları.
İşte o
zaman, öldürülen Gonca Güriş’in tahmini gerçekleşecek:
Başörtülü
kızlar da evlilik öncesi ilişkiye girecek ve muhafazakar eş isteyen erkekler de
o kızlarla evlenecekler.
Bu
modernleşme mi?
Hayır.
Bu,
kulağını eliyle tersten göstererek lümpenleşme.
Zaten
muhafazakar değer yargılarından kaytarma da, gönülsüz ibadet de, lümpenliğin
hasıdır ve ülkemizde bolca görülür.
Dipnot
ve çıkış:
30 küsur
yıldan sonra anket şirketleri, abidik gubudik sorular yerine, yanıtları anlamlı toplumsal panoramalar
üreten sorular hazırlamayı ve sormayı becermişler sonunda.
(6 Haziran 2018)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder