08.01.20, 13:30.
Medikotobiyografim ve
Estetiko-Politik
Kurmaca-dışı
yazını da, burada günceyi de sanat alanı saydığımı hep yazageldim. Bu durumda
günce de, estetiko-politik yoruma ve eşlemeye tabi tutulabilir demektir.
Çoklu
bir hastalığım var.
Kronik
bel ağrısı ve kronik bağırsak gevşekliği yaşıyorum. İkincisi, bağırsak kanseri
belirtisi olabilir.
Yani,
kendi bakış açıma göre, ölümle yaşam arasında salınıyorum.
En
azından bu sıralar tarih de öyle bir salınımda.
Daha
önceleri, Zweig’ın toplama kampına düşmeden eksodus yapabilip, sonra intihar
etmesini anlamsız bulurdum. Şimdi anlayabiliyorum. Çünkü, kendimi bildim bileli
ve yazıyor olalı beri, varlığımı içeren bir gelecek bulamadım ve hep kendi
varlığımsız bir gelecekbilim tasarladım.
Yine de
intihar etmem ama aşırı bir ölüme teslimiyet içindeyim. Bu da ölümüne tüketici.
Benjamin durumu yani.
Tüm
cehennemlere karşın, sağ kaldım ama buna anlam kazandıramıyorum.
Sağlıksızlığım,
bu direnişsizliği yaratıyor olabilir ama onun da anlamı yok.
Yazmanın,
yazarlığın, yazı kültürünün
hiçleştirildiği bir Dünya’da yaşıyorum. Yazmanın müridi olan ben için korkunç
bir durum.
46
yıldır, hep on binde birlerle muhatap oldum ama bir tek aklı başında insan bulamadım. Kuilman ile ise, ortak bir yaşam veri
tabanımız hiç olmadı.
Yalnızlığın
bu kadarına, sanırım tahammül edemiyorum.
60
yaşındayım ve kurtulma umudum yok.
Hiç
olmadı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder