Öncelikle,
Youtube, Amazon, Alibaba gibi global internet şirketleri de sinema piyasasına
girdiğini görmek gerek. Hem de Netflix’ten önce.
Bizce
Netflix bütçe olarak onlarla başedemez.
+
HBO
çizgisi, taa 2000’e kadar geriye uzatılabilir. Yani Netflix, 20 yıllık bir
altyapının üzerine kondu.
Not:
Burada, ilklerin en çok kazanan olmaması durumunun sıkça yaşandığını anımsamak
gerekli.
+
Gelelim
2020 verilerine:
“Online
film ve dizi izleme platformu Netflix, 2019 yılında İngilizce dilinde 60 film
üreterek, birçok büyük stüdyoyu geride bıraktı.”
Burada
sorun şu ki Hollywood film şirketlerinin yeni sahipleri, daha 1930’lardan
beridirki Yanki tipi hatalarını tümünü yinelediler.
Görülmesi
gereken durum şu:
Dünya’da
5 major, 5 minör olarak 10 ayrı sinema tipi, ideolojisi var.
Bunlardan
Uzakdoğu Asya sineması yalnızca 20 yıllık bir çıkışta ve 10 yıldır da bir
inişte. Artı kendi içinde; Hong Kong, Japonya, Güney Kore ve Çin olarak bölünmüş
durumda ama Tayvan yok (Tayvan x Hong Kong (sineması ve kültürü) karşıtlığı).
Buna
karşılık AB sineması / sinemaları, 3 büyük AB sanat filmi şenliğinin (Venedik,
Belin, Cannes) Hollywood’a teslim olmuşluğu durumunda. (Uzakdoğu Asya x AB
(sinemaları ve kültürleri) karşıtlıkları.)
Netflix,
tüm bunlar yokmuş gibi davranıyor ve hatta onu algılamıyor bile. Güney Kore
dizileri global / 4. Dünya’sal fenomen olmuşken, o tipolojiyi yok sayıyorlar.
Yani diğer
bir deyişle, uzunca bir süredir global sinema piyasasını Hollywood domine
etmiyor, evinde bile edemedi, HBO çizgisi nedeniyle.
Netflix
ise, HBO çizgisini aldı, Hollywood çizgisine geri döndürdü.
600
filmin 60’ını yapmanın anlamı yok, çünkü yapılan filmlerin % 95’i ticari olarak
anlamsız. En basitinden, bir stüdyo bir konuyla ilgili film yaparsa (Calling of
Wild), diğerlerinin de hemen bir tane yapmaları. Çünkü, 2 tane aynı konuda
film, 1 tane ayın konuda filmden daha az ciro yapıyor.
+
“Şirket,
2019 yılında film stüdyolarını temsil eden ticaret odasına üye olarak
başlamıştı, yılın kalanında ise The Irishman ve Marriage Story gibi Oscar
yarışının en iddialı filmlerini üretti.”
Tam da kendi
tezinin tersine bir veri:
Irishman’i
seyircilerin çoğu sonuna kadar bir kezde izleyemedi. Üstüne bir de yönetmen,
filminin cep telefonundan izlenmemesini istedi. Scorcse, 1970 model bir yönetmen
yani, 2020 model değil.
+
“Netflix'in
o dönemde eleştirmenlerin beğenisi toplayan filmi Beasts of No Nation, 2016
yılında Oscar'a aday gösterilmemişti.
Şirket,
o yıl filmlerini vizyona sokmayacağını söyleyerek, büyük salonların ve sinefillerin
tepkisini toplamıştı.
Ancak bu
politikasını değiştirerek The Irishman ve Marriage Story gibi filmlerini
platforma koymadan bir ay önce vizyona soktu.”
Yine, sen
ben bizim oğlan’ın uzun idrar yarışması.
Not: Eskiden
filmlerin dvd’si filmden birkaç ay sonra piyasaya sürülürdü, şimdi hemen
sürülüyor. Netflix, yine eskinin yinelemesi durumunda yani.
+
“Şirketin
verilerine göre, Bird Box ve Murder Mystery platformda yayınlandığı ilk ay,
dünya çapında 70 milyon insan tarafından izlendi.
Ancak,
şirketin izleyici sayısını açıklamakta seçici davranması ve üçüncü bir taraf
tarafından ölçümleme yapılmaması, filmlerin başarısının ölçülmesini zor
kılıyor.”
Hah,
problem tam da bu.
Facebook
da videoları için yalan sayılar yayınlardı ve kimse bugüne kadar ona dava
açmadı.
Yani
Netflix, zararı kesin görülmüş bir davranışı, birebir aynen yineliyor.
+
Aranot:
Netflix ile ilgili metinlerimizde, Netflix’in yeni hiçbir özelliği olmaması,
bir de kendi için belgesel hazarlatıp, kendini goygoylatması durumunun çok
sakil kaçtığını kezlerce belirttik.
+
Çıkış:
“Netflix
geçen yıl 15 dalda Oscar'a aday gösterildi.
Geçen
yıl Altın Küre'de en çok ödül kazanan şirket olan Netflix'in bu yıl Oscar
töreninde nasıl bir performans sergileyeceği merak ediliyor.”
Oscar
bir kriter değil.
Çok izlenen
filmlere zorla Oscar verildiğini gördük ama Oscar kazananların az izlendiğini
de çok gördük.
Netflix’in
en geniş ve en sakat durduğu nokta 3. Dünya ülkelerine yönelik pazar anlayışı.
Kutupta dondurma satan bir anlayış bu.
Netflix’i
de bu saydıklarımız çoktan geriletmeye başladı zaten.
(2 Ocak 2020)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder