Alıntı:
“Etienne
de La Boétie - Gönüllü kulluk kitabında der ki eğer iki kuşak köleleştirilirse,
bundan sonra gelen kuşak, özgürlüğü hiç görmeyip tanımadığından dolayı,
pişmanlık duymadan hizmet eder ve ondan öncekilerin zorla yaptıklarını seve
seve yerine getirir. Boyunduruk altında doğan insanlar, kulluk, kölelik içinde
büyütülüp eğitilirler. Dolayısıyla bu insanlar, siyasal iktidarı yıkmaya
yönelik herhangi bir eyleme kalkışamazlar. Böyle bir eylemin gerektirdiği özgür
düşünceden, özgür iradeden yoksundurlar. Kurulu düzeni sevip benimsemekte ve
sürdürdükleri yaşamın dışında başka yaşam biçimleri olduğunun ya da
olabileceğinin bile farkına varamazlar. Oysa, boyunduruk altında doğup
özgürlüğün gölgesini bile göremeyip köle olmak kadar kötü bir şey olamayacağı
açıktır. Çünkü insanların, içinde bulundukları durumu doğal karşılayıp benimsememeleri
için onlara belli değer ve davranış kalıpları, belli bir dünya görüşü aşılamak
gerekir. Bu gönüllü kulluğun yok edilmesi yine, iktidarın elindedir.
Yani
iktidarlar, isterse kartal, isterse tavuk yetiştirir.”
+
Bu
bölümü bilmiyordum, kitabı yıllar önce okumuştum.
Hiçbir
noktasına katılmadım.
Tarih
köle isyanlarından gösteriyor ki öyle 2 kuşakla bu iş iktidarlar tarafından
güvenceye alınamıyor.
Tavuklar
düzene uyanlar, kartallar uymayanlar simgesinde.
İktidarların
istediği zaman kartal yetiştiremediği, tek adamlar, liderler, diktatörler
tarihinden belli.
Düzene
ve zulüme karşı çıkmak, biraz öğrenilir, biraz da içten gelen bir şeydir.
Spartacus’e
kimse isyanı öğretmedi.
Spartacus
türleri de farklıdır.
Kimi
bildiğimiz eylemcidir, kimi bildiğimiz De Labotie gibi kitap yazar.
De
Labotie’nin haklı olduğu temel nokta, gramsci saptaması üzerinden, kitlenin
iktidar seçkinleri ile genelde işbirliği yaptığıdır.
Gerisinde
yanılmış.
(26 Ocak 2020)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder